Yeni bölümle sizlerleyim.
Çağla'nın elbisesini atmamı istediğinizin farkındayım ama atmicağım çünkü bazıları sevmiyor. Herkesin zevki aynı değil, bu yüzden siz aklınızda elbiseyi oluşturun.
12 Aralık 1998 Çağla Arslan'ın doğum günü.
Tatlı okumalar :)
🍁🍁🍁
Küçükken ailesinin istediği gibi biri olmak isteyen bir kız. Şimdi ise kendi ayaklarının üzerinde durabilmek için çabalayan kadın. İlk çocuk, abla, kuzen, arkadaş, komiser ve niceleri, benim için söylenen tabirler. Peki benim kendime karşı tabirim neydi?
Küçükken doğum günlerimde babamın evde olması, ailemin yanımda olması, pasta kesmek ve pastanın üzerindeki sayının gittikçe artması, büyümüş olmak beni mutlu eden şeylerdi.
Şimdi ise ailem yanımda değildi, hepimiz bir buluttan çıkan yağmur damlaları gibi dağılmıştık. Pasta kesmek artık bana zevk vermiyordu. Pastanın üstündeki o sayı büyümeye devam ediyordu ama bu beni mutlu etmiyordu.
25 yaşındayım. İçimden birkaç kez tekrar ettim, kulağa garip geliyordu, 24'e alışmıştım, 25 çok yabancıydı.
Doğum günümde yaşımın iyi geçmesi bana iyi şeyler getirmesini isterdim ama pekte iyi bir şey getirdiği söylenemezdi. Hatta her yaşıma girdiğimde bana büyük bir sürpriz olan kötülükler karşıma çıkıyordu. Yinede umuyorum, güzel şeyler olsun.
Bana hiç heyecan vermeyen bu doğum günüm Kuzey için büyük bir mutluluktu. Sabahtan beri beni durmadan bir taraflara çekiştiriyordu ve bu artık can sıkıcı olmaya başlamıştı. Telefon ekranını kaçıncı kez açtığımı bilmeden tekrardan açtım ama hâlâ mesaj yoktu. Babamın burada olmicağını biliyordum ama en azından bir mesaj veya aramasını bekliyordum.
Unutmuş olabilirmiydi?
Olabilirdi aslında. Annem öldükten sonra ailecek bir daha doğum günü kutlanmamıştık, unutmuş olabilirdi."Telefonu bırak" Kuzey'e ters bakışlar atarken, durmadan üzerimde ölçü alan kadına bıkkınlıkla baktım. Kuzey özel yaptırdığı elbise için beni uğraştırıp duruyordu.
Gözüm dağılmış olan evimde ve etrafda dolaşan insanlara takıldı. Daha elbiseyi görememiştim ama iki saattir üzerimde ölçü alıp duruyorlardı "Bitmedi mi?" dedim artık gerçekten bıkmıştım. "Ne kadar konuştun yaa bırak insanlar işine baksın" dedi Kuzey. Gözüm çalışanlara gitti, fazla kalabalıklardı, bu kadarına gerek yoktu. "Ee sen ne zaman hazırlanacaksın?" dedim kendimce zamanın geçmesini bekliyordum "Siz hazırlanın ben daha sonra hazırlanırım" dedi.
"Siz derken?" dedim göz kırparak ama çalan telefonunu açıp balkona ilerledi. Bu çalan telefon kaçıncıydı artık sayamıyordum. Kuzey'i bıraksam neler yapabileceğini tahmin bile edemiyordum ama beni tanıdığı için ve elimde kalmamak için partiyi abartmiyacağını biliyordum.
Yanımdaki kadın gittiğinde resmen derin bir nefes aldım ama bir anda başka birisi elinde saç modellerin olduğu bir dergiyle geldi.
Dergiyi önüme uzattı "Sizce hangisini yapalım?" içinde çeşit çeşit saç modelleri olan dergiye göz ucuyla baktım, içinde birkaç sayfa çevirdim ama hoşuma gitmemişti "Bunlar güzel değil" dedim. Biraz paravatsızca olmuştu ama öyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen FictionKomiser Çağla çalışmak için İstanbul'a gider, cinayet büroda komiserlik yapan Çağla birçok cinayet görür ve bu katilleri bulma yolunda yanında... Başkomiser Aras Karakılıç Komiser Asır Atay Klimanalog Zehra Yalçın Adli tıp uzmanı Merve Ayman Olay y...