Tatlı okumalar :)
🍁🍁🍁
Işık Ulu
"Bırakın beni" hâlâ kurtulmak için çırpınıyordum ama kolumu tutan gorilin beni bırakmaya niyeti yoktu.
"Bağırmayı bıraksan mı fener?" dedi Kuzey. "Pardon" gözümü bağladıkları için onu görmüyordum ama duyuyordum. "Adım Işık, Fener değil" dedim.
Partiden bizi yaka paça kaçırmışlardı. Büyük bir araça bindirdiklerini biliyordum ama kalabalık oldukları için hiçbir şey yapamamıştım. Kuzey kurtulmaya çalışsada başaramamıştı, benim yanımda goril otururken. Kuzey karşımda oturuyordu yanında ise bir adam oturuyor olmalıydı.
Kuzey arabaya bindiğimizde kurtulmaya çalışmayı bırakmıştı ama ben hâlâ şansımı deniyordum. "Ne farkeder ikiside aynı işe yarıyor" dedi bana laf atmaya devam ederek.
Sinirle bir nefes verdim, kolumu önden bağladıkları için haraket alanım kısıtlıyordu. Gözümü bağladıkları için her yer karanlıktı "Ama kimliğimde fener değil Işık" yazıyor dedim ismimin üstüne bastırarak.
"Benim zihnimde de Fener yazıyor" dedi sesi oldukça rahat geliyordu. Kurtulmak tek benim derdimdi galiba. "Kesin konuşmayı" yanımda ki gorilin anlık bağrışıyla yerimde zıpladım resmen.
Bu adamlar kimdi? Ve bizi neden kaçırmışlardı? Ben ve Kuzey ne alakaydık? Ben onu sadece birkaç defa görmüştüm.
Araba sallanıyordu, taşlık bir yerden gittiğimiz belliydi. Bizi hangi ormana öldürüp atıcaklardı? Bunun için çok gençtim, yaşamam gereken bir hayat vardı.
Arabada sağ sola giderken midem alt üst olmuştu.
"Beni buradan çıkarın! Sizi dava ediceğim. Zaten arabada kullanmasını bilmiyorsunuz! Kusucam şimdi" dedi Kuzey, sesinden hoşnut olmadığı belliydi.
Hâlâ midesinin peşindeydi "Bizi öldürüp ormana attıklarında ve orada kuşa kurda yem olduğumuzda mide derdin kalmaz" dedim.
"Şu göz bandını çıkarın, bütün rimelim aktı. Siz benim rimelimin kaç dolar olduğunu biliyor musunuz?" dedim bıkkın bir ifadeyle.
Kuzey'den alaycı bir gülme sesi geldi kulaklarıma "Bana diyene bak" cevap vermek yerine sustum.
Ortamda bir sessizlik oluşurken araba durdu. Kapının açılma sesi geldiğinde goril kolumdan tutup beni çekiştirerek araçtan indirdi "Yavaş" dedim gözümü bağladıkları şeyi bir anda çıkardığında bir an gözüm ortamı garipsemişti.
Kuzey'de araçtan indirildiğinde yanımdaydı. Bizi ormanın içinde bir eve getirmişlerdi, evin önünde adamlar beklerken bizimle gelen iki araçtanda adamlar indi.
Elbisem açık olduğu için rüzgar bütün tenime işliyordu. Uçuşan eteğimi düzeltmeye çalışırken yanımızda ki adamlar kendi aralarında konuşuyorlardı.
Kuzey'e baktığımda onunda gözlerini açmışlardı. Mavilikleri adamların üzerindeyken konuşmalarını dinliyordu.
Yer çamur içindeydi, yağmur yağmaya hafif hafif başlamıştı. Çabuk hasta olan birisi olduğum için şimdiden boğazımda ağrıyı hissetmiştim.
Adamaların konuşması bittiğinde koca iri yarı benim tabirimle goril sıkıca kolumu tuttu. Zaten koluma parmak izlerini geçirmişti, kızarıklar gözle görülürdü. Kuzey'in yanınada adamlardan biri gelip onu tuttuğunda bizi ileride ki kulübeye çekiştirerek götürmeye başladılar.
Kuzey sorun çıkarmadan sakince gidiyordu ama ben yüksek topuklu ayakkabım yüzünden yürüyemiyordum.
Toğumun kırılmasıyla ağzımdan acıklı bir çığlık kaçtı. "Topuğum" dedim yürümeyi bırakıp durarak. Eğilip topuğuma baktım "Topuğum kırıldı" gözlerim dolarken Kuzey'in bakışları benimle birlikte topuğumdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen FictionKomiser Çağla çalışmak için İstanbul'a gider, cinayet büroda komiserlik yapan Çağla birçok cinayet görür ve bu katilleri bulma yolunda yanında... Başkomiser Aras Karakılıç Komiser Asır Atay Klimanalog Zehra Yalçın Adli tıp uzmanı Merve Ayman Olay y...