2

101 14 15
                                    


"Kızım arka sokaktaki çöp konteynerının yanında oyuncağını unutmuş, çok bir mesafe yok... Beraber almaya gidebilir misiniz?"

Giderim gitmesine de annesi olarak neden kendisi ona yardımcı olmuyor?

"Bacağımda genetik bir hastalık var, oraya gidersem sorun çıkabilir. Kabul etmezsen anlarım."

Rias:Yok, zaten yakınmış hemen alıp geliriz. Siz hiç yormayın kendinizi geçmiş olsun.

Çocuk annesinin kucağından kalktı ve elimi tuttu, ayaklandım ve tarif ettiği yöne doğru ilerledik.

Kız bir anda elimi çekiştirmeye başladı.

Rias:Bir sorun mu var?

"Kaç..."

Rias:Efendim?

Hiçbir şey anlamamıştım, bir anda kız elini elimden çekti ve ağzım ile burnumu kaplayacak büyüklükte bir mendil konuldu.

Ne yapılmaya çalışıldığını anladığımda nefesimi tuttum ve çırpınmaya başladım, mendili tutan kişi belimden tutup beni ara sokağa sürükledi.

Aklımdan tek geçen şey anneme ne olacağıydı. Sahi, anneme ne olacak? Ona bakan ve yardımcı olan kişi benim, annem şu an yemeğini yiyebilmek için beni bekliyor. Aslında yemek yemek ne kadar da basit geliyor değil mi? Ama annem ben olmadan bu gözümüzde ufak gördüğümüz eylemi gerçekleştiremeyecek durumda.

En sonunda pes ettim ve nefes alıp vermeye başladım, mayışmaya başlamıştım.

Son kez var olan gücümle kaçmaya çalıştım fakat olmadı. Ne kadar çaba sarf etsem de olmadı işte, hepsi boşaydı.

İyi niyetim suistimal edilmişti...

*2 AY SONRA*

Televizyon karşısına oturmuş yanımdaki adamla televizyon izliyorduk, peki bu adam kim miydi?

Tabii ki de o gün ağzıma o mendili tutan kişiydi.

Peki neden mi beni kaçıran kişiyle televizyon karşısındayım?

Annem hastane yatağında benimle ilgili polise bilgiler veriyor ve bu da haberlere yansıtılıyordu.

Muhtamelen şu an anneme hastanedeki çalışlanlar yardımcı oluyordu, en azından ben ortaya çıkana kadar olacaklardı... Yani öyle umuyorum.

Cesedim ortaya çıkmazsa iyidir.

"Yarım saat sonra dışarıya çıkacağım, bir işim var."

Hiçbir şey demeden televizyondaki anneme üzgün bakışlarımı sunmaya devam ettim.

"Ben konuşurken bana bakacaksın demedim mi?"

Panikle bakışlarımı ona çevirdim, psikopatça memnun olmuş bir şekilde gülümsedi.

Elimi eline aldı ve dudaklarına götürdü, son derece iğrensem de yüzüme yansıtamayacağım kadar korkuyordum.

"Benimle konuş."

Rias:Daha adını bile bilmiyorum...

"Söylediğimde buradan kaçmayı başarırsan hayatım biter."

Rias:Annemin hayatı ne olacak?

"O annenin hayatı, kendisi düşünsün."

Gözlerimi yumup arkama yaslandım, gözyaşlarım akmasın diye elimle gözümü ovaladım. Bu adamın karşısında ağlamak istemiyorum, her ne kadar ağladığım kişi annem olsa bile.

°°°

Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...

𝐋𝐈𝐅𝐄 𝐋𝐄𝐓𝐓𝐄𝐑𝐒 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin