ASENA

13.BÖLÜM

13.Bölüm
Bazen zor kullanmak
zorunda kalınır
                                     

"Gökhan!"

"Asena! Sakın!"

Nefesim kesildi ama onun bana kızmasına değil sevdiğim adamın kafasına silah dayıyolardı.

Benim sevgilimi öldürebilcek adam daha doğmamıştı hele ki ben yaşıyorken asla.

2 gün önce

Gökhan dünden beri ortalarda yok. Görev bizden alınıp başka bir time verildi. Gökhan'ın yerini ne abim ne de albay biliyordu.

Kafayı yememe çok az kaldı. Albay bilmiyor evet ama Pusat'ın bildiğine eminim. O da inatla sorularıma cevap vermiyor. Gökhan nereye gitti veya nereye gönderildi hiçbir fikrim yok.

Eğer göreve çıktıysa bana neden veda bile etmedi? Tek yaptığı şey üsten dışarı çıkma demekti yine o kendini beğenmiş tavrıyla.

Elime baktım. Sargıyı o sarmıştı bana ondan kalan tek şeyden birisi yastığı ve bu elimdeki sargılar.

"Asena iyi misin?" Gelen sesle yatakta doğrulmuştum. "Sen sanki çok iyisinde bana soruyorsun Alparslan." Güldü. Gözleri 2 gündür ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu Gökhan'a herkesten daha çok bağlıydı. Ben dışında.

Abim bize yaklaştı. "Pusat burda ama tek kelime etmiyor. Babasıyla konuşmaya gelmiş." Bu sefer benden kurtulamayacaksın Pusat Ulaç. Eğer gerekirse zorla alıcaktım ağzından onun nerde olduğunu.

Abimin silahını belinden almıştım. "Ne yapıyorsun Asena!" Botlarımı giyip bağladım. Bu seferde söylemezlerse gerçekten elimden kaza çıkacaktı.

Albay'ın kapısına doğru çıkıyordum. Eğer gerekirse ona da silah doğrulturdum ama bana bugün onun nerde olduğunu ve durumunu söyleyeceklerdi.

Kapının önünde derin bir nefes aldım. Tekme atsam bana çok kızarlar mı ne de olsa devlet malı? Hay sikeyim cezayıda, kızmalarınıda. Gir Asena girki gerçekten  nasıl birisi olduğunu anlasınlar.

Kapıya tekme atıp içeri dalmıştım. Gaye, albay ve Pusat bana dönmüştü. "Ne yapıyorsun ask-" Silahı çıkartıp Pusata tuttum.

"Sadece 3 kere sorurum Pusat bana söylemezsen bu silah patlar. Şimdi...Gökhan komutanım nerde!" Ayağa kalktı. Yaklaşıp silahı elimden alabilceğini sanıyorsan yanılıyorsun.

"Asena Akyıldız silahını indir derhal!" Albaya baktım. "Üzgün falan değilim burda toplanmış bizden! Sakladığınız adamın timinden gizli yeni sırlar konuşuyorsunuz! Şimdi bana söyleyin Üsteğmen Gökhan Ulaç nerde!"

Gaye gülmüştü. "Cidden bir şey yapabilcek misin o silahla esip gürlüyorsun?" Ona baktım. "Denemek ister misin?" Güldüğümü görünce Pusat'ın arkasına doğru kaymıştı.

"Pusat cevabın var mı yoksa üçüncüyü sorayım mı?" Bana bakıyordu. Bu hâlim hoşuna gitmiş gibiydi. Cidden mi? Dalga geçiyor gibi mi görünüyorum acaba ordan?

Silah patlama sesi.

"Eee ne düşünüyorsunuz ciddi miyim değil miyim?" Yanlarındaki vazoya vurmuştum. Kim bilir belkide cevap vermezlerse bir dahaki kurşun birisinin bacağına veya koluna denk gelebilirdi.

"Pusat?" Benden bir adım uzaklaştı. Doğru karar Puso doğru karar. "Asena!" Abime doğru dönersem silahı elimden kaparlardı tıpkı arşivde Gökhan'ın söylediği gibi.