44

50 12 9
                                    


Rias:Bunu cevaplamama ne kadar gerek var?

Chishiya:Değil mi? Bence de gerek yok.

Ve arkamdan sarılmaya başladı, bu hissi cidden özlemişim fakat kendimi tutmazsam yine işler kötüye gidebilir...

Chishiya:Sevgilimsin sonuçta.

Rias:Saçmalama, sarılmayı kes.

Chishiya:Son zamanlarda eski kibarlığından gram bir şey kalmamış.

Rias:Bir de laf mı yiyorum?

Ağlamak istiyordum.

Rias:Nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorsun?

Chishiya:Sana içimden geçenleri anlattım.

Rias:Bana bir özürü bile çok gördün.

Chishiya:Oysaki seni kendime çok görmüştüm.

Ellerini belimden çekip ona döndüm, bu cümleyi az önce kurmasaydı bile gözlerine bakarak anlayabilirdim.

Yalan söylerkenki sinsi bakışlarını biliyordum, bu bakışlar o bakışlardan değildi.

Chishiya:Biliyorum, bu laflarla bir yere varamayacağım. Beni affetmesen bile pişman olduğumu bil, ilk defa seninle bu duyguları yaşıyorum.

Düşününce ilk olan her şeyim ondan ibaretti, anılarımız gözümün önünden geçti.

Rias:Zaten senden düzgün bir aşk beklemiyordum.

Chishiya:Biliyor musun? Ben de.

Dudağımı dudağına bastırdım ve tekrardan arkamı döndüm.

Rias:Uykum geldi, iyi geceler.

Chishiya:Sana da...

***

O kadar yorulmuştukki öğlen 5'e kadar uyumuştuk, uyandığımızda bir markete girip beslendikten sonra oyun alanı aramaya başlamıştık.

Şimdi gece geç vakitti ve ben ile Chishiya Kupa Valesi olan bir oyuna gelmiştik.

Bir hapishane hücresindeydi, bunun bir oyun olmayacağını umuyordum, ya ben ya da Chishiya birbirimizi kaybetmek zorunda kalırdık.

İkimiz bir tane almamızı söyleyen bir işaret olan beyaz masaya doğru yürüdük. Tasmalar vardı.

Chishiya benimkini boynuma takmama yardım etti ve ben de ona yardım ettim.

Rias:Kendimi köpek gibi hissediyorum.

Chishiya:Bu sanırım başımızı havaya dikecek.

Rias:Bu kadar açık sözlülüğe gerek var mıydı?

Birkaç kişiyi görmek için merdivenlerden yukarı çıktık, gözüme mavi elbise giymiş bir kız takıldı. Bir bakıma psikopat görünüyordu.

Chishiya bir duvara yaslandı ve beni yanına çekerken iç çekti. Bir adamın merdivenlere bakarken geldiğini gördüm, mavi bir düğmesi ve boşluklu pantolonu vardı.

Zil çaldı.

"Zorluk seviyesi:Kupa Valesi. Oyun:Hücre hapsi. Yakanızın arkasında görünen kart takımını tahmin edin. Ancak sembole kendiniz bakamazsınız."

"Bir saniye. Yani bu, birbirimize sembollerimizin ne olduğunu sormamız gerektiği anlamına geliyor. Bu kolay, ha?"

Minyon gibi giyinmiş kısa boylu bir çocuk bana ve Chishiya'ya baktı.

Chishiya:Pek emin değilim. Kazanmak için gereken koşulları bize henüz söylemediler.

"Hücre Hapsi oyunu, oyuncu arkadaşlarınıza ne kadar güvenebileceğiniz ile ilgilidir. Kupa Valesi olan rakibinizin aranızda olduğunu unutmayın."

Chishiya:Oh, bu iyi.

"Öyleyse birimiz Kupa Valesi miyiz?"

Diye sordu bir çocuk kafası karışmış bir şekilde.

"Nasıl kazanılır:Turlar her saat tekrarlanacak. Kupa Valesi öldüğünde kazanılacak."

Karşımda homurdanıp yakasını çekiştiren bir adam gördüm.

Rias:Bu pek akıllıca değil.

Diye alay ettim.


°°°

Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...

𝐋𝐈𝐅𝐄 𝐋𝐄𝐓𝐓𝐄𝐑𝐒 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin