18. Bölüm

396 20 43
                                    


"Evet beyler, yine taş gibi bir hatunla karşınızdayız, Peçeteler de hazırsa başlayalım."

Bilincim yerindeydi ama vücudum beni dinlemiyor gibiydi. İçimden küfür ederken, dışımdan gülüyordum.

"Ben dedim, bu at hırsızı tekin ayak değil dedim."

"Dedin iç ses, dedin."

Elbisemin askılarını indiriyordu, engel olmak istesem de nafile, bedenim beni dinlemekten çok uzak.

O elbisenin askısını tam indiremeden, odanın kapısı hışımla açıldı. Poyraz'ı gördüğüme bu kadar sevineceğimi hiç sanmazdım, kesin yüzündeki öfkeden daha sonra bende nasibimi alacaktım.

"Çek lan o ellerini Zeynep'in üzerinden."

"Ama Poyraz en güzel yerinde de olmaz ki, sen git yarım saat sonra almaya gel."

"Ben en güzel yerini göstereceğim sana, Zeynep'ten uzak duracaksın, elini ona uzatmayacaksın demedim mi lan p*ç?"

"Babanın kırıştırdığı kadının kardeşi için benimle ters düşmeyeceksin heralde, diğerlerini sırıtarak izliyordun bunda ne değişti."

"Gösteriyim ne değişti."

Poyraz önce kayıtta olan mini kamerayı yerinden söküp, cebine koydu. Sonrasında Mete'nin yüzüne iyi bir yumruk indirse de, Mete'de güçsüz sayılmazdı.

Kavgayı kimin kazandığı hakkında fikrim yoktu, bitmesini sağlayan odaya giren Melih oldu.

"Ne yapıyorsunuz lan siz, ayrılın lan."

"Melih bırak, Zeynep'e ilaçtan vermiş p*ç."

"Sanane lan kız kendi ayağıyla geldi, sana ne oluyor, sen ne karışıyorsun. Daha düne kadar oro*bu dediğin kızdı, şimdi ne değişti de koruyorsun."

"Mete sende kapat çeneni abi yeter, adam sana dokunma demişti."

"Ben dokunacağım ona bekle."

"Poyraz sende dur, bu olay bitti burda. Zeynep bir daha bu evden girmeyecek, sende Mete uzak duruyorsun Zeynep'ten."

"Alın defolun evimden."

"Hadi abi sende Zeynep'i al çıkalım şurdan, kız kendinde değil zaten."

"Sen önce bu p*çi çıkar, benim Zeynep'i kontrol etmem lazım. Eğer bir şey yaptıysa öfkem sıcakken s*çıyım ağzına bu p*çin."

Melih Mete'yi odadan çıkarırken, Poyraz bana doğru yaklaşıp yatağın ucuna oturdu. Hafif doğrulmama yardım ettikten sonra, ayakta duramadığım için omuzuna yasladı.

"iyi misin güzelim, canın acıyor mu?"

"Zeynep minik civcivim bana bak, bir şey yaptımı o p*ç sana. Canın yanıyor mu?"

Güç bela konuşmak için zorladım kendimi, fısıltı gibi çıksa da Poyraz anlıyordu. Yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım, içeceğin tamamını içmedim için mutluyum.

"İyiyim, bir şey yapamadı."

"Tamam güzelim bitti, eve gideceğiz. Bundan sonra sana kimse dokunamıyacak, kimseye izin vermeyeceğim."

Poyraz'ın kolları her zamanki gibi güvende hissettiriyordu, kollarımı boynuna dolayıp boyun boşluğuna sokuldum.

Karşılık olarak alnıma öpücük aldım, normalde tek kötülük gördüğüm kişi Poyraz'ken bu gün tek kurtarıcımdı.

Ablamın Üvey Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin