Merhaba sevgili okurlarım, yine beraberiz. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ben şimdiden bayramınızı kutlarım. İyi bayramlar. Umarım bölümü beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
1620 kelime
☘️İyi Okumalar☘️Gözlerim şaşkınlıktan irice açılırken yüzümün yandığını hissediyordum. Gözlerimi kaçırıp etrafta gezdirdim. O ise hala bana bakıyordu.
"Utandın mı sen?"sesinden halimin ne kadar komiğine gittiği belli oluyordu.
"Yok. Ne alakası var. Sana öyle gelmiştir."kahkaha attığında ona döndüm.
"Öyle olsun bakalım."Masaya yaklaşan garson elindeki tabakları ve bardakları bıraktı.
"Başka bir isteğiniz var mı?"
"Hayır, yok. Teşekkürler."Savaş cevap verdiğinde garson başını sallayıp yanımızdan ayrıldı. Waffledan bir parça alıp ağzıma attığımda tadını çok beğenmiştim.
"Alçın ne zaman çıkacak?"
"Yarın."başını salladı.
"Abilerin ile aran nasıl?"
"Normal. Arada tartışıyoruz."Bir şey söylemek için kıvranıyor gibiydi.
"Sevgilin var mı?"sorduğu soru beni şaşırtmıştı.
"Hayır,yok."yüzündeki rahatlamış ifadeyi fazla umursamadım.
"Senin var mı?"
"Benimde yok."başımı salladım. Waffle'ı kısa süre içinde bitirip soğuk kahveyi içiyordum. Yaz günü harika olmuştu."Çıkışta nereye gitmek istersin?"
"Bilmem ki."
"O zaman seni çok güzel bir yere götüreceğim."
"Olur."kahve bittiğinde bardağı masaya bıraktım. Oda çoktan bitirmişti. Garsondan hesabı istemişti. Çantamdan cüzdanımı çıkardım. Cüzdanımı çıkardığımı görünce kaşlarını çattı.
"Benim olduğum yerde hesap ödemene gerek yok. O cüzdanı geri yerine koy."her ne kadar onun hesabı ödemesini istemesemde yüzündeki kararlı ifadeyi görünce vaz geçmiştim. Cüzdanı çantama koyup bu sefer glossumu çıkardım. Telefonun kamerasından bakarak sürdüğüm sırada Savaş beni izliyordu.İşim bittiğinde o çoktan hesabı ödemişti. Ayaklandığında bende kalktım. Eli ile çıkışı işaret ederek önden gitmemi söyledi. Başımı sallayarak kafeden çıktığımda o hemen arkamdaydı. Arabaya geldiğimizde benim kapımı açmama izin vermeden kendisi kapımı açtı. Oturduğumda kapıyı kapatıp kendisi arabaya bindi. Yola çıktığımızda arabada sessiz bir şekilde ilerliyorduk. Telefonum çaldığında arayana baktım. Akın arıyordu. Şaşırmıştım. Hemen telefonu açtım.
"Efendim?"
"Nerdesin?"sesi soğuk ve birazda sinirli çıkıyordu.
"Arabadayım."
"Nereye gidiyorsunuz?"
"Bilmiyorum. Savaş bir yere götüreceğini söyledi."diğer taraftan derin bir nefes alma sesi duyduğumda ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Sen neden aradın?"
"Ne zaman geliceksin?"
"Canım ne zaman isterse o zaman.""Damla."
"Efendim?"
"Sinirlendirme beni. Düzgün cevap ver."
"Üff tamam. Bilmiyorum ne zaman geleceğimi. Çok geç saate kalmam herhalde."
"Herhalde değil, kalmayacaksın."gözlerimi devirdim.
"Hayırdır, sana ne oluyor? Neden bu kadar taktın?"
"Bizim evimizde yaşıyorsun bazı kurallara uyacaksın."sinirleniyordum yavaş yavaş.
"Tamam."
"Geç kalma."tam cevap vereceğim sırada telefonun yüzüme kapanmadı ile kala kaldım.Telefonu indirdiğimde içimdeki siniri azaltmaya çalışıyordum. Savaş arada yolda olan bakışlarını bana çevirip bakıyordu. Ne olduğunu merak ettiğini anlayabiliyordum.
"Kim aradı?"
"Akın."başını salladı.
"Ne zaman gelicez?"
"Birazdan orada oluruz. En fazla 15 dakika. Sıkıldın mı?"
"Evet, sıkıldım."
"Tamam, az kaldı. Sabret."Sessiz bir şekilde yola devam ederken gözlerimi camdan ayırmıyordu. İlk defa böyle bir yoldan geçiyordum. Daha önce hiç görmemiştim. Araba orman yoluna girince şaşkınca Savaş'a döndüm. Benim aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başladı.
"Neden buraya geldik?"tedirginliğim sesimdende belli oluyordu. Savaş'ın başı şaşkınlıkla bana dönerken tedirginliğimin sebebini anlamış gibiydi.
"Merak etme sana bir şey yapmayacağım. Sadece seni götürmek istediğim yere gitmemiz için buradan geçmemiz gerekiyor."başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biyolojik Ailem
ChickLitBazı yanlışların telafisi yoktu. Ne yaparsan yap asla düzelmezdi. Damla asla düzelmeyecek bir hata yüzünden olmaması gereken yerde,olmaması gereken insanların yanındaydı.