45

48 13 34
                                    


"Yasak eylemler:Yansıtıcı bir yüzeye sahip olan bir yerden sembolünüze bakmak hile yapmaktır. Oyuncular, diğer oyuncuları öldürmek için silah veya şiddet kullanamaz."

Rias:Öyleyse öldürecek derecede şiddet kullanabilir, öldürülmeden.

Chishiya:Bu daha kötü, oyunun bitmesinin tek yolunun Jack'in yanlış cevap vermesi olduğu anlamına geliyor. Yani temelde, Jack'e yalan söylenmediği sürece buradaki hiç kimse canlı çıkamaz.

Rias:Aynen öyle.

"Tur sayısında bir sınır yok."

Rias:Her seferinde daha kötü bir anons.

"Sınır yok mu?"

Dedi bir adam korkarak.

"Yeterli yiyecek hakkı sağlandı."

Chishiya:Bak bu iyi işte.

"Ne?"

Diye sordu yanımdaki minyon kendi kendine.

"Bu oyuna katılırken vizelerinizden hiçbir gün silinmeyecektir."

Rias:Bu da iyiymiş.

Chishiya:Öyleyse yalan söylemeye başlamalıyız.

Dedi ve kollarını kavuşturdu.

Chishiya:Kupa Valesi'ni bulup onu öldürmeliyiz, yoksa kalan günlerimizi bu hapishanede geçireceğiz. Ömür boyu yanlız kalacağız.

"Oyun şimdi başlıyor."

Mırıldanmalar oluşmuştu, başımı Chishiya'nın omzuna gömdüm.

"Birinci tur. Hücrenize girme zamanı gelene kadar serbestçe dolaşabilirsiniz."

Kollarını omuzlarında kavuşturmuş, hâlâ duvara yaslanmış olan Chishiya'ya baktım. Gözleri kısa bir süre bende gezindi.

Chishiya bir adamın konuşmaya başladığını duyunca bakışlarını kaçırdı.

Ekip oluşturmaya başlayan diğer iki kişiye baktım.

"Hey. Bana benim sembolümün ne olduğunu söyler misin? Ben de sana seninkini söyleyeyim."

Konuştuğu kişi kabul etti.

"Tamam aşkım."

Takım elbiseli adam konuşmaya başladı.

Yaba:Yani 21'imiz bir şekilde bir araya gelene kadar birbirimizi ortadan kaldırmalıyız. Birinin güvenilir olduğunu sana düşündüren nedir?

Takım elbiseli adam kendisi tarafından kontrol ediliyormuş gibi görünen başka bir kızla birlikteydi.

Aniden Chishiya elimi avcunun içine aldı ve gizemli bakışlarını bana yönlendirdi.

Mavi elbiseli kız konuşmaya başladığında bakışlarını tekrar benden kaçırdı.

***

Chishiya elimi tuttu ve bizi bir yere götürmeye başladı.

Rias:El fetişin mi var?

Chishiya:Direkt sana.

Rias:Çüş.

Chishiya:Cidden sorduğun soru bu mu?

Rias:Peki, nereye gidiyoruz?

Chishiya:Burada çok fazla insan var, başka bir yere gidelim.

Yürürken ona baktım. Hücrelerden birine geldik.

İçeri girdiğimizde kapıyı arkasından kapattı.

Chishiya:Sembolüm ne?

Alay ettim.

Rias:Bana sorduğun ilk şey bu mu?

İç çekti ve bana yaklaşıp arkasını döndü. Başımı kaldırdım ve saçlarını kenara çektim.

Rias:Karo.

Arkasını döndü ve dönmem için bir işaret olarak omuzlarımı hareket ettirdi. Saçlarımı yolundan çekti, bu da bir şekilde vücudumu ürpertti.

Chishiya:Maça.

Arkamı döndüm.

Rias:Teşekkür ederim.

Dedim ve başını salladı.

Chishiya:Kibar moduna dönüyorsun ha?

Chishiya hâlâ üstüme doğru eğiliyordu, gözlerime bakarken bakışları yumşadı. Dudaklarımın sağ tarafı kıvrıldı, gülümseyerek başını daha çok eğdi. Sağ eli saçlarıma dokundu ve parmaklarını yavaşça saçlarımın arasına soktu. Beni yavaşça kendine çekti ve dudaklarımızı bir öpücükle birleştirdi.

Omzuma vurdu.

Chishiya:Geri dönmeliyiz."

Başımı salladım ve onunla birlikte hücre odasından çıktım.


°°°

Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...

𝐋𝐈𝐅𝐄 𝐋𝐄𝐓𝐓𝐄𝐑𝐒 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin