Çiftlikten geleli bir hafta geçmişti. Son konuşmadan sonra Mirza ağa da,Rojda da o günden sonra pek konuşmamışlardı geçici ve günlük konuşmalar aralarında geçmişti. Zaten Mirza ağa bir haftadır eve geç geliyordu sabah sadece görüyor akşam da herkes yattıktan sonra geliyordu.Rojda onu beklemiyordu veya merak etmiyordu sadece uyuyamadığı için görüyordu. bir hafta içinde rojdanın fark ettiği tek şey Mirza ağa da mutlu değildi. O da Rojda gibi mutsuz,dalgın ve sebepsiz yere sinirliydi.
Rojda bu durumu istemediği bir hayatı yaşamasına ve istemediği halde sürdürdüğü evliliğe bağlıyordu, çünkü kendi de bu durumdaydı. Evdekiler ikisin de durumuna üzülüyorlardı evleneli bir ayı geçmiş ama hala birbirlerinden kaçan, ve hala gerçek bir karı koca olamayan iki genç vardı müdahale edemiyorlardı çünkü zorla değil de isteyerek birbirlerine bağlansın istiyorlardı.
Rojda her sabah olduğu gibi erkenden uyandı her gece olduğu gibi dün gece de uyuyamamıştı. Artık sıkılıyordu,yüreği acıyordu ve artık annesini görmek istiyordu.Ailesi hakkın da hiçbir şey bilmiyordu tek öğrendiğikleri şey şilanın hamile olduğuydu.Sevinmişti Rojda buna her ne kadar ikisini de asla affetmeyecek olsa da Fırat abisinin baba olması onu mutlu etmişti.Tabiki bu evde bu konular konuşulmuyordu zavallı delal hanım bile duyduğu zaman hem sevinç hem de buruk bir şekilde ağlamıştı.kızı anne oluyordu buna seviniyordu ama yanında olamıyordu ve belki de olamayacaktı.
Rojda kalkmış isteksiz bir şekilde aşağı inmişti. Kimse uyanmamıştı ve mutfağa geçip kahvaltı hazırlayacaktı.Zeynep ablayı çay koyarken görmüştü tabi ki bu evde bu saatte uyanan sadece kendi değil bir de Zeynep abla vardı.
"Günaydın Zeynep abla" Zeynep kadın arkasını dönmüş yine erkenden uyanan rojdaya bakmıştı üzülüyordu bu kıza ne yemek yiyor, ne uyuyordu ölü gibi dolaşıyordu ortalıkta ve kimse buna müdahale etmiyordu.
"Günaydın Rojda kızım yine uyumamışsın"Rojda mutfak kapısından çekilmiş sandalyeyi çekip oturmuştu.
"Uyuyamıyorum Zeynep abla uyku falan kalmadı artık ben de annemi özlüyorum, rüyalarıma giriyor ve ben bişey yapamıyorum"
Zeynep abla bişey diyemedi ne diyebilirdi ki bu onu aşan konulardı çünkü ortada Mirza ağa vardı. Konuşması doğru olmazdı.
"Sen sabrını koru kızım duanı dilinden düşürme bak o zaman değişecek herşey" Rojda bişey demedi sadece tek merak ettiği konu nereye kadar sabır edecekti onu merak ediyordu.
Zeynep abla rojdayı içeri göndermişti genç kız iyi görünmüyordu ona yardım etmesini istemedi ve zorda olsa içeri gönderdi.
Rojda oturma odasın da tek başına oturan delal hanımı gördü her zaman ki köşesine çekilmiş tesbihini çekiyordu.
"Günaydın delal anne" artık delal hanıma anne diyordu zor da olsa demeye başlamıştı çünkü artık nasıl hitap edeceğini bilmiyordu.
"Günaydın güzel kızım gel otur" Rojda yerine geçip oturmuş yade pirozu göremeyince meraklanmıştı.
"Yade piroz nerde delal anne" delal hanım son tesbihini çekmiş yerine astıktan sonra rojdaya cevap vermişti.
"Rutin kontrolü vardı Mirza ağa hastaneye götürdü." Rojda anlamıştı. Bu sabah da Mirza ağayı görmemişti buna seviniyordu nedense onu görmek istemiyordu.
Delal hanım günden güne eriyen gelinine baktı güzeller güzeli gelini mutlu değildi ve derin bir Özlem çekiyordu onu anasıyla konuşturmak istiyordu ama elinden bişey gelmiyordu.Kaç kez Mirza ağa ile konuşmaya çalışmış daha konuşmasını tamamlamadan Mirza ağadan kesin bir şekilde tepki alınca konuyu kapatmıştı. Bugün bir kere daha konuşacaktı oğluyla sadece onun Rojda ile konuşmasını isteyecekti.Oğlunun da Rojda dan bir farkı yoktu oda eskisi gibi değildi konağın üzerinde ki kara bulutlar bir türlü dağılmıyordu.
Kahvaltı yapıldıktan sonra delal hanımın isteği üzerine Rojda kahve yapmış beraber karşılıklı içmişlerdi konuşmak, dertleşmek iyi geliyordu rojdaya ama yalnız kaldığı zaman düşünceler onu boğuyordu.
Pencereden dışarı baktıkların da Mirza ağa yade pirozu getiriyordu dışarı da yağan yağmur oldukça şiddetliydi ve hızlı hareket ediyorlardı. Konaktan içeri girmiş odaya gelmişlerdi. Rojda kapıda ikisini görünce ayağa kalkmış mirza ağaya bakmadan yade pirozun koluna girerek oturmasına yardımcı olmuştu.Mirza ağa ona bakmayan karısına bakıp içinden sabır çekti bu kadın neden böyleydi çiftlikte gayet iyilerdi o gece ne düşünmüştü de sabahında ve bu güne kadar konuşmamazlık yapıyordu bilmiyordu şuan acelesi olmasa kolundan tutup odaya kapatıp konuşacaktı ama öğleden sonra olacak toplantıya katılması gerekiyordu hemen üstünü değiştirip çıkmalı Rojda ile olan konuşmasını akşama bırakmalıydı.
"Gel otur oğlum soluklan biraz"
"Yok ana hemen üstümü değiştirip çıkmam lazım" demiş kendi odasına doğru çıkmıştı artık sıkılmıştı bu durumdan nereye kadar böyle sürecekti her geçen gün alışırız,düZeliriz biz de normal oluruz derken Rojda ikisini de daha beter bir hale sürüklüyordu.Mirza ağa artık buna bir dur diyecekti gerekirse odasından taşınıp rojdanın odasına geçecekti. Tabi ki o isteyene kadar ona dokunmayacaktı böyle bir zorbalığı asla düşünmüyordu ama artık birşeylerin olması için zor da olsa bu adımı atacak rojdanın odasına yani kendi eski odasına geçecekti.Rojda ister kabul etsin ister etmesin mirza ağa bunu yapacaktı çünkü artık konakta kaçıp kovalanmaktan sıkılmıştı.
Nedenini kendine açıklayamasa bile,itiraz etse bile nedense rojdayla konuşmak istiyordu hatta onu görmediği zamanlar görmek istiyordu.Rojdaya olan duyguları neden böyle değişmişti bilmiyordu ama eskisi gibi rojdadan nefret etmiyor hatta aralarının düzelmesini istiyordu.
Tam çıkacağı sırada arkadaşı Cihan aramıştı telefonu hızlıca açıp kulağına sıkıştırdı o sırada gömleğini ilikliyordu.
"Efendim Cihan" dedi meraklı bir şekilde
"Nerdesin ağa gelmiyor musun toplantıya pek bişey kalmadı" Mirza ceketini de giydikten sonra hazırdı.telefonu eline alarak konuşmaya başladı.
" geliyorum Cihan babaannemi bıraktım eve üstümü değiştirdim çıkarım şimdi" Cihan mirzanın hem çocukluk arkadaşı hem de ortağıydı bütün aile bilirdi ve severdi.
"Yadem nasıl bir sorun yoktur inşallah"
"Çok şükür bişey yok ilaçları yenilendi o kadar ben şimdi çıkıyorum şirkette görüşürüz" diyerek telefonu kapattı. Telefonunu ve arabanın anahtarını alarak odadan çıktı. Hızlı adımlarla merdivenden indi ve kadınların oturduğu odaya geçti. Hepsi oturmuş sohbet ediyorlardı Rojda ise yade pirozun içeceği ilaçları yade piroza anlatıyordu.
"Ben çıkıyorum akşama görüşürüz" dedi Rojda hariç iki kadın cevap vermişti. Mirza ağa inatçı karısının bakmasını bekledi ama Rojda bakmayınca hızla ve sinirle orayı terk etti.konağın kapısını o kadar hızlı kapatmıştı ki içeridekiler yerinden sıçramıştı.
"Neye dellendi yine bu" dedi yade piroz merakla
Delal hanım sebebini biliyordu ama Rojda burda olduğu için bişey diyemedi.Rojda da biliyordu ama umrunda değildi o nasıl rojdanın isteklerini umursamıyorsa,Rojda da Mirza ağanın varlığını umursamayacaktı. İçeride biraz delal hanım ve yade pirozla vakit geçirdikten sonra izin alarak odasına çekildi. Biraz uzanmak istiyordu geceleri uyuyamadığı için biraz uyusa fena olmazdı.
Odasına geçip yatağın içine girdi hiç bişey düşünmek istemiyor hemen uyumak istiyordu.Düşünceler aklına gelince uyumasına engel oluyordu. Uykuya geçiş yapacağı sırada odanın kapısı çaldı uzandığı yerden zor da olsa kalkarak kapıya doğru adımladı ve kapıyı açtı. Zeynep abla elinde telefonla rojdaya bakıyordu.
"Bişey mi oldu Zeynep abla "Zeynep kadın elinde ki telefonu rojdaya uzatarak konuşmaya başladı.
"Dilan diye biri seninle konuşmak istiyor hanımım buyrun" Rojda duyduğu isim ile şok olmuş algılayamamıştı. Zeynep ablanın bir daha seslenmesi ile telefonu almış içeri geçmişti. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki Her an yerinden çıkacakmış gibiydi.eli titreyerek telefonu kulağına götürmüş sesi titreyerek efendim demişti.
"Rojda ben dilan nasılsın seni çok Merak ediyorum Rojda haber alamadığım her an çıldırdım. Her gün sana ulaşmaya çalıştım, konağa gelmeye çalıştım ama cesaret edemedim. En son şilandan konağın numarası istedim" Rojda dilanın sesini duyunca tuttuğu göz yaşlarını serbest bırakmıştı o kadar çok ağlıyordu ki sanki uzun zamandırlı ağlamamıştı.uzun zamandır sesini duymadığı arkadaşının sesini duyunca çok kötü olmuştu.
"Rojdam ne olur ağlama konuş benimle ki sesini duyayım sen ağladıkça daha kötü oluyorum bir ses ver lütfen" Rojda ağlayarak konuşmaya başlamıştı.
"Dilan çok özledim ben sizi dayanamıyorum ben artık çok özledim kafayı yemek üzereyim."
Dilan rojdanın dediklerinden sonra Rojda üzülmesin diye tuttuğu göz yaşlarını serbest bırakmıştı.Şimdi iki çocukluk arkadaşı,iki kardeş gibi büyüyen kız karşılıklı ağlıyorlardı.
"Annem nasıl dilan ne olur onu yerime öp,kokla onu çok sevdiğimi söyle onu hep düşündüğümü söyle onun benim için çok kıymetli olduğunu söyle tamam mı hepsini herşeyi söyle ve çok öp"Dilan az da olsa ağlamasını dindirmiş arkadaşına cevap vermişti.
" annen çok iyi Rojda yemin ederim çok iyi sağlığı da yerin de sadece seni hep düşünüyor, merak ediyor o kadar ama hep şükür ediyor çünkü yaşadığını biliyor.Sen de rahat ol nereye kadar böyle devam edecek Mirza ağayı hepimiz tanıyoruz o kötü bir insan değil vakti geldiğinde anneni de göreceksin,bizleri de ve hatta gidip geleceksin bile hep böyle devam etmez sana söz veriyorum düzelecek Rojda kendini daha fazla üzme ,yıpratma Ayşe teyze seni kötülemiş olarak görürse kahrolur tamam mı söz ver bana eğer söz vermezsen seni daha asla aramam" Rojda ağlamayı kesmiş sessiz iç çekişlere bırakmıştı. Dilanın ondan bir cevap beklediğini biliyordu kendini zor da olsa toparlayıp konuşmaya başladı.
" tamam dilan söz veriyorum bundan sonra daha dikkatli olacam.Sesini duyduğum için çok çok mutlu oldum sen nasılsın iyisin değil mi bir sıkıntı yok" Dilan biraz rojdayı güldürmek istiyordu tek derdi rojdanın az da olsa gülmesiydi tıpkı eski günlerde ki gibi.
"Ne yapsın arkadaşın her gün bir görücü ile uğraşıyor güzelliğim dillere destan bunu biliyorsun artık zilimiz susmuyor"demiş cilveli bir şekilde konuşmuştu çünkü bu konuşma tarzı rojdayı hep güldürüyordu.
Rojda dilanın dediklerinden sonra gülmüştü bu kız hala deliydi ve asla akıllanmazdı.
"Eee ne yaptın bakalım seçebildin mi o şanslı kişiyi" diyerek eklemişti.Dilan rojdanın dediklerinden sonra kıkırdamış az da olsa arkadaşını gülüdürdüğü için rahatlamıştı.
"Yok canım henüz net bir şey yok olursa sana haber veririm merak etme" Rojda sen akıllanmazsın imasıyla başını sallamıştı.Evde ki kimse anlamasın istiyordu Rojda tamam kimse bişey demez di ama belki Mirza ağanın hoşuna gitmezdi. Biraz daha dilanla hasret giderdikten sonra annesine de bol bol selam gönderip,öpücük gönderip telefonu zorda olsa kapatmıştı.
O kadar iyi gelmişti ki konuşma Rojda sanki bugün doğmuştu ve sanki yıllardır Nefes almıyorda şimdi alıyormuş gibi hissetti.
İşte Rojda bunu istiyordu bu kadarını başka bişey istemiyordu sevdiklerinin sesini duysun, iyi olduklarını bilsin bu ona yeterdi ama Mirza ağa bunu rojdaya çok görüyordu. Uykusu kaçmıştı dilanla konuştuktan sonra kuş gibi hafiflemiş mutluluktan gülümseyip duruyordu. Banyoya geçip elini yüzünü yıkadı ağladığı belli olsun istemiyordu. Kendine çeki düşen verdikten sonra aşağı indi bugün kimse morelini bozamazdı yani öyle olmasını diliyor ve umuyordu.
Aşağı indiğinde oturma odasın da kimse yoktu mutfağa geçince delal hanım ve Zeynep abla bişeyler yapıyorlardı.
"Kolay gelsin "diyerek mutfağa geçti.
"Sağol kızım uyudun mu biraz " demişti bu kadını seviyordu ne olursa olsun her koşulda rojdayı düşünüyordu.
"Yardım edilecek bişey varmı yapayım ben de sen otur delal anne" delal hanım şefkatle gülümsedi gelinine
"Zeynebin işi var diye ben yoğurdu mayaladım bitti de zaten siz de akşam yemeğini yaparsınız kızım" delal hanım mutfaktan çıkar çıkmaz Rojda Zeynep ablanın yanına yaklaştı ve bir rica da bulundu biliyordu söylemezdi ama içi rahat etsin istiyordu.
Zeynep abla senden birşey rica etsem olur mu
Arkadaşımın aradığını kimse duymasa olur mu özellikle de Mirza ağa"
"Olur mu öyle şey hanımım söylemem tabi ki sen nasıl istersen beni ilgilendirmez zaten " Rojda önce gülümsedi sonra konuştu.
"Teşekkür ederim Zeynep abla sağol" Zeynep abla aynı karşılığı vermiş işine koyulmuştu. Mutfakta hızla yemekler yapılıyor akşama az bir vakit kaldığı için acele ediyorlardı. Rojda Mirza ağanın bugün de gelmeyeceğini düşünüyordu ve öyle olmasını diliyordu.
Yemek masası hazırlanmış sadece oturmaları kalmıştı. Delal hanım oğlunun yine gelmeyeceğini biliyordu hele sabah ki sinirden sonra asla gelmezdi.
Yine üç kadın masaya oturmuş yemeklerini yiyorlardı iki kadın Mirza ağanın olmamasından dolayı memnun değilken,Rojda umursamıyordu bile hele de bugün dilanla konuştuktan sonra kimse umrunda değildi ailesinden haber almış nasıl olduklarını öğrenmiş biraz da olsa rahatlamıştı.
Yemekler toplanmış çay saatine geçilmişti yade piroz bugün yorulduğu için odasına erkenden çekilmişti.
Delal hanım,Rojda ve Zeynep çay içiyorlardı kimse olmadığı zamanlar delal hanım Zeynep'in de aralarına katılmalarını istiyordu.
Konudan konuya geçiliyor,güzel sohbetler ediliyordu. Rojda camın kenarın da oturduğu için avlunun kapısını görüyordu ve Mirza ağa az önce içeri girmiş konağa doğru geliyordu. Onu görünce istemsiz geriliyordu.İnşallah yanların da oturmaz odasına çıkar diye düşünüyordu.
Mirza ağa içeri gelmiş kapıdan herkesi kontrol etmişti babaannesi hariç herkes oturuyordu.
Aklın da ki konuşma artık gerçekleşecek bu olaya bu gece son verecekti.
"Hoşgeldin oğlum"delal hanım rojdaya bakan oğluyla konuşmaya çalışıyordu ama oğlu amasını görmeyip,ısrarla ona bakmayan karısına bakıyordu.
"Hoşbulduk ana"
"Aç mısın oğlum Zeynep hazırlasın hemen bişeyler"
"Yok ana yedim şirkette " Rojda gitmesini bekliyordu ama Mirza ağa gitmiyordu.
"Rojda benimle gel konuşacaklarım var" dedi kararlı bir şekilde.Rojda ne konuşacağını merak etti onunla şuan konuşmak istemiyordu.
"Hadi Rojda seni bekliyorum" dedi keskin ses tonuyla.Rojda delal hanıma bakıyor ondan bişey bekliyordu ama delal hanım karışmak istemiyordu konuşup kendi araların da halletsinler istiyordu.
Mirza ağa gelmeyen rojdaya doğru bir Adım attı rojda herkesin için de yine sürüklenmek istemiyordu o yüzden hemen ayağa kalkıp Mirza ağanın yanına gitti. Mirza ağa eliyle rojdanın öne geçmesini istedi.Rojda önde Mirza ağa arkada odaya doğru çıkıyorlardı odanın önüne gelince Mirza ağa odanın kapısını açmış içeri geçmesini beklemişti.Rojda zor da olsa içeri geçmiş,hemen ardın dan da Mirza ağa içeri geçerek kapıyı kapatmıştı. Rojda merakla Mirza ağaya bakıyordu Mirza ağa üstünde ki ceketi koltuğa fırlatmış iki elini kemer bölgesine koyarak rojdaya bakmaya başlamıştı.Rojda bu sessizlikten rahatsız olmuştu neden öyle bakıyordu ve ne konuşmak istiyordu.
"Ne konuşacaksın benimle" diyerek sordu Mirza ağaya; Mirza ağa tek kaşını kaldırmış rojdaya cevap vermek için hAzırlanmıştı.
"Gerçekten neden diye soruyor musun rojda sence neden bi düşün ya da sen düşünme ben direkt sana sorayım mesela neden böylesin,neden benden kaçıyorsun, neden beni görmek istemiyorsun ve neden çiftlikten geldikten sonra değiştin bir açıklaman var mı" diyerek sakin ama bir o kadar sert bir şekilde sormuştu.Rojda ne diyeceğini bilmiyordu sebebi belliydi zaten neden soruyordu ki.
"Ben hep böyleydim Mirza ağa sadece bir haftada değişmedim önceden aramız iyiymişte bir haftadır kötüymüş gibi şaşırma" Mirza başını sallamıştı bu kız artık ciddi şekilde akıllanmalıydı.
"Neden artık alışmaya çalışmıyorsun Rojda neden düzelmiyorsun veya artık neden büyümüyorsun derdin nee senin sanki sadece bu hayatta sen mahkum edilmişsin gibi davranıyorsun senin bu yaptığın şımarıklıktan başka bişey değil şu haline bak yemek yemiyorsun, uyumuyorsun konakta ruh gibi dolanıyorsun hayatımızı mahveden insanlar mutluyken,gülüyorken biz neden böyleyiz haa neden mutlu olmayı denemiyoruz derin bir nefes alıp verdi Mirza ağa ve konuşmasına devam etti"ulan hala ayrı odalarda kalıyoruz ben hala gömleğimi Zeynep ablaya ütületiyorum neden evde karım varken başkası yapıyor haa ne zaman düzelecez biz" diyerek kızgın bir şekilde sordu rojdaya artık gerçekten sabrı taşmıştı ve bişeyleri düzletme vakti gelmişti.Rojda Mirza ağanın söylediklerinden sonra şaşırmıştı ne yani artık ikisinin de mutlu olmasını mı istiyordu.
"Sen bu konağa ilk geldiğim de bunları yapmamı istedin Mirza ağa ben de sen ne dediysen onu yapıyorum ve yanlış bişey yaptığımı düşünmüyorum" Mirza ağa rojdanın dediklerinden sonra sinirden delirmişti o ne diyordu Rojda ne diyordu bu kız gerçekten laftan anlamıyordu.Rojdanın yanına gidip tam önün de durdu ve kararlı bir şekilde konuşmaya başladı
"Artık böyle istemiyorum duydun mu beni seninle konuştuğum zaman benimle konuşacaksın, soru sorduğum zaman cevap vereceksin ve bişey istediğim zaman yapacaksın en önemlisi de artık aynı odada kalacaz duydun mu beni" Rojda son duyduğu ile korkmuş ve bir adım geri atmıştı o buna daha hazır değildi.
"Her dediğini yaparım ama asla aynı oda da kalmam seninle duydun mu beni benden bunu isteme"diyerek hızlı bir şekilde başını salladı.Mirza ağa duruşunu bozmadan cevap verdi.
"Sana fikrini soran olmadı Rojda ben öyle olmasını istiyorsan eğer olacak biz böyle yaptıkça birbirimize alışamıyoruz ve gittikçe uzaklaşıyoruz bu arada sen istemediğin sürece sana dokunmayacam Merak etme o kadar kötü bir insan değilim ama bundan sonra böyle aynı odada ve aynı yatakta yatılacak beni daha fazla zorlama" Rojda istemiyordu ne olursa olsun istemiyordu.
Rojda konuşacağı sırada Mirza ağa devreye girdi.
"Şimdi yarın sabah benim odamı kendi odana taşıyacaksın ve ben yarından sonra seninle aynı odada ve aynı yatakta yatacam böyle yaptıkça bir yere varamıyoruz sen de alışsan iyi olur" dedi ve ceketini aldığı gibi odayı terk etti.
Rojda bundan sonra ne yapacaktı onu bilmiyordu kaçtığı adamla aynı oda da ve aynı yatakta nasıl yatacaktı bilmiyordu. Ne dese Mirza ağa vazgeçmeyecekti çünkü bu sefer hiç olmadığı kadar kararlıydı. Sabır istedi ama artık sabır bile rojdaya yetmiyordu Mirza ağa resmen ona alışmasını istiyordu peki onu ailesinden koparan bir adama alışmak kolay mıydı.Madem Mirza ağa böyle davranıyordu, Rojda da ona bazı şartlar sunacak ve kabul etmesini sağlayacaktı. Sessizce odasına çekildi ve her zaman ki gibi uykusuz bir gece geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rojda
Fiction généraleKimse duymamıştı sessiz çığlıklarımı, kimse görmemişti yıkılışımı abim dediğim Güvendiğim bu kadarını da yapmaz dediğim dağın yıkışını kaldıramadım onun sevdası beni ömürlük bir sevdasızlığa,ömürlük bir kedere ve en kötüsü de dönülmez yollara sürükl...