Karakol

1.1K 54 15
                                    

1520 kelime
☘️İyi Okumalar☘️
Karşımda gördüğüm kişi sinirlenmeme sebep olmuştu. Oda beni gördüğü için şaşkın görünüyordu. Şaşkınlığını kısa sürede üzerinden attı. Yüzünde oluşan sırıtma yüzünü dağıtma isteği uyandırıyordu bende.
"Vayy, atarlı prensesimiz de buradaymış. Noldu beni mi özledin?"bu oydu. O gün beni arabanın altında kalmaktan kurtaran çocuktu.
"Aynen seni özledim. Salak ya."sinirle ses tonuma karşın sadece gülmüştü. Tam birşey söyleyeceği sırada koridorda yankılanan sert ses ile ikimizinde başı o tarafa dönmüştü.

"Damla! Sana me dedim ben. Hiçbir erkekle konışmak yoktu."Akın sert adımlarla yanımıza geldiğinde karşımda duran çocuğa baktığında yüzünden kısa bir şaşkınlık geçti.
"Senin burada ne işin var, Savaş?"karşımdaki çocuğa bakarak konuşması ile şaşkınca ona döndüm. Bu çocuğu tanıyor muydu?
"Sen onu nereden tanıyorsun?"araya girerek dediklerim ile bana döndü.
"Aile dostumuzun oğlu aynı zamanda şirketin ortağınında oğlu oluyor."umursamaz bir şekilde söyledikleri ile şaşkınlıkla başımı salladım.

      "Abim birkaç dosya istemişti. Onları almaya geldim."adı Savaş olan çocuğun araya girmesiyle ikimizde ona döndük. Akın birşey demeden başını salladı.
"Bu kız senin neyin oluyor, Akın abi?"Savaş'ın gözleriyle beni işaret ederek söyledikleri Akın'ın kaşlarını çatmasına sebep oldu.
"Kız kardeşim."Savaş şaşırmıştı.
"Senin kız kardeşin bu kız değildiki. Cansuydu."
"Bir karışıklı olmuş sen boşver."Akın'ın sabırsız sesi Savaş'ın başka soru sormasını engellemişti.

"Görüşürüz o zaman Akın abi."Savaş arkasını dönerek gittiğinde bizde ilerlemeye başladık.
"Ne konuştunuz Savaşla?"
"Hiç...hiç birşey."
"Eve gidene kadar başka bir erkekle konuşmak yok."başımı sallayıp onayladığımda asansöre gelmiştik.

Asansöre bindiğimizde ikimizde sessizdik. Şirketten kısa süre içinde çıkıp arabaya bindik. Akın arabayı sürerken bende yolu izliyordum.
"Şey...beni biryere bırakabilir misin?"utanarak sorduğum soru ile bana döndü.
"Nereye?"
"Kitapçıya. Kitap alacağımda."
"Tamam neresi?"adresi verdiğimde oraya doğru sürmeye başladı.
"Benimde oralarda işim var. Sen kitapçıdayken ben işlerimi hallederim. İşin bitince beni ara."
"Numaran yok."telefonunu eline alıp bana uzattı.
"Numaranı gir ve kendi telefonunu çaldır."başımı sallayıp telefonunu elime aldım. Numaramı girip kendi telefonumu çaldırdım.

Telefonu Akın'a geri verdiğimde beni kaydediyordu. Nasıl kaydettiğine baktığımda sadece adımı yazdığını gördüm. Bende kendi telefonumdan onu Akın diye kaydettim.

Beni bırakmasını istediğim yere geldiğimizde arabadan ineceğim sırada kolumu tutup beni durdurdu. Başımı ona çevirdiğimde boş gözlerle bana bakıyordu.
"Paran var mı?"
"Evet, var. Teşekkür ederim."arabadan inip kitapçıya ilerlediğimde oda hızlı bir şekilde uzaklaşmıştı.
                          ☘️☘️☘️☘️☘️☘️
      Elimdeki iki kitabı kasiyere uzatırken kasanın önündeki ayraçlar gözüme çarpmıştı. Beğendiğim üç ayracıda kasiyere uzattığımda kadın onlarıda geçti.

     Parayı ödeyip kitapçıdan çıktıktan sonra Akın'ın işinin bitmediğini düşünüp yakınlardaki bir kafeye gittim. Cam kenarındaki masalardan birine oturduğumda siparişimi almaya gelen garsona bir limonata istediğimi söyledim. Gorsan yanımdan ayrılırken bende dışarıyı izliyordum. Karşımdaki sandalyenin çekilmesi ile başımı o tarafa çevirdim. Oturan kişiyi gördüğümde sinirle kalkıp gideceğim sırada beni engelledi.

       "Biraz konuşabilir miyiz lütfen?"ne kadar onunla konuşmak istemesemde şimdi konuşup bir daha yüz yüze gelmek istemiyordum.
"Ne var? Çabuk söyle işim var."
"Bak Damla, o gün olanlardan dolayı çok üzgünüm. Tekrar bir şans veremez misin bana?"eski sevgilim Arda'nın karşımda yüzsüzce konuşması tepemi attırmıştı.
"Senin üzgün olman hiç birşeyi değiştirmiyor maalesef. Sen o gün, beni düşmanım olan kızla aldatırken pekde üzgün değildin. Sen o şansı çoktan kaybettin. Şimdi siktir git."

Biyolojik AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin