4. Bölüm

841 28 12
                                    

"hep böyle belalı tipleri mi kuyruğuna takarsın."

"Kimseyi kuyruğuma taktığım yok, sıra arkadaşım sadece. Bide artık kolumu bırakır mısın, haraket etmek istiyorum."

"Arabada bırakırım yürü."

Söylediğimi umursamadan, arabasının olduğu yere çekiştirmeye başladı. Serkan tabi ki Poyraz'ın kim olduğunu bilmediği için, araya girme gereği duydu kendinde.

"Hop hop sen kimsin, kızı sürükleyerek götürüyorsun. Kıza sordun mu seninle gelmek istiyor mu, istemiyor mu?"

"Ben bir tarafına sokmadan çek o elini."

Poyraz'ın tehdidini umursamadan yüzüme bakıyordu, sal artık Serkan ya.

"Zeynep gitmek istemiyorsan söylemen yeterli."

"Ne yapacaksın lan gitmek istemiyorsa."

Kolumu bırakıp Serkanın yakasına yapışmasıyla, küçük bir çığlık attım.
Araya girip Poyraz'ın önünde durdum, evlerine ilk geldiğim gün bana baktığı gibi, büyük bir nefretle bakıyordu.

Serka'nın yakasındaki kolunu tuttum, uzaklaştırmaya çalışsam da demir gibi sağlam duruyordu. Gözlerim dolmuştu, çocukluğumdan gelen babamın annemi dövme tramvaları yüzünden, başkalarının kavgalarından hep korkardım.

"Poyraz lütfen bırak gidelim, yapma nolur."

Beni dinlemek yerine, Serkan'a yaklaşmak için bir adım daha attı. Bedeninin bedenimi ittirmesiyle, geriye doğru yalpaladım. Serkan'a çarpamadan
Boşta kalan eliyle, belimi tutup tekrar kendine yapıştırdı.

Yüzümü inceliyordu, gözlerim dolu olduğu için daha fazla yüzüne bakmak yerine, kafamı yere eğdim.

"Gidebilir miyiz artık."

Sesiz çıkan sesimle sorduğum soruyu, Serkan'ın yakasını bırakarak cevapladı.

"Zeynep gitmek istediğinden emin misin?"

"Eminim Serkan, rahat bırak artık beni, söyleyeceğimi söyledim ben."

"Ama Zeynep, zorla götürüyor bu adam seni."

"Lan bana bak."

"Poyraz nolur gidelim artık, kimsenin beni zorla götürdüğü yok aptal aptal konuşma. Aynı evde yaşıyoruz biz, sandığın gibi zorluk bir durum yok."

"Çok özür dilerim, abin olduğunu bilmiyordum."

Sanki küfür etmiş gibi bir etki oluşturmuştu Poyraz'ın üzerinde, belimdeki eli biraz daha sahiplenir gibi tuttu.

"Abisi falan olduğum yok. Olmaya niyetim de yok."

Kurduğu cümleyle birleşen, üzerimdeki garip bakışları, içimi ürpertiyordu. Gözlerimi kaçırıp, kollarının arasından çıktım. Karşılık olarak kolumu tutup, tekrardan arabaya sürüklemeye başladı.
Serkan'ı geride bırakıp arabaya bindiğimizde, rahat bir nefes aldım.

"Kuyruk sallama kriterin de, baya vasatmış."

"Kimseye kuyruk salladığım yok, hem sen ne diye geldin, sana kim karış dedi?"

"Keyfimden gelmedim heralde, sabah seni almadan gittiğim için babamdan bir ton dır dır yedim. Babamla uğraşmak istemediğim için, seni okula bırakıp dönüşte de alacağım maalesef."

"İstemiyorsan yapmak zorunda değilsin, kimseye söylemem kendim gide bilirim."

"Peşine taktıkların yüzünden başına bir şey gelsin, sonra daha büyük sorunla uğraşıyım, kalsın gerek yok. Sabah beklemem, okulun önünde de beş dakika beklerim, geç kalırsan beklemez giderim."

Ablamın Üvey Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin