Bir dik duruşun; kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz.
- Frida Kahlo
BOLCA YORUM YAPMAYI VE YILDIZA BASMAYI UNUTMAYIN.
🍁🍁🍁
Arabayı durdurduğumda Kuzey'in arabası önümde park halindeydi. Benim arabamın ışıkları sönmesiyle karanlık etrafı sarmıştı. Sadece Kuzey'in arabası yoktu başka arabalarda evin önündeydi. Beni rahatsız eden ise etrafta duran siyah takım elbiseli adamlardı.
Ela'nın korumaları olduğunu biliyordum ama bu rahatsızlık veriyordu. Aras daha gelmemiş olmalıydı ama geldiğinde bu görüntü hoşuna gitmiyeceğini biliyordum. Onların yanından geçip eve ilerledim.
Çantamdan anahtarımı çıkardığımda evin içinden gelen gülme seslerini duyuyordum. Kapı açıldığında adımlarımı attım üzerimdeki çeketi çıkarıp astım. Salonun ışıkları koridoru aydınlatıyordu.
Salona geçtiğimde L koltukta oturup sohbet eden Ela ve Kuzey dipdibeydi. Birbirine dönmüş gülerek konuşuyorlardı. Birbirine bu kadar yakınken olacak şey belliydi. Ela flörtez haraketlerle Kuzey'in yüzünde ellerini gezdirirken kıkırdıyordu.
Kuzey Ela'yı öpmek için aralarındaki kısa mesafeyi kapatarak yaklaşırken boğazımdan hafif öksürük sesi çıkardım. Kuzey yan bakışlarını çevirdiğinde beni görmüştü. İkisi yüzlerini birbirinden ayrılırken ben tekli koltuğa ilerleyip oturdum. Ne yapıcaklarsa bunu benim evimde yapmamalılardı.
"Çağla selam" Ela tatlı gülümseyişini bana çevirirken gamzesi ortaya çıkmıştı. Gamzeleri bana Aras'ı hatırlatmıştı. "Kuzen ne kadarda erkencisin?" dedi kolundaki saate bakıp.
Bugün biraz geç olmuştu imasını anlamıştım. "Siz neden evime geldiniz?" dediğimde sert mizacımdan dolayı Ela oturduğu yerde kendini düzenlerken benim onları evden atmaya çalıştığımı filan düşünmüştü. Kuzey'i evden atsamda tekrar bacadan girerdi.
Kuzey güldü "Biraz eğleniriz diye düşündüm hem Ela seni çok sevmiş" Ela'la beraber çiftliğe gidip amcamın karşısına çıkamayacağı için buraya gelmiş olmalıydı.
Ela bana döndü "Kuzey senden çok bahsediyor beraber vakit geçirelim diye düşündüm" dedi başımı hafif sallayıp ayağa kalktım "Kahve yapıcağım içermisiniz?" saygıdan sormamla Kuzey'in hemen kabul etmesi bir olmuştu.
Ela'da kabul ettiğinde ben mutfağa geçtim. Tezgahın üstündeki poşetleri gördüğümde önce kahveyi koyup poşetleri açtım. Atıştırmalık kurabiye, içecek, meyve gibi şeyler vardı. Kuzey getirmiş olmalıydı.
Üç tane tabak çıkardığımda Ela'da mutfağa girmişti "Yardım ediyim" o da poşetleri açıp tabakaları hazırlamama yardım ederken ben sadece sessizce önüme bakıyordum.
"Sen polistin değil mi Çağla?" elimdeki kurabiyeyi tabaklara koyarken kendi tabağıma çikolatalısından daha çok koydum "Evet" hım diye bir mırıltı çıkarırken kahve makinesine ilerledi "Hangi bürodasın?" benimle sohbet etmeye çalışıyordu ama sürekli soru sorulmassını sevmiyordum "Cinayet masa"
"Zor olmalı hayatın haraketlidir" dediğinde öyle dercesine başımı salladım. O kahveyi bardaklara koyarken konuşmaya devam etti "Alt katta yaşayan komşunda polismiş yani senin başkomiserinmiş. Kuzey bahsetmişti, alt katında oturması nasıl yani başkomiserinle bu kadar yakın olmak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen FictionKomiser Çağla çalışmak için İstanbul'a gider, cinayet büroda komiserlik yapan Çağla birçok cinayet görür ve bu katilleri bulma yolunda yanında... Başkomiser Aras Karakılıç Komiser Asır Atay Klimanalog Zehra Yalçın Adli tıp uzmanı Merve Ayman Olay y...