12. Bölüm

409 17 4
                                    


Poyraz'ın anlatımıyla

Aptal aptal konuşmanın hesabını soracaktım, ayrıca dün olanları da merak ediyordum, kendimde değilken odasına girmekten vazgeçmem gerekiyordu.

Evin önüne geldiğimde yoktu, o Serkan itini mı çağırmıştı hemen, öyleyse sinirim iki kat olacaktı. Numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm, ses arka bahçeden geliyordu.

Zeynep görüş alanıma girdiğinde daha erken gelmediğime pişman oldum, bahçedeki koltuğa kıvrılmış uyuyordu.
Hava gerçekten soğuktu ve sabah çıktığı elbiseyle üşümüş olmalıydı.

Baş ucuna kadar ilerledim, telefon sesine dahi uyanmamıştı. Uyumasını hep tatlı bulmuştum, o uyurken farkında bile değilken çok fazla izlemiştim onu.

Şimdi her zamankinden farklı yüzü kırmızı, nefes alışı daha sessizdi. Elimi omzuna koyup yavaşça sarstım, buz gibiydi vücudu.

"Zeynep uyan, böyle uyunur mu."

"Zeynep aç gözlerini kalk."

Haraket yoktu sadece nefes alıp veriyordu, çok üşümüş ve buna ben sebep olmuştum, dediği gibi bende biraz öküzlük vardı sanırım.

Uyanmıyacağına kanaat getirip kucağıma aldım hafifti, parfümünün o tatlı kokusu hayla geliyordu.

Tekrardan ön tarafa geçip dizimin de desteğiyle bir elimle Zeynep'i tutarken, diğeriyle kapıyı açtım. Ev sıcaktı, koltukla yatağına yatırmak arasında kararsız kalsam da, yatağın daha rahat olduğuna karar verdim.

Ben merdivenleri çıkarken o da sıcağın etkisiyle olacak ki, kıpırdanmaya başladı.
__________________________________________

Bacaklarımda ve vücudumun sağ tarafında hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi araladım, Poyraz'ın kucağındaydım. Vücudu ne kadar sıcaktı, arada kıyafetler olmasına rağmen vücudumda hissediyordum o sıcaklığı.

Yüzünü görebilmek için hafiften başımı yukarı kaldırdım, oda bana bakıyordu.
Yutkunup tekrar başımı göğsüne koydum, kalp ritmi hızlıydı.

"Çok geç kaldın, hasta olacağım kesin."

Şimdiden sesim değişmişti bile, aralık olan odamın kapısını ayağıyla açıp içeri girdi. Bu durumda olmamın suçlusu oydu, yardımını istemiyordum ama kendi bacaklarımın beni taşıyabileceğinden emin değildim, evin sıcak olması gerekiyordu ama ben hayla titrercesine üşüyorum.

Beni yatağa bırakmak için eğilirken yutkunma sesini duyabiliyordum, beni sırt üstü yatağa bırakmış olsa da hayla üzerimden çekilmemişti.

"Neyi bekliyorsun."

Alnını alnıma dayayıp öyle cevap vermişti.

"Özür dilerim Zeynep, isteyerek olmasa da her seferinde benim yüzümden zarar görüyorsun."

"İçip ne yapmadın demi, kafan da yerinde gibi duruyor ama bi emin olamadım."

"Gayet kendimdeyim merak etme."

"Ha şunu bileydin o zaman, senin yüzünden oluyor her ne oluyorsa, kadınlarla fingirdemeni yarıda kesip gelemediğin için donuyordum, sesinden belliydi bir şeye benzemediği."

İki dudağının birbirine bastırsa da kahkahasına engel olamadı, kahkaha eşliğinde kalktı üstümden.

"Aptal aptal anırma çık odamdan."

"Kıskançlığından sadece sesini duyduğun kadının görünüşüne çamur atıyorsun."

"A aaa şaftı kayık Merzifon eşeğine bak sen, neyini kıskanıyım be ben senin, ağzını yayarak konuşmasına uyuz oldum ondan."

Ablamın Üvey Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin