20. Bölüm

232 16 21
                                    

Alarmları kapatıp telefonu sessize aldığım için, uyandığımda saat öğlen üç'dü. Telefonu elime aldığımda, Serkan'dan çokça arama ve mesaj vardı.

Mesajları okumadan silip, numarayı da engelledim, Artık konuşacak pek de bir şeyimiz kalmamıştı.

Üzerimi değiştirmeyi düşünsem de, günü pijamalarımla geçirmeye karar verdim.

Kapıyı açıp çıktım odadan, evde kimse yok gibiydi. Ablamla endişem işteydi ama Poyraz neredeydi.

"Poyraz'ın da bir okulu vardı ya hani."

"Doğru, pardon unutmuşum."

"İnan şaşırmıyorum."

"Aç karnına seninle uğraşamam iç ses."

Mutfağa inip kendime yiyecek bir şeyler hazırladım, çayımı da bardağa koyduktan sonra yudum alamadan kapı çaldı.

"Kim bu hadsiz ya."

Kesin Poyraz anahtarını unutmuştu, kapıyı açtığımda Serkan karşımda duruyordu.

"Konuşacak bir şeyim yok, git burdan Serkan."

"Benim var ve sen beni dinleyeceksin."

"Öylemi paşam, çok beklersin."

Kapıyı yüzüne kapatacaktım ama araya koyduğu ayağı engel oluyordu.

"Ne yapıyorsun çek şu ayağını."

"Dinleyeceksin Zeynep, öyle kolay değil hemen silip atmak."

"Dinlemek istemiyorum Serkan, ablamlar falan gelmeden defol git."

"İyi evde teksen daha rahat konuşuruz."

Beni ittirip içeriye girdi, ne yaptığını soramadan kapıyı kilitleyip sürüklercesine oturma odasına götürdü.

"Kendinde misin sen ya, ne yapıyorsun?"

"Gayet kendimdeyim, kendinde olmayan sensin."

"Allah Allah, senin konumundaki biri için ne yapmamı beklerdin acaba."

"Bir öpücük için ayrılamazsın benden."

"Kötü haber şu ki, Bir öpücük için ayrıldım bile senden, şimdi çık git evimden."

"Evinden öyle mi, bakıyorum da baya benimsemişsin evi, belki sende Poyraz'la evelnirsin ne dersin."

"Konumuzun Poyraz'la ne alakası var şimdi?"

"Duyduğunda sevindi mi?"

"Neden sevinsin Serkan, daha fazla saçmalama da çık."

"Çıkacağım çıkacağım bekle."

Ne olduğunu anlamadan, suratıma yediğim yumrukla sersemledim. Saçımdan tutup koltuğa fırlattı, ben toparlanamadan Serkan üzerimdeydi.

"Gitmeden önce senden almam gereken bir şey var, beni o kadar oyalayıp ilkini Poyraz'a vermene izin veremem."

"Se-Serkan saçmalama ne olur, bırak beni."

"Ne oldu az önce atıp tutuyordun, şimdi ne değişti."

"Serkan hiç mi hatırım yok, nasıl böyle bir şey yaparsın, bırak beni lütfen."

"Kes sesini, istediğimi almadan bırakmak yok. Biraz karşı koy çırpın, olayı daha zevkli yapar."

Sıktığı boğazımı öpmeye başladı, ne yapacağımı bilmiyordum. Çok güçlüydü ne kadar ittirsem de kıpırdamıyordu.

Ablamın Üvey Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin