Silah Sesleri

1.2K 66 9
                                    

1120 kelime
☘️İyi Okumalar☘️

      Akın Demirhan
Damla'nın gitmesinin üzerinden 20 dakika geçmişti. Ama hala gelmemişti. Oysaki çeşme çok da uzakta değildi, hemen gelmesi gerekirdi. Onu ne kadar sevmesemde kanımdan biriydi ve daha çok küçüktü.
"Baba, ablam hala gelmedi. Acaba başına birşey mi geldi?" Yağız'da benim gibi düşünüyor olacakki daha fazla sessiz kalamadı.
"Hemen telaşlanma oğlum. Ben şimdi ararım ablanı bakalım nerede kalmış." babam her ne kadarda sakin görünmeye çalışsada gözlerinden ne kadar telaşlandığı belli oluyordu.

Babam Damla'yı aradığında yanımdan ses geldi. Bu Damla'nın telefonuydu.
"Telefonunu burada bırakmış."benim söylediklerim herkesin dahada gerilmesine neden olurken babam ayağa kalktı.
"Poyraz sen annen ve kardeşinle burada bekliyorsun. Bizde abilerinle Damla'yı arayacağız."dedikleri ile ayağa kalktığımızda annemin başına öpücük kondurup çeşmeye doğru ilerlemeye başladı. Peşinden bizde gidiyorduk.

Çeşmenin oraya geldiğimizde Damla ortalıklarda görünmüyordu.
"Damla, kızım neredesin?"babamın telaşlı sesi kulağıma doldu. Ağaçların arasına doğru ilerlediğim sırada bağırdım.
"Damla!" hava kararmaya başladığı için etraf görünmüyordu zaten. Babamın yanına gittim.
"Baba istersen arabanın kamerasından bakalım. Böylece hava dahada kararmadan onu bulabiliriz."

      "Tamam bakalım."babamın onaylaması ile telefonumdan arabanın kamera kayıtlarını açtım. 20 dakika öncesini açtım. Dikkatle izlemeye başladık. Damla yavaş adımlarla çeşmeye doğru ilerleyip elini yıkadı. Doğrulup geri döneceği sırada birden başını ağaçlara doğru çevirdi. Orada ne gördüyse koşmaya başladı. Birden arkadan bir tane erkek atlayıp Damla'yı bir eliyle belinden tutarken diğer eliylede Damla'nın ağzını kapatmıştı. Damla kurtulmaya çalışıyordu ama adam izin vermiyordu. Sonra adam Damla'nın kulağına eğilip birşey söyledi. Damla başını salladı. Adam kolunu gevşettiğinde Damla ileri atıcağı sırada adam onu yine belinden yakaladı. Adamın diğer elinde ise beyaz bir bez vardı. Tahminimce içine eter damlatmıştı. Damla yine yerinde durmayıp debeleniyordu en sonunda bilinci kapandı ve adamın kucağına yığıldı. Adam ise ağaçların arasına girerek gözden kayboldu.

Sinirle kamera kayıtlarını kapattığımda babamın gözlerinde gördüğüm sinir ilk defa bu kadar yoğundu.
"Baba birşey yapmalıyız, ne kadar gecikirsek bizim aleyhimize olacak."Baran'ında gergin çıkan sesi babamın kendine gelmesine neden oldu.
"Akın sen adamları ara çevredeki kamera kayıtlarını ulaşmalarını söyle. Birde adam göndersinler. Hızlı olsunlar. Kutay sende anneni ve kardeşlerini eve götür. Ama sakın hiçbir şeyden bahsetme. Baran, Akın siz benimle geliyorsunuz."babamın herkese verdiği görevden sonra biz bir arabaya bindik. Kutay'da diğer araba ile annemleri eve götürecekti. Babamın dediğini yapıp adamları aradım. Hızlı bir şekilde ana yola çıkarken hepimiz sinirli ve gergindik. İçimden bir ses bugünün uzun ve yorucu olacağını söylüyordu.

Damla Demirhan
     Gözlerimi açtığımda karanlık bir yerdeydim. Ellerim ve ayaklarım üzerine oturduğum sandalyeye bağlıydı. Başımdaki ağrı ise hafiften kendini belli ediyordu. Sıkıntı ile ofladığım sırada kapı açıldı. İçeriye uzun boylu yapılı bir adam girdi.
"Prensesimiz sonunda uyanmış ha."sesinden anladığım kadarıyla beni kaçıran adamdı.
"Şerefsiz, bırak beni."bağırarak kurduğum cümleler gülmesine sebep olmuştu.

       "Bırakacağım ama şimdi değil. Eğer bana babanın kasasının nerede olduğunu söylersen bırakırım seni. Ama eğer söylemezsen uzun bir süre misafirim olursun. Anlamışsındır umarım."bahsettiklerinden zerre birşey anlamamıştım. Ne kasasından bahsediyordu bu gerizekalı.
"Neyden bahsettiğini bilmiyorum. Tarık Beyin kasasının nerede olduğunu ben nereden bilebilirimki."karşıma geldiğinde kaşları çatılmıştı.

Biyolojik AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin