"saçma sapan konuşmayı bırak da ne diye geldin onu söyle."
"Merak etmiş olamaz mıyım, bir nevi hasta olmana ben sebep olmuşum gibi hissediyorum."
"Öyle hissetmen normal çünkü sen sebep oldun."
"Hiçte bile ben mi dedim anahtarını unut diye, o kadar gelmeni bekledim erken gelseydin kapıda kalmazdın."
"Beni neden bekledin."
"Dün akşam odanda ne dediğimi anlatacaktın ya."
"Ha evet sapık sen dün ne diye benim belime krem sürüyordun, bide değişik değişik hareketler yapıp sarılıyorsun falan ne ayaksın sen anlamış değilim."
"Hadi be ordan ben ne diye sarılıyorum sana."
"Senin gibi sapık mıyım ki böyle bir konuda yalan söyliyim."
"Neyse ne ben öyle bir şey hatırlamıyorum, sende maalesef ki yaşıyor olduğuna göre gidebilirim."
Ayağa kalkıp balkon kapısına yöneldi ama bırakmaya hiç niyetim yoktu, ablan fark etmiş derken neyi kastettiğini söyleyecekti.
Peşinden bende yataktan kalktım balkon kapısında yakaladım.
"Bekle bekle daha bitmedi, ablan her şeyi anlamış gibi bir şey dedin ne demek istedin orda, neyi anlamış benim ablam."
"Zeynep bırak kolumu üsteleme artı-"
Bakışlarını bana çevirmesiyle lafı yarım kaldı, o ara fark ettim üzerimde kısacık şort ve atlet vardı.
Ufaktan üzerimde gözlerini
gezdirse de hemen geri çekti."Zeynep bırak beni."
"Hayır ne demek istediğini açıklamadan gidemezsin."
"Kendi iyiliğin için diyorum bırak beni ve bir erkeğin karşısına bu kılıkla çıkma."
"Kılığım da ne varmış, ay dur yoksa ne oldu, benden hoşlanmaya başladın da etkilendin mi."
Poyraz'ın değişen bakışlarıyla bir adım geri attım, kolumdan tutup kendine çekti.
Dolapla kendisi arasında sıkıştırırken vücudunu vücuduma yaslamıştı.
"Ne yapıyorsun çekil, bırak beni."
"Sen bir erkeğin senden etkilenmesi ya da tahrik olması için sana aşık olması gerektiğini mi sanıyorsun."
"H-hayır bırak beni."
"Sana küçük bir bilgi veriyim, seni istemem için sana aşık olmama gerek yok. Ben bir erkeğim ve tahrik olmam seni istemem için yeterli oluyor, biz vücutsal pencereden bakıyoruz."
"Yani hayvansınız, bırak şimdi beni."
"Neden etkilenmeye mi başladın yoksa."
Deminden beri nefesini boynuma vererek konuşuyordu, şimdiyse konuşmayı bırakmış boynumu küçük küçük öpüyordu. Ellerini belimden sırtıma çıkarıp, daha çok yapıştırdı beni kendine. Öpücükleri daha da hızlanıp sertleşti, kendini kaybetmiş gibiydi.
"Poyraz kendine gel bırak beni."
Ellerimle ittire bildiğim kadarıyla ittirdim, işe yaramış bırakmıştı beni.
"Ne yapıyorsun sen be, bana bu şekilde dokunma hakkını nerden buldun."
"Lanet olsun Zeynep hakkı falan boşver, bırak beni gitmem lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ablamın Üvey Oğlu
Teen FictionAblasının patronuyla evlenmesi sonucu, ablasıyla yaşayan 17 yaşındaki Zeynep, bir yandan ablasının 20 yaşındaki üvey oğlu poyraz'la, bir yandan da yeni okulunda uğradığı zorbalıklarla uğraşmak zorunda kalır.