Mutlu olmanın sırrı nedir diye sorsalar bana herkesin hak ettiği gibi,özgürce ve hakkıyla yaşaması ;fikrine ve düşüncelerine saygı duyulması derim hiç şüphesiz.
Bu topraklarda biz kadınlara bu istekler bu haklar imkansız dı; okumaymış, çalışmaymış, gezmeymiş, süslenmekmiş ve hatta gülmekmiş ne haddimize.
Mezopotamya uzaktan herkese büyülü bir coğrafya olarak görünebilir ama için de ki kadınlara cehennem her ne kadar sevsem de bu toprakları,Mezopotamya, Mardin bu coğrafya benim yuvam,yurdum desem de yaşanması zor olan bir yer özellikle de biz kadınlara.
Ben ROJDA ;rojda Demirhan 20 yaşın da bu topraklarda ki çoğu kız gibi sadece ilkokul okumuş ardından okuldan alınıp evlendirilmek için görücüsünü bekleyen kızlardan sadece biriyim.
Annem, babam ve iki tane abim var evin tek kızı benim bakarım bazı evlere hayatlara tek kız mücevherdir onlara ama ben bu aileye sadece yükten başka birşey değilim tek sevindikleri şey işlerine yaramam ve zengin koca bulursam benden faydalanmaları.
Annem kıyamaz bana hep korur ,kollar arkamda durur kınalı kuzusuyum ben onun bu hayatta en değerli varlığın ne diye sorsalar bana hiç düşünmeden annem derim o benim bu evdeki nefesim.
Hayalim di benim gibi sesi çıkmayan kızlara ses olmak, okumları için , meslek sahibi olmaları için mücadele etmek bu topraklarda ki kızların öğretmeni olmak, gücü olmak, sesi olmak ama olmadı çok direndim ,çabaladım hatta babamdan bunun için Tokat bile yedim ama başaramadım ne abilerim ne de babam kesinlikle okumama müsade etmediler annem zaten onlara karşı direnemez onlar bir kere yok dedi mi bitmiştir onlara karşı gelmek ne haddimize.
***
Her sabah olduğu gibi herkesten önce kalkıp kahvaltı hazırladım. severim evimi, yuvamı kendi halinde mutlu olmayı, her zaman küçücük şeylerle kendimi mutlu etmeyi çünkü kimseden beni mutlu edecek bir çaba görmedim
Abilerim beni umursamazlar tek yaptıkları şey beni sadece kısıtlamak, gereksiz yere kıskanmak ve bu eve hapsetmek babam zaten abilerim bana müdahale ettiği için karışmaz bir nevi kendi görevini abilerime vermiştir. Avluya kahvaltıyı hazırladıktan sonra herkes aşağı inmiş kahvaltı yapmaya başlamıştık. Her zaman ki gibi kimse konuşmaz sadece kahvaltıya odaklanırlar sadece annemle ben birbirimize bakar küçücük tebessümler gönderir yemeğimizi yeriz canım annem benim kurban olurum ben sana benim hayatım için elinden birşey gelmese de sevgisiyle hep beni ayakta tutar, beni değerli hissettirir.
Babamlar işe gidince en sevdiğim ana gelmiştik avluda annemle beraber kahve içmek.bu anı durdurmak ve sadece ikimiz olmak istiyorum hayatımın sonuna kadar ama bazı şeyler maalesef imkansizdır ya bu isteğimde onlardan birisiydi.
"ROjdam yarın aşiret düğünü var bilirsin biz de gidecez haberin vardır değil mi? "
" annem Allah aşkına bizim aşiret düğünün de ağaların için de ne işimiz var kim bizi davet etmiş ki biz de icabet edelim"
En sevmediğim şey düğünlere gitmek ti çünkü hemen ertesi gün görücü çıkar yine benim başım ağrırdı allahtan babam beğenmez gönderir di evlenmek istemiyorum ben annemin yanın da mutluyum, onun Gülen yüzü benim mutluluğum zaten başka mutluluğa ihtiyacım yok.
"Kızım Mirza ağanın kardeşi helin evlenir Mardin ağasının kardeşi evlenir de gidilmez mi hem buralarda davet mi vardır haber duyulur ve gitmek isteyen gider.Mirza ağanın çok emeği vardır üstümüzde bilirsin istemezsek bile baban' a karşı gelemeyiz"
Mirza Arslan Mardin'in en güçlü ağası yardımsever, toprağına ve içindeki insanlara elinden geldiğince yardım eder toprağında ki hiçbir insanın zor durumda kalmasına izin vermez elinden geldiğince destek olurdu.Mardin'de ki çoğu kızın hayalidir Mirza Arslan. bütün bekar kızların beyaz atlı prensi sanırsın ondan başka erkek yoktur şimdiye kadar hiç görmedim veya denk gelmedik bilmiyorum ama pekte umrum da değil.
" peki anne öyle olsun ama sakın yine ertesi günü kapıya görücüler gelmesin benim şuan da istemediğimi biliyorsun " annem gözlerimin içine şefkatle bakıyordu aslın da o da evlenmemi, yuva kurmamı istiyordu ama onun niyeti babamın ki gibi zengin koca derdi değildi bu evden kurtulup kendi yuvamı kurmak, kendi evimin hanımı olmamdı.
"Güzel kızım benim, Gül kokulum biliyorsun ki bu konuda elimden birşey gelmiyor habersiz gelen görücüye ne denir onu da geçtim babana nasıl karşı geleyim de hele benim sana tek duam rabbim senin gönlüne göre versin elimden fazlası gelmiyor" Haklıydı zaten başka yapacak birşeyi yoktu benim için yapabildiği tek şey dua etmek ti ee o da zaten bu dünya da ki en kıymetli şey değil miydi.
Annemle biraz daha sohbet edip yarın ki düğünü konuştuktan sonra mutfağa yemek yapmaya geçtik yemekler belirlenmiş geriye sadece yapması kalmıştı. Kapının çaldığını duyunca anneme müsade etmeden hemen ben gidip açtım. Kapıyı açar açmaz gelenin dilan olduğunu gördüm bu dünya da ki olmayan kız kardeşim can dostum du biraz deli doluydu zıt karakterlerdik ama birbirimizi en iyi anlayan yine bizdik.
-"hoşgeldin dilanım" sıkı sıkı sarıldık birbirimize
-" hoşbulduk rojda ne yapıyorsunuz "o sıra da mutfağa yönlendirdim dilanı ve elimle mutfağı göstererek cevap verdim
-"gördüğün gibi yemek " annem dilanı görünce kocaman gülümse di onda çok severdi hem dilanı hem annesini hatta bir ara dilanı abime bile istemeyi düşündü hala da düşünüyor ama ben dilanın fikri olmadan böyle birşey yapmasına asla izin vermiyorum.
-hoşeldin dilan kızım "
-"hoşbulduk Ayşe teyzem kolay gelsin" annem başını sallamakla yetindi ve işine geri döndü.Dilan gözüme sürekli bakıp yukarıyı işaret ediyordu bir derdi vardı anlaşılan.
"Annem benim işim bittiyse biz odaya çıkalım mı biraz "
" çıkın kızım çıkın ben hallederim " dilan annemin komutunu alır almaz kolumdan tuttuğu gibi odama çıkarttı uçurdu desem daha iyi olur aslında.
"Dilan noluyor Allah aşkına derdin ne yine "kızım yarın Mirza Arslan'ın kardeş helin evleniyor bilmiyor musun " ee ne vardı bunda bu kadar heyecanlanıp telaş yapacak.
" biliyorum Dilan hatta tek ben değil bütün Mardin biliyor bunda bu kadar heyecan yapacak şey ne " Dilan gözlerini baymış yatağıma rahatça oturarak cevap vermişti
"Rojda sana bişey söyliyeyim mi sen böyle saf saf ortalıkta dolanmaya devam edersen gerçekten evde kalırsın haberin olsun" rojda gerçekten dilanın ne demek istediğini anlamıyordu yavaşça dilanın yanına geçip oturdu ve konuşmasını bekledi
"Kızım akıllı ol akıllı yarın koca aşiret düğünü var doğunun neredeyse bütün ağaları, aşiretleri katılacak çok güzel olup süslenmemiş lazım bu koca fırsat bundan sonra zor geçer elimize" rojda şimdi anlamıştı dilanı; dilanın yarın ki amacı aşiret düğünün de güzel bir kısmet bulmaktı dilan hep böyleydi çok iyi, sadık,güvenilir bir dostu rojdanın kardeşi gibiydi ama evlenme konusun da oldukça meraklıydı. rojda gülümseyerek başını iki tarafa sallamış dilan ile konuşmaya başlamıştı
"Şimdi anlaşıldı dilan hanım senin derdin sen şimdi bu gece de yatmazsın tühh " diyerek gülmeye başladı dilan gözlerini baymış rojdaya cevap vermek için hazırlanıyordu
"Sen Geç dalganı ben kendimi kurtarırım da senin de iyi bir kapıya gitmeni istiyorum kurtul abilerin ve babandan nereye kadar evlenmek istemeyeceksin evde mi kalacak hayır sanki okutacaklar beklemenin yok demenin amacı ne rojda.Fıstık gibi kızsın kaşın gözün için adam öldürürler vallaha kızım sen ister iste ister isteme yarın sana o düğünde kaç talip çıkacak ahan da buraya yazıyorum"diyerek yatağı parmağıyla çizdi.
Rojda da bunun farkındaydı yarın çoğu kişi beğenecek ertesi gün kapısına yine geleceklerdi. Karşısın da oturduğu arkadaşının elini tüm samimiyetiyle tuttu ve konuşmaya başladı
"Benden çok sen hak ediyorsun, güzel bir evlilik yapmak hayatının aşkını bulmak senin hayalin benim değil gözlerini dilandan alıp duvar sabitledi ve konuşmaya devam etti tabi ki bende sevmek sevilmek isterim ama şuanlık öyle bir istediğim düşüncem yok ama inşallah yarın en güzel, en iyi görücüler seni bulur " diyerek gözlerini tekrardan dilana sabitledi.Dilan sen uslanmazsın bakışları atarak başını salladı daha fazla konuşmadı rojda hiçbir zaman güzelliğinin farkın da olan bir kız olmadı uzun dalgalı kumral saçları,kara kaşı,kocaman kara gözleri ve kar gibi beyaz teniyle bakanı bir daha baktırırdı tamam dilan da kendisinin güzel olduğunu biliyordu ama rojda çok farklıydı o farkı rojda göremiyordu. Rojdanın odasın da yarın ki düğün için biraz daha konuştular ve yarın nasıl gideceklerini konuştuktan sonra dilanı evine uğurladı. Akşam yemeği saati gelmiş masayı kurmuştu birazdan abileri ve babası işten gelir yemeğe geçerlerdi.
Akşam yemeği yenildikten sonra hızla topladı rojda annesi yardım etmek istemiş ama rojda bırakmamıştı dilan la oturduğu zamanlar annesi bütün yemeği yapmıştı şimdi toplama işi rojda 'daydı çay servisini de herkese yaptıktan sonra izin isteyip odasına çekildi. Onun için günün en güzel saattiydi çünkü artık bütün gece onun du. Giyinme dolabının kapağını açıp kıyafetlerine baktı her ne kadar istemese de yarın gidecekti ve daha ne giyeceğini bilmiyordu. Siyah elbisesi dolabın en köşesin de dikkatini çekti çok kısa olmayan elbise diz kapağının hemen altın da bitiyordu göğüs kısmın da tül ile katlı katlı şekilleri vardı dolabın kapağına asıp karşıya geçti ve baştan sona inceledi en iyisi buydu uygun olanı elbiseye karar verip üzerini değiştirip yatağına uzandı ve bugün dilanın onun için dedikleri aklına geldi haklıydı ama rojda belki de beklenmedik bir anda gelecek olan mucizeyi bekliyordu ve bundan kimsenin haberi yoktu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rojda
General FictionKimse duymamıştı sessiz çığlıklarımı, kimse görmemişti yıkılışımı abim dediğim Güvendiğim bu kadarını da yapmaz dediğim dağın yıkışını kaldıramadım onun sevdası beni ömürlük bir sevdasızlığa,ömürlük bir kedere ve en kötüsü de dönülmez yollara sürükl...