Yanlış anlaşılma

205 11 0
                                    

Günler hızla geçiyor artık her ikisi de birbirlerine tamamen alışıyorlardı.
Rojda artık eskisi gibi kendini kötü hissetmiyor aksine sakin ve huzurlu hissediyordu evet tek huzursuz olduğu konu annesi ile konuşmamasıydı ama arada dilandan rica ediyor ve annesinin yanına gitmesini, kendi ile konuşturmasını istiyordu şimdilik bununla yetinmesi bile Rojda için büyük mutluluktu tabi ki Mirza ağa bilmiyordu, bilmemeliydi zaten yeni yeni araları düzeliyordu tekrardan eskiye dönmek istemiyordu Çünkü  kendin de o gücü bulamıyordu artık kötü günler değil güzel günler istiyordu sadece kendi için değil herkes için, kendi gibi mutluluğa, sevgiye ihtiyacı olan tüm kadınlar için istiyordu.
Sabah herkesten önce kalkmış kahvaltı hazırlamıştı. Bugün konakta büyük bir temizlik vardı o yüzden yavaş davranmak istemiyor konağın temizliğini Zeynep abla ile beraber bitirmek istiyordu Konak büyüktü ve oldukça yorulacağına emindi.
Kahvaltı yapılmış sabah kahvesi için mutfağa geçmişti her sabah delal hanımın kahvesini içmesi gerekiyordu çünkü gün boyu kahve içmediği zaman nedense başı tutuyordu.Rojda da bunun artık farkın da olduğu için kimse istemeden kahvaltıdan hemen sonra kahveleri hazır ediyordu.
Pişsen kahveleri tepsiye dizmiş içeriye geçmişti.önce delal hanıma sunmuş ardından kendide alıp yerine geçmişti.
"Ellerine sağlık kızım"
"Afiyet olsun delal anne"
Yade piroz kızının yanına gitmişti birkaç günlüğüne o yüzden konakta yoktu.
"Temizlik biterse inşallah başka işimiz kalmıyor Rojda. Kendini sakın yorma tamam mı kızım hafif işler yap Konak büyük birden yüklenirsen çok ağır gelir"
" merak etme delal anne zaten yalnız değilim Zeynep abla ile beraber bitiririz inşallah " delal hanım bişey dememiş başını sallamakla yetinmişti. Rojda sabahtan beri delal hanımın üstünde ki durgunluğu merak ediyordu ama bir türlü soramamıştı,merak ettiği için artık soracaktı.
"Delal anne iyi misin sen yani sabahtan beri durgunsun bişey yemedin rahat değilsin gibi hasta değilsin demi " delal hanım derin nefes almış rojdaya uzun uzun baktıktan sonra cevap vermişti.
"Hasta değilim kızım merak etme ama iyi değilim ben artık evlat hasretine dayanamıyorum şilanım karnı burnun da hamile bir gün bile yanın da olamadım. Uyku nedir bilmem kaç aydır"Rojda hak veriyordu yaşlı kadına annesine duyduğu Özlem burnunun direğini sızlattı. evlat çok başkaydı ve delal hanım şuan evlat hasreti çekiyordu evet çok hatalar yapıldı ve bu hatalar iki insanın hayatını alt üst etti ama olan oldu bu yanlış Daha düzelmezdi ve bişey değişmezdi. Artık birşeyler düzelmeliydi düzelmek zorundaydı ne anneler evlat hasreti çeksin, ne de evlatlar ana hasreti çeksin istemiyordu Rojda.
"Olan oldu delal anne yapılan hatalar yüzünden istemediğimiz hayatlara  mahkum kaldık ama yapacak bişey yok artık herkes şuan olduğu yerde mutlu olmaya çalışıyor. Mirza şilana ceza vermek istiyor ben anlıyorum ama şilan da ben de sen de ve annem de hak etmediğimiz cezayı çektik ve artık bu ceza bitsin istiyorum. " Rojda gerçekten çok istiyordu tamam şilan suçluydu düşünmediği büyük bir hatanın bedelini çekiyordu ama bu bedel artık bitmeliydi.Önceden şilanı görse kızgın gözlerle bakardı ama şuan gözün de o kızgınlık olmazdı üstelik karnın da yiğenini taşıyordu ve Rojda hala olacaktı.
"Rojda kızım ben şilanı bugün konağa çağırdım dayanamadım artık bir kere görsem o halde kokusunu içime çeksem yeter bana kızıma hasret yaşamak istemiyorum artık Mirza gelemden gider bu sayede biraz da olsa özlemim diner" Rojda delal hanımın dediklerinden sonra şok olmuştu mirzanın yakalarsa ikisine de ne tepki vereceğini biliyordu delal hanım nasıl böyle bişey yapardı.
"Delal anne işine karışmak benim haddim değil ama Mirza yakalarsa biliyorsun neler olacağını biraz da olsa kapanan konu tekrar alevlenecek"
Delal banım herşeyin farkındaydı ama mirza nasıl evladı ise şilan da evladı idi helini de anne olacaktı Allah izin verirse onun bu sürede yanın da oluyordu ama şilanın yanın da olmaması kadının yüreğini acıtıyordu bu çok büyük haksızlıktı o yüzden bugün herşeyi göze almıştı.
" ne olursa olsun kızım helin ile mirza nasıl evladım ise şilan da benim evladım yaptığını doğru bulmuyorum ve bulmayacam da ama ne olursa olsun o benim evladım ben artık bu hasretle yaşamak istemiyorum mirza ne derse desin bugün gelecek şilan" Rojda delal hanıma bişey diyemedi çünkü yaşlı kadın çok kararlıydı evet haklıydı Rojda ona sonuna kadar hak veriyordu ama mirza ağayı da biliyordu bu konu konakta bile konuşulmazken şilanı karşısında görünce ne tepki verecekti onu düşünmek istemiyordu.
Hızlı bir şekilde Zeynep abla ile temizliğe başlamışlardı şilan gelmeden bitsin istiyordu Rojda çünkü artık şilana kızgın olmadığı göstermek istiyor, hamile kızın içinin rahatlamasını istiyordu ve onun yerine annesini bol bol öpmesini söylemek istiyordu.
Üst kat tamamen bitmiş küçük işler kalmıştı kendi dalına geçip hızlı bir şekilde temizlemişti.Odayı süpürdüğü sırada başının döndüğünü hissedip işine biraz ara verip oturdu.
Bu aralar sık sık başı dönüyordu ve ara da midesi bulanıyordu.Sebebini bilmiyordu ama özellikle baş dönmesi sıklaşmıştı bunun farkındaydı. Biraz düşündükten sonra aklına o ihtimal gelmişti rojdanın ama emin olamadığı için bişey diyemiyordu hamile olacağını sanmıyordu evet günü geçmişti ama normalde de birkaç gün hep geçerdi. İçin de şüphe oluşmuştu birkaç gün daha bekleyip görecekti eğer geçmezse ve adet olmazsa o zaman kendi kendine bir test yapmak zorun da kalacaktı.
Bu ihtimal bile onu oldukça heyecanlandırmıştı ama daha kesin bişey yoktu o yüzden telaşa kapılmasına gerke yoktu. Kalan işini bitirmiş kendini direk banyoya atmıştı üstünde ki yorgunluğu banyo ile attıktan sonra çıkmış kıyafetlerini giymişti. Aynadan kendine bakınca istemsiz bir şekilde eli karnına gitmişti kendini çok tuhaf hissetmişti o böyle olduysa Mirza ağayı düşünemiyordu.Çok iyi bir baba olacağına emindi ama Rojda hazır mıydı bilmiyordu.
Kesin olmayan olayı düşünmeyi bırakıp hazırlandıktan sonra aşağı indi şilan belki de gelmişti bilmiyordu. Oturma odasına girip içeri geçti ve şilanın geldiğini gördü. Kimse rojdayı fark etmemişti.
Şilan annesinin yanına oturmuş gözleri dolu dolu sohbet ediyordu. Bir eli karnın da olan kızı inceledi karnı çok büyümüştü şilanın zaten güzel bir kızdı ama hamilelik onu daha çok güzelleştirmişti.
Bir kaç ay önecesine gitti Rojda avluda abisi ile olan acısına durumu ve kendinin bu konağa mahkum olduğu gün hatırladıkça bazı duygular tekrardan alevleniyordu Rojda için o yüzden düşünmemeye çalışıyordu delal hanımın mutluğunu bozmak istemiyordu.
"Hoşgeldin şilan" diyerek genç kıza doğru yürüdü. şilan rojdanın ona doğru geldiğini görünce şaşırdı ve oturduğu yerden destek alarak yavaşça ayağa kalktı. Rojdanın gözlerinin içine bakıyordu ürkek bir şekilde ona nasıl davranacağını bilmiyordu ama buraya gelmeden önce kendini her türlü olaya hazırlamıştı.
Rojda şilanın şaşırdığını ve çekindiğini görebiliyordu evet karşısın da hayatını mahveden biri vardı ama tek suçlu bu kız değildi sonuçta abisi düşünmemişti kardeşini şilan neden düşünsün ki.
Rojda şilanın karşısına geçip gözlerinin içine bakarak tebessüm edip konuştu.
"Hoşgeldin şilan" Şilan rojdanın tebessümüne şaşkın bir o kadar da mutlu bir şekilde cevap verdi.
"Hoşbulduk Rojda"delal hanım elini ve kızını izliyordu tam da beklediği hareketleri yapıyordu gelini ve delal hanım yine Rojda ile gurur duyuyordu.
Rojda yerine geçip oturdu şilanın da oturmasını bekledi ikisi de birbirlerine bakıp duruyorlardı. Birinin gözlerin de mahçupluk varken diğerinin gözün de merhamet vardı ve en çok da rojda ya yakışan buydu "Merhamet" kötü olamazdı ki Rojda istese bile olamazdı ve bu halinden memnundu.
"Nasılsın şilan durumun nasıl, bebeğin sağlığı nasıl"diyerek sormuştu rojda konuşan ilk o olmuştu çünkü şilan konuşmaya cesaret edemiyordu.
Şilan kendisine sorulan soruya mahcup bir şekilde cevap verdi
"İkimiz de iyiyiz çok şükür biraz ağırlaştım o konu da zorlanıyorum ama şükür sıkıntı yok.
Sen nasılsın rojda iyisindir inşallah " sormak çok saçmaydı ama şilan ne diyeceğini bilmiyordu.
Rojda sorulan soruya ne Cevap vereceğini düşündü verilecek cevap çoktu aslın da ama tekrar kötülük istemiyordu zaten şilan şuan karşısın da utancından titriyordu ve Rojda bu haline dayanamıyordu.
"İyiyim çok şükür bir sıkıntı yok " diyerek cevap verdi zaten bu Soruya bu kadar cevap verilirdi başka verecek cevabı yoktu. Onun asıl merak ettiği şey annesiydi çok özlemişti annesini burnun da tütüyordu bir kere görse ona yeterdi.
" annem nasıl sağlığı iyi mi bir sıkıntı yoktur inşallah" diyerek merakla sordu Rojda
"Çok selamı var sana bol bol öpüyor sağlığım yerin de bir sıkıntım yok beni merak etmesin kendi iyi olsun bana yeter dedi" burnunun ucu sızlamıştı rojdanın annesi onun herşeyiydi hala kendisini düşünmüyor, Rojda için çabalıyordu.
Dolan gözlerini kapatmış, açmıştı burada olmazdı ağlayıp kimseyi üzmek istemiyordu.
Şilanın söylediklerine zorla da olsa tebessüm edip konuşmaya başladı.
" sen de benim yerime bol bol öp ve çok iyi olduğumu söyle en kısa sürede yanına geleceğimi söyle" şilan nasıl annesini görmeye geldiyse Rojda da gidecekti ve buna kimse engel olamazdı, olmayacaktı. Mirza ağa olmaya çalışırsa ezip geçecekti tamam şuan araları iyiydi ama artık bu olanlar bitsin istiyordu.
Sohbet güzel ilerliyordu şilanın çekinkenliği biraz da olsa gitmiş genç koz rahatlamıştı tabi ki Rojda sayesin de bu kadar iyiydi çünkü Rojda hiçbişey olmamış gibi davranıyor eski konular açılmıyordu.
Şilan abisine yakalanmaktan korkuyordu o yüzden istemese de kalkmak zorundaydı çünkü abisi ile karşılaşacak cesareti kendin de bulamıyordu evet abisini çok özlemişti onu babası gibi görüyordu ve abisinin ona olan kötü bakışlarını görmek istemiyordu.
" ben artık kalkayım ana abim gelmeden şimdi tatsızlık çıkmasın" Rojda bişey diyemedi çünkü şilan haklıydı. Delal hanım ürkek kızına baktı ne diyeceğini, bilemedi
"Yemeğe kalsaydın kızım özlemişsindir yemeklerimi içim rahat etmez şimdi seni aç göndermek" şilan anasının ellerini şefkatle tuttu ve gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı
" Yok annem gideyim daha fazla tatsızlık çıkmasın geldim gördüm seni hasret giderdik bu bile benim içim yeter olay iyice karışmasın" delal hanım bu çaresizlikten çok yorulmuştu ikisi de evladıydı ama elinden bişey gelmiyordu sadece içi parçalanıyordu.
Şilan ayağa kalmış onunla beraber delal hanım ve Rojda da kalkmıştı
" Zeynep sana bişeyler verecek hazırladım senin için onları vitamin olarak ye kuzum tamam mı?" Şilan annesinin ellerinden öpmüş, sıkıca sarılmış kokusunu içine çekmişti
" tamam annem sen merak etme ben kendime dikkat ederim sen de benim için kendine dikkat et sen ne kadar iyi olursan ben o kadar iyi olurum " anne koz birbirlerine sarılmış vedalaşırken Rojda sadece onları izliyordu.
Sıra Rojda ile şilanın vedalaşmasına gelmişti.
Şilan artık biraz daha rahattı rojdaya karşı
"Herşey için teşekkür ederim Rojda çok güzel bir gün dü benim için" diyerek ellerini teşekkür anlamın da sıkmıştı. Rojda da aynı karşılığı vermiş konuşmaya başlamıştı
"Dikkat et kendine ve yiğenime anneme de çok selam söyle ve lütfen benim yerime bol bol öp yanına geleceğimi söyle ki biraz mutlu olsun" şilan gözlerini kırpmıştı iki kere
"Merak etme Rojda söyledikleri eksiksiz bir şekilde iletirim." Rojda ve şilan da birbirlerine sarıldıktan sonra şilanı uğurlamak için odadan çıkacakları sırada Mirza ağa odaya gelmişti. Üç kadın da Mirza ağayı görünce çok şaşırmış delal hanım hariç şilan ve Rojda bir adım geri atmışlardı çünkü ne olacağını ikisi de iyi biliyordu.
Mirza karşısın da karnı burnun da kardeşini görünce inanamadı hangi cesaretle geliyordu bu buraya bu cesareti kim vermişti ona. Şilanın karşısın da titrediğini görüyordu ama o kadar sinirliydi ki umursamıyordu.
"Anaaa! Ne işi var bunun burda ben size ne dedim ana neden benim sözüm dinlenmiyor? Mirza o kadar sinirliydi ve bağırmıştı ki Rojda ve şilan oldukları yerden sıçramışlardı.
Delal hanım omuzlarını dikleştirmiş oğluna cevap vermişti.
"Ben çağırdım Mirza ağa bilirsin ki evladım ve evladımı görmek en büyük hakkım" Mirza ağa şilana bakmamaya çalışarak anasına bakıyordu burnun dan soluyordu ve sakinleşmeye niyeti yoktu.
" benim sözüm ne zamandan beri çiğnenmeye başladı ana ben bitti demedim mi nerede göreceksen gör kızını ama benim evime bir daha gelemez şimdi söyle kızına çeksin gitsin" Rojda şilana çok üzülmüştü Mirza da korksa bile müdahale etmeye çalıştı.
"Mirza lütfen" Mirza ağa rojdanın gözlerinin içine sertçe bakmış uyarmıştı.
"Rojda sen karışma kalbini kırmak istemiyorum"
Rojda Mirza ağanın onu soğuk bir o kadar da sert bir şekilde uyarmasından sonra yerinde sendelemiş susma kararı almıştı.
Şilan bütün cesaretini toplayıp konuşacaktı gittikten sonra annesi ve rojdanın suçlu olarak görünmesini istemiyordu.
"Abi kimsenin suçu yok ben gelmek istedim ve geldim rojda ve annem suçsuz " Mirza ağa hızla şilana bakmış ve susturmuştu
"Ben senin abin değilim sen abini kaçtığın gün öldürdün senin artık abin yok şimdi daha fazla kötü olmadan çık git burdan " şilan ağlamaya başlamış bişey diyememişti. Mirza ağa daha fazla dayanamayıp hızla yukarı çıkmıştı kalırsa eğer daha kötü şeyler olacaktı.
Rojda çaresiz bir şekilde olanları izliyordu Mirza ağaya karışma gibi bir durumu yoktu zaten şuan çok sinirliydi daha fazla sinirlendirmek istemiyordu.
Delal hanım çaresiz bir şekilde kızına sarılmış,sakinleştirmeye çalışmıştı.
"Ağlama kuzum bebeğini düşün üzme kendini zamana bırakalım hep böyle devam edecek değil Allah büyük herşey yoluna girecek" Rojda ve delal hanım şilanı avluya kadar uğurlamıştı Salih götürecekti şilanı delal hanımın emriydi.
Şilan gittikten sonra delal hanım ve Rojda avluda yalnız kalmışlardır ikisi de konuşacak bişey bulamıyorlardı.
"Rojda kızım sen kocanın yanına çık şimdi yalnız kalırsa daha çok köpürür biraz sakinleştirmeye çalış "
Rojda korkuyordu çıkmaya şuan siniri çok tazeydi suçsuz yere Mirza ağa tarafından azar işitmek istemiyordu.
"Sen de iyi görünmüyorsun delal anne istersen yanın da kalabilirim " delal hanım başını sallamıştı
"Yok kızım ben iyiyim odama çıkar dinlenirim biraz sen kocanın yanın da ol" Rojda istemeyerek de olsa kabul etmişti hayır şuan Mirza ağa sinirliydi ve Rojdaya birşey derse Rojda da susmazdı ve daha kötü olurdu.
İstemeyerek de olsa merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladı Rojda sinirini biliyordu Mirza ağanın o yüzden biraz tedirgin di yoksa korkmuyordu çünkü Mirza ağa ne kadar suçsuz ise Rojda da o kadar suçsuZdu.
Merdivenleri bitirmiş odalarının önüne gelmişti Rojda içeri girmek için kendini tam olarak hazır hissedip girecekti.
Derin derin nefesler alıp verdi ve biraz rahatlayınca odaya hızla girip kapıyı kapattı.
Odaya göz gezdirdiğin de Mirza ağa elin de sigara ile dışarıyı izliyordu normalde çok sigara içen biri değildi sinirli ve stresli olduğu günler hariç şuan da sinirini bu hareketi ile gösteriyordu.
Rojda sessiz bir şekilde yatağa geçip oturdu oda şuan ne diyeceğini bilmiyordu ne dese Mirza ağa sakinleşmeyecekti çünkü. Mirza ağa rojdanın geldiğini anlamıştı o yüzden dönüp bakmasına gerek yoktu zaten sinirliydi onu da daha fazla bu sinirle kırmak istemiyordu.
Rojda bu sessizliğe bir son vermek istedi çünkü yarım saat olmuştu ve ikisinden de ses çıkmamıştı.
"Yetmez mi artık Mirza ağa bir son vermeyecek misin artık bu duruma herkes için bir sonu olmalı artık nereye kadar sürecek bu dava iki tarafta cezasını çekmedi mi " Mirza ağa rojdanın dediklerinden sonra gözlerini kapatmış sinirine Hakim olmaya çalışmıştı.
" ne çabuk unuttun Rojda olanları,yapılanları belli ki affettin seni bu hayata mahkum edenleri ama ben unutmam ne yapılanı, ne de ihaneti"
Rojda ayağa kalkmış Mirza ağanın önüne geçmişti
" unutma ki kardeşin tarafından  sana yapılan ihanet, bana da abim tarafından yapıldı Mirza ama ne yapabiliriz şuan söyle neyi değiştirebiliriz herşeyi başa alabilir miyiz alamayız, kabullenmek zorun da değiliz evet ama artık bu küslüğe son vermek istiyorum iki taraf da yeterince yoruldu, yıprandı ve eminim yapılan hataların farkına varıldı." Rojda sakin kalarak Mirza ağayı da sakinleştirmek istiyordu tabi ki ne kadar başarabilirse.
"Evet Rojda herşeyi başa alamayız olan oldu dediğin gibi ama bundan sonrası benim elim de madem kaçarken Herşeyi göze aldılar bugünleri de düşünüp hareket etmişlerdir" Rojda ne dese boştu çünkü Mirza ağa anlamıyordu.
" bak Mirza birkaç ay önceki halimizi düşün birbirimizin suratına bile bakmıyorduk ilk günü düşün ikimiz de birbirimize düşmadık yan yana bile gelmiyorduk ama şuan ki halimize bak düzeliyoruz karı koca olmaya çalışıyoruz hayatımızı düzene sokmaya çalışıyoruz ve en önemlisi birbirimizi sevmeye çalışıyoruz sence biz bu kadarını başarıp buralara geldiysek,senin yapacağın şey de çok zor olmamalı" Mirza ağa rojdanın dediklerinden sonra rojdayı inceledi ve biraz düşündükten sonra konuştu.
"İkimizin de şuan ki durumdan dolayı pişman değilim sen de ben de bu olayın en suçsuz , günahsız insanlarıyız biz istediğimiz için şuan bu haldeyiz onların hatası yüzünden hayatlarımız bir anda mahvoldu hayallerden vazgeçildi, bişeyler ertelendi o yüzden Rojda onları affetmek çok zor senin için de öyle olmalı" Rojda Mirza ağanın söylediklerine anlam veremedi hayalleri vardı ve Rojda ona engel mi olmuştu ne demek istemişti
" Ne yani senin hayallerin vardı ve benim yüzümden vazgeçtin ben Sana ayak bağı oldum öyle mi Mirza ağa benim de hayallerim vardı ben de vazgeçtim birgün bunu senin yüzüne söyledim mi"Mirza ağa yanlış anlaşılmıştı zaten sinirleri bozuktu Rojda daha fazla bozmaya yemin etmişti.
"Böyle söylemek istemediğimi gayet iyi biliyorsun Rojda sen bana ayak bağı galan olmadın hayat arkadaşı oldun, karım oldun ben durumun vaziyetini anlatmak için öyle bir cümle kurdum sen de çok iyi biliyorsun" Rojda bişey demek istemedi konuşursa daha kötü olacaktı.
"Ben yatıyorum Mirza ağa sana iyi geceler, hayalini kurmaya devam et" Mirza ağa rojdanın bu kadar alındığına anlam veremedi açıklama yapmasına rağmen anlamamıştı.
"Rojda saçmalıyorsun şuan da farkında mısın ne demek istediğimi gayet anladın sen"
"Evet Mirza ben çok iyi anladım seni şimdi müsade edersen yatmak istiyorum çok yoruldum" Rojda Mirza ağaya bakmadan banyoya geçmişti. Mirza ağa rojdanın yaptıklarına inanamadı bu kadar alınması çok tuhaftı sinirli iken daha fazla kötü olmuştu bu oda da kalırsa ikisi için de daha kötü olacaktı. Hızla odayı terkedip çıktı.
Rojda Mirza ağanın gittiğini anlayınca banyodan çıktı üzerini hızla değiştirip yatağa geçti.
Mirza ağanın söylediklerini düşündü ne hayali vardı da vazgeçmişti bilmiyordu, bilmek de istemiyordu şuan sadece yatmak istiyordu zaten yine mide bulantısı nüksetmişti geçmesi için uyumalıydı. Mirza ağanın yattığı yere baktı nedense yokluğu rojdaya tuhaf hissettirmişti ona alışmıştı ve bunu şimdi daha iyi anlamıştı.
Bu günün biran önce bitmesini istedi ve uyumaya çalıştı.
Bugün ikisi de uzun zamandan sonra dargın ve ayrı yatacaklardı yanlış anlaşılma yüzünden  ve ikisi de bundan hiç memnun değillerdi bir kez daha anlamışlardı ki ikisi de birbirlerine çok alışmışlardı belki de o söylemeye çekindikleri şey olmuştu artık ikisi de birbirlerini seviyorlardı ve kabul etmeseler de ikisi de bundan şikayetçi değillerdi.

Rojda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin