Gece gördüğü rüyanın etkisiyle uyanmıştı Rojda. Gördüğü rüya onu çok etkilemiş uykusunu tamamen kaçırmıştı. Neredeyse bütün gece annesini görmüştü karışık rüyalar rojdayı hep korkuturdu bu gördüğü rüya da karışık ve o karmaşanın için de hep annesi vardı hayırlara çıksın diyerek üstün de durmak istemedi kötü düşünürse kötü olur korkusundan düşünmeyi bırakmıştı. Dün geceyi hatırladı en son Mirza ağa beline masaj yapıyordu Rojda onun etkisiyle uyumuştu. Mirza ağaya çok şaşırıyordu kaç gündürlü. Aklına gelmeyecek şeyler yapıyor rojdanın neredeyse aklıyla oynuyordu.Rojda bundan rahatsız mıydı bilmiyordu ne düşüneceğini, ne hissedeceğini bilmiyordu anne Özlem'i dolmuştu içine buram buram o yüzden şuan hiç birşey düşünmek istemiyordu. Mirza ağa hala yatıyordu onu rahatsız etmeden yerinden kalkmış banyoya geçmişti. Banyoda ki işleri bitince odaya geçip üzerini değiştirmişti Mirza ağa uyuduğu için rahat hareket edebiliyordu.
Aşağı inmek istedi Mirza ağanın ne zaman uyanacağı belli değildi ve burada kalmak istemedi nedense oda üstüne üstüne geliyordu.
Odadan yavaş hareketlerle çıkmış mutfağa geçmişti. Kimseler uyanmamıştı Rojda bugün erkenciydi. Aslında o da uyurdu ama gördüğü kabuslar uyumasına bir türlü izin vermemişti.
Mirza ağa bu kadar iyi davranıyorken annesini görmek yada ne bileyim sesini duymak istiyordu.Bunu istemeye cesareti var mıydı yoktu ama içinden bir ses annesinin sesini duymasını söylüyordu.
Mutfağa Zeynep abla girince kendine gelmiş, toparlanmaya çalışmıştı.
"Günaydın hanımım çok erkencisin hayırdır İnşallah"
"Günaydın Zeynep abla biraz rahatsızım o yüzden uykum kaçtı ama iyiyim şuan merak etme" Zeynep çayı koymakla başlamıştı işine .
Rojdanın hali yoktu bugün kalkıp yardım etmek isterdi ama kolu bile kalkmıyordu.
Düne göre daha iyiydi ama dün çok ağrısı olduğu için bugün onun halsizliğini yaşıyordu.
Zeynep kahvaltıyı hazırlarken Rojda da onu izliyordu.
Annesi ile olan anıları gelmişti aklına aynı böyle hasta olduğu zaman annesi kahvaltıyı hazırlar,Rojda da mutfakta onu izler annesine karışır onu güldürürdü.
Gözleri dolmuştu evet Mirza ağayla iyiydi hatta Mirza ağa ona karşı fazla iyiydi ama Rojda iyi olamıyordu bir yanı hep eksik hep yarım dı.
Kahvaltı yavaştan hazırlanıyordu Rojda da o sırada oturma odasına geçmişti oda da sadece yade piroz vardı delal hanım görünmüyordu.
Rojda yade piroz'un karşısına geçmiş oturmuştu.
"Günaydın yade hayırlı sabahlar "demişti yaşlı kadına
"Hayırlı sabahlar güzel kızım nasıl oldun iyi misin biraz daha " dün herkesin neredeyse haberi olmuştu ilk günü hep böyle zorlu geçerdi ve Rojda mecbur açıklamak zorunda kalmıştı kimsenin yanlış anlamasını istememişti.
"Bugün biraz daha iyiyim yade çok şükür"
"Çok şükür kızım çok şükür Mirza yatar mı daha "
"Evet yade ben çıktığım da uyuyordu benim uykum kaçınca erken kalktım bugün hatta Zeynep abladan bile erken" Yade piroz gözlerini kısmış gelinine bakıyordu bu kadar
erken uyanmasının sebebi neydi merak ediyordu.
"O kadar erken uyanmanın sebebi nedir kızım seni uykundan alıkoyan nedir" Rojda yade piroz'un anladığına şaşırmıştı gerçekleri söylemekten zarar gelmezdi sonuçta o da bir anaydı ve evlada sahipti rojdanın söyledikleri onu kızdırmaz aksine üzerdi.
"Bütün gece annemi gördüm rüyam da karışık rüyalardı hayrolsun benim de uykum kaçtı belki de çok özlediğimdendir annemin rüyama girmesi" son söylediğiyle sesi titremiş,gözleri dolmuştu. Yade piroz baktı güzel gelinine haklıydı hem de çok haklıydı suçsuz yere anasına hasret yaşıyordu.
"ÖZlem çok derin duygudur kızım girdimi bir kere o yüreğe daha senden çıkmaz Buda anadır tabi ki özlersin her yavrunun anasına ger daim ihtiyacı vardır ben bile bu yaşım da derim ana özlemim bitsin kavuşayım onunla" Yade piroz da anası genç yaşta kaybetmişti o günden beri hala alışamamıştı kim alışabilirdi ki anasının yokluğuna.
Rojdanın yanaklarından yavaş bir göz yaşı akmıştı kendini çok sıkmıştı ve dayanamamıştı.
"Peki ben annemle kavuşabilecek miyim yade eskisi gibi sarılıp, öpebilecek miyim korkusuzca " derin bir nefes alıp vermişti içine atmaktan yorulmuştu.
"Biter tabiki güzel kızım neden bitmesin böyle devran dönecek ve mazlum olan,masum olan kazanacak sen şuan masumsun elbet rabbim seni ödüllendirecek" Yade piroz'un söyledikleri az çok rojdayı rahatlatmıştı ve içinden tekrar etmişti tabi ki masum du hem de en masumu ve elbet annesiyle kavuşacak, eskisi gibi sarılıp;öpecekti bu nereye kadar böyle devam edebilirdi ki.
Delal hanımın içeri girmesi ile toparlanmıştı Rojda onu böyle görmesini istemedi bu sabah yade piroz onun dert ortağı olmuştu o Rojdaya yetmişti.
"Hayırlı sabahlar herkese" diyerek her zaman ki yerine geçmişti delal hanım gelinine bakmış iyi olduğunu görmüştü.
"Biraz daha iyi misin kızım dinlenebildin mi " rojda önce yüzüne iyiyim imajı vererek gülümsemiş ardından cevap vermişti
"İyiyim çok şükür delal anne uyudum geçti şükür"
"İyi kızım iyi Allah'a şükür.Mirza yatıyor mu daha"
"Evet uyuyor kahvaltı tamamen hazır olduğunda kaldırırım" demiş cevabını vermişti.
Kahvaltı tamamen hazır olunca Rojda Mirza ağayı uyandırmak için odaya çıkmıştı.İçinden söyleniyordu tabi hayır neden illa biri uyandırınca uyanıyordu bu adam kendi neden kalkamıyordu Rojda ikinci kez neden yukarı çıkmak zorun da kalıyordu.
Odanın kapısına gelince yavaşça kapıyı açmış içeri girmişti tam tahmin ettiği gibi Mirza ağa hala uyuyordu.başını sallamıştı bune uykusu arkadaş sanki uyku hapı almıştı bu adam. Yanına geçmiş başına dikilmişti artık uyanırka vakti gelmişti.
"Mirza ağa hadi uyan artık sabah oldu hem de çoktan sen hala uyuyorsun" Mirza ağa hiç yerinden kımıldamıyor uyumaya devam ediyordu.hayret etmişti o kadar seslenmeye hala uyuyordu.
Sabır çekti içinden ve uyandırmaya devam etti ama bu sefer dürtüyordu
"Mirza uyansana ya sabah oldu hatta öğlen olmak üzere hala yatıyorsun"Mirza ağa zorla da olsa gözlerini açmış tek gözü açık şekilde rojdaya bakmıştı başında dikilen rojdayı görünce başını geri yastığa yatırmış gözlerini kapatmıştı.Bu adam rojdanın sabrını sınıyordu diye düşündü rojda çünkü bunun başka açıklaması olmazdı.
"Rojda biraz daha uyusam olmaz mı daha uykumu alamadım"
"Alamadın mı ben den çok uyudun ya nasıl alamadın ben sabahın yedisinden beri ayaktayım saat olmuş on bir sen hala uykumu alamadım dersin" Mirza ağa yattığı yerden oturur pozisyona geçmiş sırtını yatağa yaslamıştı. Rojdayı inceledi bugün biraz daha iyi görünüyordu.
" sen neden o kadar erken uyandın geçmedi mi ağrın" diyerek merakla sormuştu .
"Düne göre iyiyim ayrıca gece yaptığın masaj için de teşekkür ederim çok iyi geldi" Mirza ağa sevinmişti rojdanın iyi olduğuna dün gerçekten iyi görünmüyordu.
"Rica ederim işe yaradıysa gerisi önemli değil" Rojda Mirza ağanın hala yatakta yattığını fark etti hayır daha işe gidecekti ve kalkmamıştı bile
"Böyle yatmaya devam edersen işe geç kalacaksın Mirza ağa haberin olsun" Mirza ağa yatağın başın da ki saate baktı geç kalması önemli değildi çünkü bugün işe gitmeyecekti.
"Bugün işe gitmeyecem o yüzden bu kadar rahatım "Rojda işe gitmeme sebebini merak etti iş konuşun da disiplinli biriydi bunu biliyordu ve bugün gitmeyeceğini söylüyordu.
"Neden sen de mi rahatsızsın"diye merakla sordu.
Mirza ağa kaşlarını kaldırmış karısının sorusunu cevaplamıştı.
"Yok gayet iyiyim sadece bugün gitmek istemiyorum bensiz birgün idare ederler sorun yok. Şimdi ben de hazırlanıyorum sen de dışarı çıkacaz" diyerek yataktan kalkmış rojdanın karşısına dikilmişti.
Neden dışarı çıkacaklarını merak etmişti Rojda
"Neden dışarı çıkıyoruz ki "
Mirza ağa çok soru soran karısına bakıp sabırla cevap verdi
"Öyle bugün de biz biraz gezelim,vakit geçirelim sıkıldım demiyor muydun konakta tamam işte şıktın geçer biraz" Rojda Mirza ağanın söylediklerine şaşırıyor hatta anlam veremiyordu iyi miydi bu adam utanmasa ateşi var mı diye kontrol edecekti.
Mirza ağa ona boş boş bakan karısına gülmüş kendine gelmesi için konuşmuştu tamam şaşırması biraz normaldi ama Rojda o şaşkınlıktan çıkamıyordu.
"Hadi Rojda çok tuhaf bişey demedim hazırlanalım dışarı çıkacaz dedim ben şimdi banyoya giriyorum çıktığım da hazır ol lütfen " diyerek banyoya geçmişti. Anlam veremiyordu bu adamı bu kadar değiştiren neydi hep mi böyleydi de Rojda görememişti. Mirza ağa banyoya girmiş hızlı bir bonyo yapmıştı.Rojdanın şaşkın suratı aklına gelince gülmüştü rojdayla vakit geçirmek istiyordu, yanın da olmak istiyordu hepsi bu kadardı şaşırılacak bir durum yoktu.Rojdaya gün geçtikçe alışıyordu ve bu durum Mirza ağa'yı rahatsız etmiyordu.
Rojda Mirza ağanın dediğini yapmış hızla odayı topladıktan sonra kendi hazırlığına başlamıştı.
Havalar artık soğumaya başlamıştı soğuk olacağını düşündüğü için dolabından uzun yapısı geniş bordo boğazlı kazak seçmiş ardına siyah geniş paça pantolon giymişti. Saçını dağınık topuz yapmış yüzüne hafif renk vermişti.
Üstüne uygun şalını seçmiş başına geniş bir şekilde örtmüştü.Tamamen hazırdı ve Mirza ağayı bekleyecekti.
Mirza ağa banyodan çok geçmeden çıkmış karısının hazır olduğunu görünce sevinmişti. Odayı saran rojdanın kokusu ile gözlerini kapatmış içine çekmişti neydi onu bu kadar bu kokuya bağlayan bilmiyordu ama bu koku onu sakinleştiriyordu.
"Ben de hemen hazırlanayım çıkarız önce kahvaltı yaparız sonra da dolaşırız biraz ya da sen ne yapmak istersen yapabiliriz" Rojda düşündü ne yapacaklarını ama aklına bişey gelmedi dışarı çıkıp hava alması da onun için yeterliydi belki de hava almak ve değişiklik yapmak rojdaya iyi gelecekti.
" benim için fark etmez hava almak bile yeterli olacaktır bana" diyerek cevap vermişti.
Mirza ağa son olarak kol saatini koluna takmış hazırlığını tamamlamıştı.
"Ben hazırım çıkabiliriz" diyerek rojdanın önüne geçmesini sağlamış odadan çıkmışlardı.
İçerdekilere haber verip öyle çıkmalı lazım dı çünkü ikisini bekliyorlardı.
Odanın kapısının önü e gelince durmuşlardı
"Hayırlı sabahlar herkese" delal hanım ve yade piroz kapının önünde ki karı kocaya bakmışlardı uzaktan o kadar çok yakışıyorlardı ki onlar bunun farkın da değildi.
"Hayırlı sabahlar oğlum hayırdır böyle hazırlanmışsınız" Mirza ağa rojda bakmış ardından anasına cevap vermişti.
"Bugün işe gitmeyecem ana biraz dışarı çıkalım rojdaya da bir değişikli olur"delal hanım çok mutluydu çünkü oğlu da gelini de artık birbirlerine alışıyordu maşallah demeden edemedi.
"İyi yaparsınız oğul bakın keyfinize"
"Bir isteğiniz var mı" diyerek iksine de sormuştu Mirza ağa
Yade piroz cevap vermişti torununa;"yok oğul siz bakın keyfinize"
Mirza ağa ve Rojda içerdekilere vedalaşmış konaktan ayrılmışlardı. Mirza ağa hazır olan arabasına binmiş,Salih ise rojdanın kapısını açarak binmesini sağlamıştı.
İkisi de hazır olunca yola çıkmışlardı Mirza ağa hafif müzik açmış sessizliği bozmuştu.
"Nereye gitmek istersin Rojda hanım ona göre gidelim" Rojda mardinliydi evet ama çok bir yer bilmiyordu abileri ve babası dışarı çıkmasına müsaade etmiyorlardı.
"Ben çok biryer bilmem ki sen nereye götürürsen uygundur benim için" Mirza ağa rojdayı nereye götüreceğini iyi biliyordu. Arabayı son sürat gidecekleri yere sürmüştü.
"Tamam o zaman önce kahvaltı yapalım sonra da biraz Mardin'i gezeriz madem çok bir yer görmedin ben de göstereyim sana"
"Tamam nasıl istersen" demiş başını cama çevirmiş dışarıyı izlemeye başlamıştı. Mirza ağa arada rojdaya bakıyor,Rojda ise dışarıya bakıyordu.Sonun da gelmişlerdi arabayı park etmiş, arabadan inmişlerdi.
Mirza ağa rojdanın yanına gelerek elini tutmuş içeri geçmişlerdi. Rojda hala alışamamıştı Mirza ağanın elini tutmasına ama bişey diyemiyordu. Kahvaltı solunu gibi bir yere gelmişlerdi her gören mirza ağaya selam veriyor hal hatır soruyorlardı. Geldikleri yerin teras yerine çıkmışlardı Rojda manzaraya bayılmıştı bütün Mezopotamya karşındaydı.
"Beğendin mi burayı " Rojda Mirza ağanın sorusuyla bakışlarını manzaradan çekmiş Mirza ağaya dönmüştü.
" beğenilmez mi manzaraya bak Mezopotamya karşın da " diyerek cevap vermişti. Rojda manzarayı izlerken Mirza ağa siparişleri vermiş karısını izliyordu. Rojda mutlu olmuştu çıktıklarına bunu fark etmişti Mirza ağa ve bundan sonra çıkartacaktı.
Masaya sipariş gelince ikisi de kahvaltılarını yapmaya başlamışlardı.
"Çok acıkmışım hepsini bitirebilirim "demişti Rojda dün neredeyse bütün gün bişey yememişti ve bugün çok açtı.
Mirza ağa rojdanın söylediklerine gülmüş cevap vermişti
"Beni de düşünürsen sevinirim çünkü ben de açım" Rojda Mirza ağanın inandığıma şaşırmıştı nasıl bitirebilirdi hepsini sadece şaka yapmıştı.
"Şaka yaptığımı anladın demi ben bunların hepsini yersem çatlarım "
Mirza ağa çayını içtikten sonra cevabını vermişti.
"İştahının açık olduğu günü de gördük o yüZden yersen şaşırmam" Rojda Mirza ağaya bişey demedi laf yetiştireceğine yemeğini yese daha iyi olurdu çünkü çok açtı.
Hem sohbet etmiş hem de kahvaltılarını yapmışlardı İkisi de karınlarını doyurunca masadan kalkmışlardı.Rojda biraz kendine gelmişti demek ki açlıkta onu etkilemişti.
Kahvaltı yerinden ayrılmış arabaya tekrar binmişlerdi.
"Çok güzel bir tepe var oraya gidip oturalım mi bütün Mardin karşın da ve oldukça sessiz bir yer" Rojdanın aklına yatmıştı bu fikir biraz sakinlik ikisine de iyi gelecekti.
Mirza ağa arabayı tepeye doğru sürmüş geldikleri zaman arabayı durdurup inmişlerdi.
Gerçekten de Mirza ağanın dediği kadar vardı manzara o kadar güzel di ki saatlerce Bura da oturabilir di. İkisi de arabadan inmiş tepenin ucuna geçip oturmuşlardı.Sadece ikisi vardı ve onlara eşlik eden hafif rüzgar.
"O kadar güzel ki burası önceden bilsem kaçar gelirdim buraya" dedi Rojda manzaraya bakarak.Mirza ağa karısını inceledi sevdiği her halinden belliydi.
"Ben de kaçarım ara da buraya sıkıldığım,bunaldığım zamanlar iyi geliyor burası insana kafan dağılıyor biraz" herkesin ihtiyacı vardı böyle şeylere bunun farkındaydı Rojda
"En son ne zaman geldin buraya" Mirza ağa rojdanın sorusu ile o günü düşündü şilanın kaçtığı gece gelmiş bişey düşünmeden sadece burada oturmuştu şimdi o kadar tuhaftı ki o hata yüzünden şuan Rojda ile oturuyordu.
Keskin ve ilk günüm siniriyle cevap verdi rojdaya
"Şilanın kaçtığı gece geldim buraya hiç düşünmeden oturdum sadece, kaçmasaydım eğer daha farklı şeyler olacaktı çünkü" Mirza ağanın cevabıyla irkilmişti Rojda o günü hatırlayınca Aynı duyguları tekrar yaşamıştı ve ürpermişti.
"Kimsenin hatırlamak istemediği o gün keşke hafızalardan silinse" demişti sessizce.
"Yok Rojda silinmesin silinmesin ki yapılan kötülük ve hatalar unutulmasın ve cezalarını çeksinler " ne zaman kadar çekeceklerdi zaten şuan çekmiyorlar mıydı cezalarını bu BİLe onlara yeterdi.Çekinerek de olsa aklım da ki soruyu sordu Mirza ağaya
"Hiç affetmeyeceksin değil mi" Mirza ağa manzaradan gözlerini almış karısına sabitlemişti soruya soruyla cevap vermişti
"Sen abini affedecek misin Rojda" Rojda düşündü biraz ama cevap bulamadı eğer şuan istemediği bir hayatı yaşıyorsa ve annesinden uzaksa abisinin yüzündendi.İkisi de cevap bulamadı çünkü bu sorunun cevabı yoktu. Mirza ağa ilk günden beri aklında olan soruyu bugün rojdaya soracaktı çünkü çok merak ediyordu ve bilmeliydi
"Sevindiğin var mıydı Rojda" sorarken bile zorlanmıştı çünkü Rojda artık karısıydı.
Rojda duydukların dan sonra sakin bir şekilde cevap verdi merak etmesine kızmadı.
" öyle şeyleri düşünecek vaktim olmadı benim, hayalini bile kurmazdım tek derdim okumaktı sonra okuldan aldılar zorla zengin birini bulup evlendirmek istedi babam hep dua ederim zengin biri gelmesin de evlenmeyeyim diye benim tek derdim okumaktı sevdayı sona bırakmıştım" diyerek Mirza ağaya bakarak cevap verdi.
Mirza ağa sebepsiz yere rojdanın sevdiğinin olmamasına sevinmişti çünkü şuan evlilerdi ve eğer bir sevdiği olsaydı olaylar daha karışacaktı. Soru sırası rojdaya gelmişti oda merak ediyordu
"Peki senin senin oldu mu veya evlenmek zorun da kaldığımız içim vazgeçtiğin oldu mu " Mirza ağa sigarasını yakıp içmeye başladı ve cevap verdi;
" benim de senin gibi öyle şeylere vaktim olmadı.Babam ağaydı benim ben küçük yaşta babamı kaybedince ağalık bana geçti çünkü amcam kabul etmedi. Onun sorumluğu büyüktü sonra kıs kardeşlerim vardi onları okutmak, baba yokluğu hissetmemeleri için çalışıp durdum sadece bu zamana kadar hiç öyle şeyleri düşünmedim" diyerek rojdaya bakmış cevabını vermişti. Rojda Mirza ağanın dediklerini düşündü yaşadığı şeyler kolay değildi ve hala kolay şeyler yaşamıyordu sırtın da hep bir yük vardı.
"Kolay şeyler yaşamamışsın sırtın da hep bir yük ve ağırlık varmış birde ben eklendim sırtına yük olarak" Mirza ağa rojdanın dediklerinden sonra sinirlenmişti neden kendini yük olarak görüyordu onlar artık karı kocaydı yük olmak ne demekti.
"Ne saçmalıyorsun Rojda me yük olması sen benim karımsın hayatımı paylaşacağım karım bir daha böyle şeyler duymak istemiyorum Çinli düşüncen çok saçma" demiş oturduğu yerden kalkmıştı hava soğumaya başlamıştı ve Rojda belli etmese de üşümüştü.
" kalkalım artık hava soğudu sonra yine karnın ağrımasın" Rojda Mirza ağanın dediğini yapmış oturduğu yerden kalkmıştı.Onu sinirlendirdiğinin farkındaydı ama bazen öyle düşünüyordu elin de değildi.
Arabaya binince ikisi de birbiri ile konuşmamıştı konağa kadar saat zaten geç olmuştu vakit güzel geçmişti onlar için ama Mirza ağa son soruyla sinirlenmişti Mirza ağa artık birbirlerine alışmak isterken rojdanın kendini yük olarak görmesi saçmaydı Rojda onun hayatın da geçici bir misafir değildi karısıydı ve onunla hayatını paylaşacağı insandı.bugün ikisi için güzel geçsin istemişti güzel de geçti ama son söylediği Mirza ağayı kırmıştı.
Yapmayacağım şeyleri Rojda mutlu olsun diye yapıyor onu benimsesin artık kabul etsin istiyordu.
Konağa gelince mirza ağa odaya çekilmiş Rojda ise delal hanımların yanın da kalmıştı. Mirza ağanın kırıldığını biliyordu çünkü bunu hissettirmişti.
Biraz delal hanım ve yade pirozla vakit geçirdikten sonra odalarına çıktı bugün gerçekten ona iyi gelmişti tepede ki sohbetleri herşey güzeldi ama son dediği Mirza ağanın hoşuna gitmemişti.
Odaya girdiğin de Mirza Ağa koltuğa oturmuş tableti ile ilgileniyordu. Konuşup gönlünü alıp bugün için teşekkür etmeliydi bu günü böyle bitirmek istemiyordu.
Mirza ağa rojdanın geldiğini fark etmiş işine devam etmişti. Rojda rahat kıyafetlerini alıp banyoya geçti kıyafetlerini çıkarıp biraz da olsa rahatlamıştı. Şimdi yapması gereken tek şey Mirza ağanın gönlünü almaktı normalde böyle bişey yapmazdı ama bugün ve birkaç gündür Mirza ağanın ona olan yaklaşımı ile rojdanın bugün kendini ona yük olarak gördüğünü söylemesi yanlış olmuştu.
Mirza ağanın oturduğu koltuğa geçip sessizce oturdu mirza ağa ona hiç bakmıyordu ama Rojda yine de konuşacaktı.
" bugün son söylediğim için özür dilerim seni kırdığının farkındayım biliyorum sen birbirimize alışmamız için çabalıyorsun ben de görüyorum ama bende elimden geldiğince sana ayak uyduruyorum" Mirza ağa elinde ki tableti kapatıp koltuğa koydu ve rojdaya bakarak konuşmaya başladı
"Bunların hepsinin farkın da olman çok güzel bir şey Rojda öncelikle bunların farkın da olduğun için teşekkür ederim ama artık senden de çaba görmek istemiyorum artık bu Hayatı,beni kabullenmeni istiyorum çok bişey istemiyorum sadece bu kadar" Rojda bişey demedi haklıydı belki de artık oda bişeyler yapmalıydı.
"Haklısın ama dediğim gibi elimden geleni yapıyorum ve daha fazlasını yapmaya devam ederim ama hemen olacak şeyler değil biliyorsun zamanla oluyo herşey" Mirza ağa başını sallamış konuşmaya başlamıştı.
" ben de herşey hemen olsun demiyorum zamanla olsun diyorum ama herşey iyi giderken artık senin geçmişe dönmeni istemiyorum Rojda anladın mı" Rojda anlamıştı ve elinden geleni yapacaktı.
"Anladım" diyebildi sadece.
"Anladığına sevindim Rojda çünkü ben artık tek taraflı çabalamaktan sıkıldım biraz da senin çabanı görmek istemiyorum ikimiz için " diyerek ayağa kalkmış yatağına girip yatmıştı.
Haklıydı o yüzden bişey demedi Rojda. Oda ışığı kapatmış yatağa yatmıştı. Mirza ağa uyumaya çalışırken Rojda düşünmüştü belki de haklıydı biraz da onun çabalaması gerekiyordu Rojda ne kadar suçsuzsa Mirza ağa da bir o kadar suçsuzdu.
birine sığınmak istedi yapacağı şeyden pişman olur muydu bilmiyordu ama yapacaktı hiç düşünmeden Mirza ağaya dönüp göğsüne uzandı Mirza ağa şaşırmış ama bişey dememişti sığınacak bir liman aradığının farkındaydı ve Rojda o limanı Mirza ağa olarak seçmişti. Mirza ağa kollarıyla rojdayı iyice kendine çekmiş başından öperek kabul ettiğini belirtmişti.ikisi de günün sonunda zor da olsa yine birbirlerine sığınmış,uykuya dalmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rojda
Ficción GeneralKimse duymamıştı sessiz çığlıklarımı, kimse görmemişti yıkılışımı abim dediğim Güvendiğim bu kadarını da yapmaz dediğim dağın yıkışını kaldıramadım onun sevdası beni ömürlük bir sevdasızlığa,ömürlük bir kedere ve en kötüsü de dönülmez yollara sürükl...