Rojda bugün güne erken başlamıştı aslın da bütün gününü yatakta geçirebilir di öyle halsiz hissediyordu kendini ama bugün dilanın yanın da olmalıydı onun zor günün de desteğini hissettirmeli, yalnız olmadığını göstermeliydi.
Mirza sabah erkenden çıkmıştı erken saatte toplantısı olduğu için ona yetişmeliydi.
Dün akşamı düşündü Rojda yatakta uzanırken çok güzel bir akşamdı tamam ilk defa Mirza ile başa başa vakit geçirmiyorlardı ama yine de çok özel ve güzeldi çünkü bu planı tamamen Mirza yapmıştı kendisi ile böyle bir akşam geçirmek istemesi rojdanın çok hoşuna gitmişti. Gülümseyerek düşünüyordu dün akşamı sonra dilanı düşündü onun da mutlu olacağını biliyordu rojdaya göre evliliğin de mutlu olması imkansızdı çünkü iki kişi de birbirlerini sevmiyor hatta başta nefret ediyorlardı ama şimdi bu hale gelmeleri ikisi için de büyük bir gelişmeydi. Hem Cihan dilanı seviyordu hem de çok Dilan da zamanla onun sevdasına karşılık verecekti Rojda buna çok emindi çünkü hissediyordu.
Yatakta daha fazla oyalanmadan kalktı ve banyoya girdi çok oyalanmadan banyoda ki işini bitirmiş ve çıkmıştı.
Kahvaltı dan sonra gidecekti dilanlara isteme akşam olacaktı ama bütün gün yanında olmak ve desteğini hissettirmek istiyordu. Akşam Mirza onu alacak beraber konağa döneceklerdi.
Sade ve şık bir elbise giyinmiş ona uygun hafif bir makyaj yaptıktan sonra hazırlığı bitmişti.
Odayı da topladıktan sonra aşağı sonun da inmişti.
Oturma odasına geçiş yapmıştı direkt çünkü delal hanımın çoktan indiğini biliyordu. Odaya geçtiğin de delal hanımın telefonla konuştuğunu gördü ve sessizce yerine geçip oturdu.
Duyduğu kadarıyla delal hanım helin ile konuşuyordu.
Oda doğum yapmış dünyalar güzeli bir oğlu olmuştu. Şilan da bir ay önce doğurmuştu ama daha bebeğini görememişlerdi. Hala olmuştu ama yeğenini görememek uzaktan haberini almak canını yakmıştı. Mirzanın bitmek bilmeyen öfkesi herkesi birbirine hasret bırakıyordu ama Mirza ağaya karşı gelmek kimsenin haddi değildi.
Telefonu kapatan delal hanım gelinine sıcak bir tebessüm sunup konuşmaya başladı;
"Günaydın güzel kızım "
"Günaydın delal anne helin nasılmış bebek nasıl iyiler inşallah" delal hanım biraz durup konuşmaya başladı
"İyiler onlar da bir sıkıntı yok ama şilanın sütü çok azmış gelmiyormuş bebek de ememiyormuş bunların hepsi stresten güzel yavrum yalnız tamam anan onun yanın da ama kendi annesinin yanın da olmaması zoruna gidiyor kızımın" delal hanımın ağlaması rojdayı çok üzüyordu evladının ve torununun yanın da olamaması çok üzüyordu rojdayı kendini şilanın yerine koydu ama çok zordu gerçekten çok zordu.
"Bugün ara konuş delal anne morelini az da olsa düzelt kolay değil ama hissettir ona yanın da olduğunu elbet geçecek bu günler ben biliyorum" delal hanım yazması ile göz yaşlarını silmiş gelinine cevap vermişti
"İnşallah kızım ben onu görmesem de olur iyi haberlerini alayım, mutlu olsun ben bunlarla da yetinirim" Rojda elini delal hanımın elinin üstüne koymuş destek olur gibi sıkmıştı.
"Sen dilanın yanına gideceksin değil mi"
"Evet delal anne isteme akşam olacak ama kahvaltı dan sonra gideyim yanın da olayım az çok biliyorsun konuyu" delal hanım başını sallamıştı. Mirza sabah az çok anlatmıştı biliyordu ama kader yazılanı yaşayacaktık bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez di rabbimden başka
"Kader kızım herkes yazılanı yaşıyor siz nasıldınız Mirza ile düşmandınız başta birbirinizden nefret eden karı kocaydınız bak şimdi bir bebeğimiz olacak bu işler sabır işi Dilan da sabretsin etsin ki mutluluğa erişsin" Rojda delal hanıma hak veriyordu bazen ne yapsak olmazdı, değişmezdi bazı şeyler ve değiştirmek imkansız dı ve buna kader deniliyordu Dilan da kaderini yaşayacaktı herkes gibi
" inşallah delal anne inşallah mutlu olurlar herkes mutlu olsun yoksa hayat çok daha zor ve yıpratıcı oluyor."
Zeynep kahvaltıyı hazırlamış ikisini de masaya davet etmişti.
Delal hanım ve Rojda sohbet ede ede kahvaltılarını yapmış karınlarını doyurmuşlardı.
Rojdanın hafiften midesi bulanınca daha fazla yemek istemedi ve ora da kahvaltısını bitirmişti.
"Müsaadenle ben artık gideyim delal anne"
"Tamam kızım dikkat et kendine aklımız sen de kalmasın"cebinde ki kendi telefonunu çıkarıp rojdaya vermişti Rojda şaşırmış delal hanıma bakıyordu
"Al telefonum bugün sen de kalsın arayıp Sana ulaşalım Mirza da arar bütün gün aklı sen de kalmasın sana zaten telefon alacak artık kendi telefonun olur"
Rojda delal hanımın telefonunu alıp çantasına koymuştu.Bu fikrin mirzanın fikri olduğuna çok emindi çünkü ona ulaşamazsa bütün gün Mirza çıldırırdı.
Rojda delal hanım ile vedalaştıktan sonra hazır olan Arabaya binmiş yola koyulmuşlardı.
Bugün Dilan gibi onu da zor bir gün bekliyordu ağlamak istemiyordu dilanın yanın da güçlü olup ona destek olmak istiyordu ama hormonları buna asla müsaade etmez Dilan ağladıkça kendisinin de anlayacağını biliyordu.
Araba durunca geldiklerini anlamış Salih abiye teşekkür ederek Dilan gilin kapısının önüne gelmişti. Kapıya iki kere vurup açılmasını beklemişti.
Çok geçmeden kapıyı Fatma teyze açmıştı Fatma teyzesini görünce sıkıca sarılıp içeri geçmişlerdi.
"Dilan nerede Fatma teyze" Fatma hanım üzgün bir şekilde iç çekmiş cevap bekleyen rojdaya cevap vermişti.
"Odasın da kızım ağlayıp duruyor be yemek yiyor, ne de odadan çıkıyor yüzü gözü şişmiş ağlamaktan akşam nasıl çıkacak insanların içine bilmiyorum"
Rojda çok üzülmüştü ne yapsa, ne dese bilemedi.
Fatma hanım konuşmaya devam etti
"Ben kızımın mutsuz bir evlilik yapmasını ister miyim sen en iyi tanırsın beni Cihan onu göz bebeği gibi görüyor gökler de taşıyor canından kıymetli Dilan onun için bunlar önemli değil mi oda elbet sevecek sevdasına karşılık verecek" Rojda hem hak veriyor hem de vermiyordu. Neden bu konular da kızların fikri alınmıyordu Rojda buna kızıyordu.
"Kolay değil ki Fatma teyze ben bilirim Dilan cihanı abi bilirdi hep derdi bana Cihan benim olmayan abim diye şimdi böyle bir mesele onun için hiç kolay değil tamam Cihan onu kardeş gözüyle görmeye bilir ama Dilan öyle görüyordu"
Fatma hanım hak verir gibi başını salladı ama onun da yapacak birşeyi yoktu.
"Ben de bilirim kızım bilmez miyim ama kaderin önüne geçilir mi rabbim bir kere yazmış birbirlerine kimin gücü yeter ayırmaya sen de bana" Rojda birşey diyemedi hassas bir konuydu kendi de yaşadı kaderin önüne geçilmiyordu ve enin de sonun da yazılan yaşanıyordu.
"Ben bir dilana bakayım müsadenle" Fatma hanımdan onay almış dilanın odasına gitmişti.
Odaya girdiğim de dilanın arkası dönük bir şekilde yatakta uzandığını gördü. Kapıyı kapatıp sessizce yanına geçip yatağa oturdu.
"Dilan ben geldim insan bir kalkar karşılar" diyerek Konuya girdi şaka ile giriş yaptı Çünkü ne diyeceğini bilmiyordu.
Dilan ruhsuz ve tatsız bir şekilde "Hoşgeldin"dedi sadece ve sustu.
Rojda ara da kalmış gibi hissediyordu ne yapsa da biraz dilanı kendine getirse diye düşünüyordu ama Dilanın pek kendine gelecek gibi bir durumu yoktu.
"Hadi kalk artık bak duyduğuma göre hiç yemek yememişsin, kalk biraz beraber birşeyler yiyelim"
"Benim canım birşey istemiyor sen ye" Rojda duygusal yerden girip onu ikna edecekti yoksa Dilan başka türlü asla ikna olmazdı.
"Ben de sabahtan beri açım sabah geç kalktım senin yanına etken geleyim diye kahvaltı bile yapmadım beraber yaparız diye heyecanla geldim ama sen de yapmıyorsun neyse ben de akşamı beklerim" Dilan biraz durmuş yüzünü rojdaya dönmüştü. Rojda dilanın yüzünü görmüş ağlamaktan şişen gözlerine bakmıştı ama hiç tepki vermemiş, kendini bozmamıştı.
"Sen kahvaltı yapmadın ve bu saatte kadar açsın" Rojda yalanını devam ettirmek zorunda kaldı
"Uzun zamandır beraber kahvaltı yapmıyoruz diye yapmadım ve şuan açlıktan midem bulanıyor sen de bana katılmıyorsun ne yapayım akşam yemeğini beklerim"
Dilan hafif kalkmış yorganı üstünden atmıştı
"Olmaz öyle şey bebek o saatte kadar aç mı kalacak Mirza ağa beni öldürür yeminle" Rojda hafif gülmüş sonra konuşmuştu.
"Sen de yiyeceksin yoksa vallaha ben de yemem" Dilan oflamış karşısın da ondan cevap bekleyen arkadaşına bakmıştı.
"Tamam tamam yeriz hadi kalk"
Beraber odadan çıkmış mutfağa geçmişlerdi. Fatma hanım kızını görünce hem şaşırmış hem de mutlu olmuştu.
Kızlar hazır olan kahvaltı masasına oturmuş birşeyler atıştırıyorlardı.Fatma hanım kızları yalnız Bıraktı rahat konuşmaları için. İkisi de konuşmuyor tabakları ile ilgileniyorlardı. Çünkü ne konuşacaklarını ve nerden başlayacaklarını bilmiyorlardı.
"Bu akşam istemem var inanabiliyor musun o kadar evlenmek isteyen kız ruh gibi dolanıyor evin için de neden çünkü abi dediği adamla bu akşam sözleniyor" bunları derken bir damla yaş akmıştı gözünden.
" çok mutlu olacaksın o kadar mutlu olacaksın ki sen de üzüldüğün için pişman olacaksın çünkü sen mutlu olmayı çok hak ediyorsun" Dilan önüne bakıp konuşmaya başladı
"Abi dediğim adamla mı mutlu olacam veya abi dediğim adamı mı sevecem" Rojda ne dese bilmiyordu ama sakinleştirmesi gerekiyordu.
"Ben neler yaşadım en iyi sen biliyorsun düşmandık birbirimize bak şimdi bebeğimizi bekliyoruz"
"Aynı şeyler değil Rojda " diyerek cevap verdi Dilan
"Bazı şeyleri değiştirmek elimiz de değil Dilan mümkün değil değiştirmek çünkü kaderimiz, alın yazımız senin de benim de yaşadığımız şeyler kader bize de bunları yaşamak düşüyor hayat herkese adil değil Cihan seni çok seviyor bunu sen de biliyorsun ne kadar kötü olabilirsin ki o evlilikte insan o adamın sevdasına kıyamaz sen de alışacaksın İnan bana" dilan birşey demedi daha doğrusu diyecek hali yoktu.
Kahvaltı bitmiş herkes bir işe koyulmuştu. Akşama az bir vakit kalmıştı herşey neredeyse bitmişti geriye sadece dilanı hazırlamak kalmıştı.
Rojda çalan telefonunu açıp kulağına koydu
"Rojda ne yapıyorsun nasılsın " Mirza ağa merakla Rojdaya sormuştu
"Akşam için hazırlık yapıyoruz bitti herşey çok birşey kalmadı" Mirza ağa dikkatli dinliyordu tek isteği kendisini yormamasıydı.
"Yormadın kendini değil mi konuştuklarımızı unutmadın" Rojda sorguya hazırdı
"Yok merak etme müsade etmediler yemek tadımları yapsam daha iyi olur tek işim buydu" Mirza ağa rahatlamış ardından küçük karısına takılmaya başlamıştı.
"En sevdiğim iş zaten yemek yemek daha ne olsun" diyerek gülmüştü
Rojda sinirlenmiş hemen cevap vermişti
" ne Yani sen bana obur mu diyorsun ben çok mu yemek yiyorum" Mirza ağa zorla tuttuğu kahkahasını serbest bırakmıştı.
"Yok canım estagfurullah çok yemek kim sen kim"
"Ben iki canlıyım yerim tabi ki hem çoğunu bebeğim istiyor ben değil yememiz gözüne mi battı " dedi
"Kurban olsun size Mirza ağa daha çok yiyin herşey feda olsun size" Rojda gülümsemek ile yetinmişti. İkisinde de ses çıkmayınca Mirza ağa konuştu.
"Akşam seni almaya gelirim şimdi kapatmam lazım dikkat et kendine" Rojda da cevap verip kapatmıştı.
Akşama az bir süre kalmış dilanı hazırlamaya sıra gelmişti. Normal de annesi de gelecek onu göreceği için mutlu olacaktı ama şilanın bebeği durmadığı için onu yalnız bırakmam istememişti.
Dilanın saçını açık bırakıp hafif dalga vermişti Rojda yüzüne renk gelmesi açısından hafif bir makyaj ile hazırlığı bitirmişti.
Çok güzel olmuştu kırmızı sade elbisesi ile bir bütün olmuştu ama mutlu değildi.
"Çok güzel oldun Dilan bebek gibi" Dilan kendine bile bakmamıştı aynadan rojdaya cevap vermedi.
"Hadi çok oyalandık çıkalım gelirler birazdan " diyerek kestirip atmış odadan çıkmıştı Dilan.
Rojda da onu takip etmiş salona geçmişlerdi anne ve babası da hazır misafirleri bekliyorlardı. Yarım saattin sonun da kapı çalmış herkes ayaklanmıştı sonra dan dilanın akrabaları ile kalabalık olmuştu. Şimdi ise Cihan ve ailesi gelmişti.Dilan ve Rojda yan yana duruyor babası ve annesi kapıyı açıyorlardı.Rojda dilana bakıp hafifçe elini sıktı ve desteğini hissettirdi.Dilan çok heyacanliydi rojdaya bakıyordu Rojda hafifçe gülümseyip sakin olmasını söyledi.
Sonunda damat tarafi içeri geçmiş kapıda herkesle selamlaştıktan sonra salon da yerlerini almışlardı.
Cihan'ın dilana olan bakışları rojdanın içini ısıtmıştı Dilan şuan istemediği için görmüyordu ama Cihan dilanı çok seviyordu.
Kızlar mutfakta aile büyükleri salondaydı. Rojda sürekli dilanın elinden işlerini alıp kendisi yapıyordu çünkü Dilan eli titrediği için birşey yapamıyordu. İkramlar kodlar tarafından dağıtılmış Rojda hamile olduğu için onun yapmasına müsaade edilmemişti.herkesin kulağı salondaydı birazdan istenecek ve yüzük takılması için Dilan çağırılacaktı. Dilana baktı Rojda ölüden bir farkı yok ve zorla ayakta duruyordu.
"Dilan gel otur biraz rengin sarardı çok yoruldun ya bugün ondandır" kızlara belli etmeden açıklama yapmıştı Rojda
Dilan arkadaşını dinleyip oturmuştu yoksa gerçekten bayılacaktı.
Fatma teyze mutfağa girmiş dilanı yüzükler takılması için salona çağırmıştı.Dilan zorla ayağa kalkmış istemsiz bir şekilde annesinin peşinden gitmişti.
Rojda hemen arkadaşının peşinden gidip yanın da olacaktı.
Büyükler ayağa kalkmış Cihan da dilanı bekliyordu. Dilanı gördüğü an yüzü aydınlanmış gözlerinin içine bakarak iç çekmişti bu ne güzel sevmekti.Böyle sevilmek herkese nasip olamazdı.
Dilanın amcasının konuşmasın dan sonra yüzükler takılmış dilanın göz yaşlarına alkışlar eşlik etmişti. Dilan ile Cihan büyüklerin ellerini öpmüştü. Rojda en son dilana sarılmıştı sıkıca ve sessizce konuştu
"Herşey çok güzel olacak ve sen çok mutlu olacaksın hamilelerin duası kabul olurmuş en büyük duam çok ama çok mutlu olman" Dilan arkadaşını öpmüş teşekkürünü böyle göstermişti.
Herkes düğün ilke konuşmaya başlamıştı çok beklemeden düğün de olacaktı bu Dilan için pek iyi bir haber değildi daha alışmasına fırsat verilmeden düğün yapılacaktı.
Mirza ağa mesaj atmış kapıda onu beklediğini belirtmişti.
Rojda herkesten müsade istemiş Dilan eşliğin de kapıya çıkmıştı.
"Çok teşekkür ederim Rojda bu halde beni yalnız bırakmadın" Rojda dilanın kolunu tutup sıkaca tuttu
"Her zaman yanındayım bunu unutma" birbirlerine sarılıp vedalaştılar ve Rojda onu bekleyen araban bindi.
"Hoşgeldin Rojda hanım"diyerek konuştu Mirza ağa
"Hoşbulduk ağam" Mirza uykusu olan karısına baktı zorla konuşuyor uyumamak için direniyordu.
"Çok mu uykun var" dedi sessiz bir şekilde
Rojda başını sallamıştı
"Çok uykum var uyurum da beni taşıyamazsın diye uyumuyorum hani çok yiyorum ya ondan" Mirza ağa yüksek sesle gülmüş ardın da zorla da olsa cevap vermişti
"Merak etme o kadar güçsüz değilim taşırım sizi sen uyu uykun kaçmasın" uykulu sesle cevap vermişti Rojda
"Tamam o zaman bugünü yarın anlatırım sana şuan çok uykum var " Rojda çok beklemeden dayanamamış uyumuştu.
Konağa geldiklerin de arabayı park etmiş sessizce inmişti Mirza ağa karısının kapısını açmış emniyet kemerini yavaşça çıkarmış rojdayı sakince kucaklamıştı.
Rojda gözlerini açmış ne olduğunu anlamamıştı.
"Ne oluyor geldik mi " diye sordu Mirza ağa rojdayı susturmuştu
"Uyu sen geldik merak etme" Rojda başını Mirza ağanın göğsüne yaslamış uykusuna devam etmişti.
Mirza ağa odaya gelmiş rojdayı sakince yatağa yatırıp ayakkabılarını çıkarıp üstünü örtmüştü.
Güzel karısını inceledi belliki Rojda için kolay geçmemişti bugün uyuması için odanın ışığını kapattı. Kendi de üstünü çıkarıp yatağa girdi. Bütün gün mahrum kaldığı karısının kokusunu içine çekip rojdaya sarılarak uyumaya çalıştı bugün herkes için zor bir gün dü ve herkes bu günün bitmesi istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rojda
Fiksi UmumKimse duymamıştı sessiz çığlıklarımı, kimse görmemişti yıkılışımı abim dediğim Güvendiğim bu kadarını da yapmaz dediğim dağın yıkışını kaldıramadım onun sevdası beni ömürlük bir sevdasızlığa,ömürlük bir kedere ve en kötüsü de dönülmez yollara sürükl...