29. Bölüm🐣

43 6 4
                                    

Çığlığımla birlikte Poyraz kendini sağa doğru atmıştı, ani bir refleks olduğu için dengesini kaybedip yere düştü.

Olacakları ön görmek için medyum olmaya gerek yoktu, adım kadar eminim ki Serkan Poyraz'ın yere düşmesini fırsata çevirecekti.

Kulağıma gelen polis siren sesleriyle birlikte, bıçakla Poyraz'ın üzerine doğru eğilen Serkan'a doğru koştum.

Mantığım durmuş gibiydi, düşünmeden haraket ediyordum.

Serkan'ın bileğini tutmak isterken, kolunu geriye doğru haraket ettirmesiyle elim bıçağın ucuna denk geldi.

Tutar pozisyonda kapattığım parmaklarımı hemen ardından açsam da, sürtmenin etkisiyle kesilmişti elim.

Fiziksel olarak elime iğne batmasından hoşlanmayan ben, ne acılar çekmiştim şu son hafta içerisinde.

Acı iniltimle yaptığının farkına varan Serkan, elinden bıçağı bırakıp korkuyla yüzüme baktı.

"Zeynep, her boka elini uzatmasan olmaz demi?"

"Aayhhh elim ya, elimi kestin manyak."

"İyi misin, çok mu kesti?"

Endişeyle elime bakacak gibi olsa da, polis arabasının yanımızda durmasıyla kaçması gerektiğini algılamıştı.

"Korktu mu lan o senin için?"

"Ne biliyim ya, kişiliği bozuk işte. Ben ölüyorum sen ne diyorsun."

"Birde bayıl istersen Zeynep, derin kesmedi elini. Yüzeysel bir çizik işte."

"Kanıyor elim lan."

"Hiç kesmedi demedim, az kesti dedim."

"Ben ölürsem eğer, sende öleceksin bu ne rahatlık ya."

Arabadan inen polisler Serkan'ın peşine koşarken, Poyraz elime bakmaya çalışıyordu.

"Kızım sıkma şu elini bir aç."

"Kanıyor, kanıyor. Nasıl açıyım elimi?"

"Aç şu tişörtü koyalım."

Bir Poyraz'a, bir de üzerinden çıkardığı tişörte baktım.

"Sen beni enfeksiyon mu edeceksin be, yerlerde süründüğü tişörtü veriyor bana."

"Senin bir şeyin yok, çenen aynı işlevi gördüğüne göre bir şey olmamış."

"Nankör! sen bıçaklanma diye ben bıçaklandım şurda."

"Senin suçun, ne diye atlıyorsun ikide bir aramıza."

"Ayy sus ölüyorum ya, tansiyonum mu düştü ne yaptı."

Düşer gibi yapıp Poyraz'ın kolundan tuttum. Az önce dalgaya vuran Poyraz, şimdi panik içindeydi.

"Zeynep, hastaneye gidelim biz burda niye bekliyoruz ki zaten."

Ben yürümek yerine, bedenimi tamamen saldım. Bıçaklandık şurda, kendi ilgimizi de kendimiz oluşturuyoruz ya.

Düşmemem için daha sıkı tutup, kucağına aldı beni.

Ha şöyle biraz ilgi ya...

Poyraz beni arabaya taşırken, polisler de eli boş dönmüşlerdi.

"Ne oldu burda, konu ne?"

Ablamın Üvey Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin