[ 3 Ay Sonra ]
Kendime ayna da bakarken şu üç ay içinde olanları düşünüyordum. Her şey çok garip bir şekilde ilerlemişti. Clark 'la başıma gelenler. Olivia... Robert 'ın geri dönüşü ve sevgili olmamız. Her şey mükemmeldi. Rosalie ile olan arkadaşlığımız... Her şey hızlı ve karmakarışık ilerliyordu.
Robert 'la olan beraberliğimizden itibaren her şey düzenli bir şekilde ilerliyordu. Clark hapishane olduğu için güvendeydik. Olivia ile aramız biraz olsun düzelmişti. O bebeği aldırmaktan vazgeçti ve ders çalışırken bebeğine iyi bakmakla uğraşıyordu. Rosalie ile arkadaşlığımız mükemmeldi. Veee en önemlisi, o bir İtalyan olduğu için onunla tanıştığımızdan beri aklımda olan o muhteşem fikri uyguladım. Rosalie 'ye pizza yaptırma fikri. Yine zeki bir kız olarak mükemmel bir fikri uyguladığımı anladım. Çünkü bir İtalyan 'dan pizza yemek çok farklıydı. Pizza cidden müthişti. Hep sipariş ettiğim Jonas 'ın pizzalarından bile iyiydi. Böyle olunca ayda bir kızlar gecesi yapıp çılgın pizza partileri yapıyorduk. Ayrıca hatırlarsanız, bir gün Robert 'la Viski 'yi veterinerden alırken gördüğümüz tasmayı Robert 'a almıştım.
Tamam. Komikti ama. Doğum günüydü ve bende hem esprili hem de anlamı olsun diye ona bir göndermeli hediye almıştım. Tabii, ana hediyem o değildi. Ona güzel bir takım almıştım. İçinde o kadar nefes kesici gözüküyordu ki geri iade edecektim ama ayıp olurdu.
- Hadi seni uyuşuk geç kalacağız!
Rose'un cırlayan sesi bu sefer gerçekten sabrının taşmak üzere olduğuna işaretti. Kendisi bana üç kereden fazla sesleniyordu ve ben düşünceler içindeydim.
- Geldim, geldim sakin , dedim Converse'lerimi ayağıma geçirirken. Kapının yanında kollarını birbirine dolamış oldukça sinirli (!) bir ifadeyle bana bakıyordu. Gözünden kaybolmak için salona daldım ve PlayStation'ın başında oturan Colin ve Gary'nin kafalarına vurdum.
- Çok oyalanmak yok. Viski ile de ilgilenin arada. Ayrıca bu gece çok geç yatmak yok ona göre , dedim tek bir nefeste. Colin oyunu durdurup bana döndü kaşlarını kaldırarak.
- Hatırlatmasan olmuyor değil mi abla?
- Olmuyor küçük ukala. Hadi ben çıktım , dedim kapıya yönelip. Viski 'nin başını sevdim.
- İyi eğlenceler bayanlar! , diye bağırdı arkamızdan. Güldüm ve askı poşetini aldım, kapıyı kapatarak dışarı çıktım.
Rose ile hızlı adımlarla merdivenleri indik ve Audi'me yöneldik.
- Hız yok. , dedi Rose peşin olarak.
- Hadi ama bugün de yapmayacaksam?
Tabii ki de onu dinlemeyecektim hem zaten geç kalıyorduk. Rosalie hırsla kafasını salladı ve iç geçirdi.
- Pekala, sür bakalım.
***
- Eğer kusarsam bütün sorumluluk senindir ve yerleri temizlersin aptal , dedi bana bakarak. Bense kıkırdadım ve kapıyı ittim. Doğruca yukarı çıktık ve randevumuzu onaylattırdık. Ardından giyim odalarından birine ilerleyip birbirimizden habersiz aldığımız kıyafetlerimizi giyip üçe kadar sayarak aynı anda dışarı çıktık.
Bir çığlık patlattım.
- Rose bu o elbise!
Rosalie ile öylesine alışverişe çıktığımız zaman üzerinde denediği elbiseydi bu. Sonra Jensen'le karşılaşmıştık falan. İşte üstündeki elbise o elbiseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmellik
Teen FictionVictoria 'nın görkemli hayatına hoşgeldiniz. Ancak pek hoş buldunuz diyemeceğim. En yüksekten en dibe çöküşün mü yoksa en dipten en yükseğe çıkışın hikayesi mi bilemem ama bir yaşamdan bahsediyorum. Karmaşık bir hayattan... Hayat bazılarına torpil g...