Arkamdan sarılan Poyraz'ı yok sayarak kollarından sıyrılmaya çalıştım, tabi ki imkansız bir şeydi bu.
"Zeynep, bu olanlarda benim suçum ne ki bana küsüyorsun."
"Baya duygusal bir çocukmuş bu da, iki dakika küsülü kalamıyor."
"Aynen iç ses baya duygusal, hastanede söylediklerinden sonra kesin gözle bakıyorum artık."
"Yani evet kötü bir karar ama sen niye bu kadar içerledin buna?"
"Çünkü ablamın sorumsuzluğunu o küçücük bebek canıyla ödeyecek. Madem çocuk istemiyordu ona göre önlem alacaktı."
"Haklısın can sıkıcı..."
Poyraz yine benden cevap alamadığı için hafiften saçımı çekti, hafif ama yine de acıtacak şekilde.
Konuşmadığım için sinirlenip çirkefleşiyordu.
"Zeynep ablanın yediği haltla beni niye cezalandırıyorsun?"
Ben yine konuşmayınca sinirle kendine çevirdi beni, kollarımı sıkarak duvara yapıştırdı.
Sert çarptığı için, sırtım da başım da acımıştı.
"Konuş lan, bir kelime söyle en azından."
Sessizlik...
"Öyle mi ben konuştururum şimdi seni."
Ben ne yapacağını düşünürken, o beni omuzuna alıp merdivenleri çıkmaya başladı.
Blöf yapıyordu, hiç bir şey yapamazdı dimi?
"Bilemiyorum, sanki bir şeyler yapacak gibi."
"Yok be ne yapacak, korkutma beni. Konuşuyum diye yapıyor."
"İnşAllah öyledir ne diyim."
Beni odasına sokup kapıyı kilitledi, konuşmamak için direnirken sertçe yatağa bıraktı.
Tişörtünü ve eşofmanını çıkarırken benden buraya kadardı.
"Ne yapıyorsun be, çekil çıkmak istiyorum."
"Madem o kadar içerledin evde çocuk olmamasına, bir tane biz yapalım da rahatla sende."
"Saçmalama deli misin, çık surdan?"
"Yok öyle Zeynep hanım. Önce delirt beni, sonrada çık şurdan, yok öyle yağma."
"Sen zaten deliydin ben bir şey yapmadım, giy geri şunları."
Giymek yerine yatağa yanıma geldi, ben duvar tarafına olabildiğince kıvrılırken o üzerime geliyordu.
"Poyraz uzaklaş!!"
"Ne ses var sende de ya, kulağım sağır olacak."
Yataktan kalkıp eşofmanını giyse de, tişörtü hayla yerdeydi.
"Tişörtü de giy."
"Daha fazla kaşınma istersen Zeynep."
"Sen kaşınma istersen, giy dedim."
"Kaşınıyorum, kaşısana."
"Gidiyorum ben ya, seninle uğraşamam şu anda."
Kalkmama izin vermeden bana sarılıp kendisiyle beraber uzanmamı sağladı.
"Tamam belki seni anlamıyorum ama sende beni anlamıyorsun."
"Senin neyini anlayacakmışım şu durumda?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ablamın Üvey Oğlu
Novela JuvenilAblasının patronuyla evlenmesi sonucu, ablasıyla yaşayan 17 yaşındaki Zeynep, bir yandan ablasının 20 yaşındaki üvey oğlu poyraz'la, bir yandan da yeni okulunda uğradığı zorbalıklarla uğraşmak zorunda kalır.