Şu üç ders cehennem gibi geçmişti. Yani cidden bir an zebaniler etraftan fırlayıp bana işkence edecekler sandım. Aslında bulunduğum durumun anlattığım olayla pek bir farkı yoktu. Çünkü şuan hoca gözümde zebani, ders anlatışı da işkenceydi. Hem zaman geçmek bilmedi, hem de hoca o kadar iğrenç bir konu anlatmakla meşguldu ki bizim bayıldığımızı göremiyordu bile. Ama benim aklım seçmelerdeydi. Daha doğrusu Bayan Courf 'un işkence yöntemlerinde... Galiba etraftan zebani çıkmasına gerek yoktu. Tek başına bir Bayan Courf bütün Marcheny Lisesi 'ni size cehenneme çevirebilirdi. Bazen onun insan şekline girmiş bir iblis olduğunu düşünmüyor değildim. Geçen sene 11 'lerden seçmelere alınmadığı için sadece bazı provalara izleyici olarak katılabilmiştik ancak Bayan Courf o kadar manyak bir kadındı ki, yaptırdığı hareketler uzun bir süre ağzımızı açıkta bırakmıştı.
Ama dayanmalıydım. Özellikle seçmelerde daha çok zorlardı zaten Bayan Courf. Sabahtan beri Olivia 'yı görmediğim için şanslıydım zaten ve bu bana moral olarak bir iyilik sağlıyordu. Anında sinirimi bozacak bir şeyler geveleyecekti. Zaten yeterince gergindim. Bir de onu çekemezdim. Yoksa benden temiz bir sabah dayağı yerdi.
Şimdi biraz derse odaklanmam lazımdı. Sabahtan beri hiçbir şeyi doğru düzgün dinlememiştim. Notlarımı yeni düzeltmişken tekrar düşürmek istemezdim. Gerginlikten iki de bir boynumu ovuşturuyor, oturuş biçimimi değiştiriyordum. Her ne kadar bu üç dersin sahibi olan Bay Leo 'nun bakışlarını üzerime çeksem de şu an onu takacak durumda değildim.
Tanrım !!! Ben iki gündür yürüyüş de yapmıyordum. Ah, lanet olsun. Hamlamış bile olabilirdim. En iyisi erkenden orada olup biraz esneme hareketi yapmaktı.
Bu arada fark ettim de Rosalie ile bu üç dersimiz ortaktı. Gergin olmamın sebeplerinden biri daha... O ise iki sıra sağımda oturuyordu. Ben kıpraştıkça gözünün bana kaydığını görebiliyordum. Aslında güzel kızdı. Görünüşe göre arkadaşta edinememişti henüz. Amaaan, bana neyse artık. Herhalde kendime yeni bir Olivia vakası arıyordum yine. Önüme döndüm ve gözlerimi boş boş yazı dolu olan tahtaya odakladım.
"Acaba kaç kişi katılacak? Çok kişi olmasın o zaman işkencelerde artar ve uzar." diye içimden geçirirken çalan zilin sesiyle irkildim. Bir ders sonra öğle arasına giriyorduk. Bu tek derste biyolojiydi. Kaçırırsam kötü olacaktı ama seçmelerde önemliydi. Çünkü bu seçmelere katılmak küçüklük hayalimdi ve bunu kaçırmak istemiyordum. Ve Bayan Courf ne kadar zebaniler kadar garip ve fazla işkence çektirse de LA 'in en iyi amigo kaptan eğitmenlerinden biriydi. Hem inekleyip o açığı kapatabilirdim ama Bayan Courf 'un bana ikinci bir şans tanıyacağını hiç sanmıyordum. O yüzden en iyisi hemen spor salonuna yollanmaktı. Eşyalarımı topladım ve dolabıma ulaştım. Fazla eşyalarımı aceleyle dolabıma tıktım ve bana garip bakışlar atan insanları umursamadan bahçeye çıkıp spor salonuna ulaştım.
Sessiz hareketlerle içeri süzüldüm ve önce büyük sahaya girdim. Bayan Courf yedek kıyafetleri hazırlayıp, bırakmıştı kulübeye. Bu kadın hiçbir işi şansa bırakmazdı. Rahat olmak için medium bedeninden birini aldım ve soyunma odalarına doğru yürüdüm.
Beş dakika sonra üzerimi giyinmiş halde salondaydım. Bayan Courf vücudumuzun formda olduğunu görmek isteyecekti. Hayır, hazırladığı tek şey amigo kızlar ama sanırsın savaşa asker yetiştiriyor. Geçen sene amigo kızların "kahvaltımıza bile karışıyor yeter artık ben çok açım" diye ağladıklarını hatırlıyordum. Tabiki de şehir efsanelerine inanacak değildim ama Bayan Courf 'un ne yaptığı hiç belli olmazdı.
Önce büyük basketbol sahası çevresinde 4 tur koştum. İyi ki normalde alışkanlık gereği yürüyüşe çıkan biriydim. Yoksa şimdi çoktan yığılıp kalmıştım. Yinede bu hızda bile nefesim arada sırada kesiliyordu. Nefes alış-verişlerimi dikkatli kullanmalıydım. Vaz geçmek yoktu. Ne olursa olsun vaz geçemezdim. Bana iyice üstünlük sağlamasına izin veremezdim. Özellikle Olivia 'nın. Biraz kenara çekildim ve kendimi minderlere attım. Ama içim yanmaya başlamıştı. Hemen kenarda duran şişeme doğru hamle yapmak istedim ama bacaklarım beni taşımıyordu. Kendimi sürüyerek suya doğru gittim. Su içip kendime geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmellik
Teen FictionVictoria 'nın görkemli hayatına hoşgeldiniz. Ancak pek hoş buldunuz diyemeceğim. En yüksekten en dibe çöküşün mü yoksa en dipten en yükseğe çıkışın hikayesi mi bilemem ama bir yaşamdan bahsediyorum. Karmaşık bir hayattan... Hayat bazılarına torpil g...