1.Acı

6.6K 191 37
                                    

05.02.2024

Helüü, ben geldim :)

Siz ne yapacağınızı biliyorsunuz canlarım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalarr <3

...

Bir insan kuş sesleriyle uyanmak ister, öpülerek uyanmak ister. Diğer ihtimalle uyanmak istemez ancak sabahın köründe alarm sesiyle uyanmaktan nefret eder.

Bu yazılı olmayan bir kanundur.

Tabii sabahın körü dediğimiz saat dilimi 10 ise bu aynı şey değildi.

"Okyanus!" anamın sesiyle yatakta gerinemeden kalktım. Alarmı kapatıp odamdan çıktım.

"Efendim Serpil hanım?"

Bu evde anne, baba kelimeleri yasaktı. O kelimeleri kullanmanın büyük bir cezası vardı. Bir insan neden bu kelimeyi evladına yasaklar ki?

"Kahvaltı nerede Okyanus?" deyip omzumdan sertçe itti. "Sen anca yat, götün büyüdü yata yata!"

"Şimdi uyandım kalkıp hazırlayaca-" sözümü kesen şey yere düşen tava oldu.

"Bir de bana cevap mı veriyorsun sen?" dedi gözlerini irileştirip bana yaklaşırken. "Terbiyesiz! Baban seni böyle mi yetiştirdi?" yanağıma inen sert tokatla kafam sağ omzuma düştü.

"Oha ayı, az daha sert vur izi kalmamıştır böyle!" dediğimde şaşırmıştı. Böyle bir kişiliğe sahip olduğumu bildiği halde bu çıkışı beklemiyordu.

"Ethem, Ethem ah Ethem!" dilinde kocasının adı elleri saçlarını çekerken hızlı adımlarla mutfaktan çıktığında yere düşen tavayı aldım ve kendi isteğime göre bir kahvaltı masası hazırladım.

Ethem malı gelip oturduğunda gözleri yanağıma değdi.

"Yanağını kapat, görmesin gözüm." dediğinde göz devirdim.

"Sende bir zamanlar yanağımda bu izi bırakıyordun, ne oldu da nefret eder oldun?" elindeki çatalı tüm gücüyle sıkarken bana cevap vermedi.

Kendisi de iki yıl öncesine kadar dövmekten beter ederdi beni. Tüm dayaklarım şu kemiği olmayan dilim yüzündendi.

Serpil kocasına baktığında o da dönüp ona baktı. Bakışlarıyla anlaşıp kahvaltılarına devam ettiler. Kendi karnımı doyurup onlara bakmadan koridora çıktım.

"Masayı toplamadan hiç bir yere gitme!" Serpil'in sert sesiyle derin bir nefes çektim.

"Aynen kanka!" kendi kendime gülüp odama geçtim. Kıyafetlerimi giyinip sabah Serpilciğim yüzünden yıkamayı unuttuğum yüzümü yıkadım. Rimel ve gloss sürüp telefonumu çantama attım ve çaktırmadan dışarı çıktım.

"Siz benimle aşık atabilir misiniz lan, peh! Pabucumun malları!"

Güzel havanın tadını çıkara çıkara sahile gittim, boş bir bank bulup oturdum. Ellerimi yumruk yapıp açtım. Bileklerimdeki yara izlerine değdi gözlerim, yara iyileşiyor olsa bile izi kalacaktı.

Daimi dost olacaktı acılarıma.

Gözlerimi gökyüzüne çevirip yutkundum. Yanımda bir hareketlilik hissedip sol tarafıma döndüm.

"Boş mu?" yanımdaki adam mal mıydı?

"Oturdun zaten?" deyip tek kaşımı kaldırdım sorgularcasına.

Hayat Kırıkları | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin