4.Kardeş Sözü

3.6K 165 32
                                    

09.02.2024

Helüü, ben geldim:)

Nasılsınız canlarım, umarım iyisinizdir?

Bu arada haftasonu bölüm gelmeyecek, bilginize.

Sizi fazla tutmak istemem, oy verip yorumlarınızı yaparak bölüme geçebilirsinizz.

Keyifli okumalarr...

.

Bir insan yaşamını düzene sokardı. Aynı zamanda o düzenin bozulmasından nefret edenler de vardı. Bende onlardandım.

Hayatımda güzel bir düzen olmasa da beni mutlu edenlerden biridir düzen.

Sabah aynı saatte kalkmak, yürüyüşe çıktığım zaman kulaklıkla müzik dinlemek bir düzendi benim için.

Saat sekizden beri uyanmış odamdaki pencereden dışarıyı izliyordum. Bir yandan da dün gece yerde uyumuş olmama rağmen sabah yatakta uyanmıştım, beni kimin yatağa bıraktığını düşünüyordum. Aslında uykum hafifti en ufak bir seste uyanıyor olsam da dün gece uyanmamıştım. Beni yatağıma yatıran kimdi diye düşündüğüm sırada çalışanlar bahçedeki masaya kahvaltı sofrası hazırlarken biyolojik abi tayfası koltuk takımına oturup gülerek sohbet ediyordu. Fatih gülerken kafasını yukarı kaldırdığında beni gördü. Gülüşü yüzünde solar gibi oldu, sonrasında sırıtmaya başladı, daha fazla benimle uğraşmak istemezcesine gerisin geri önüne döndü.

Odamın kapısı iki kez tıklatıldığında oraya döndüm.

"Gel," sesimi duyan kişi kapıyı açıp girdi içeri.

"Günaydın güzel kızım, iyi uyudun mu gece?" biyolojik anne gelip saçlarımı okşayınca tebessüm ettim.

"Evet, teşekkür ederim." gülerek kollarını bana doladı. Burnu saçlarımın arasındaki yerini aldı.

"Ben teşekkür ederim yavrum, aşağıdaki haytalara rağmen hâlâ burada olduğun için." gözleri yüzümdeki her bir noktayı ezberlemek için baktı.

"Sevgilim, kızımı uyandırmak için gittin. Uyudun kaldın mı?" biyolojik baba odama girdiğinde önce karısına sonra bana baktı. "Güzelim, günaydın." dudaklarını alnıma bastırdığında gözlerim kapandı.

"Günaydın." dediğimde sesim neşeli çıkmıştı.

"Velayet davası açıldı bu sabah." şaşırdım söylediklerine.

"Sabah daha yeni başlamadı mı ya?" deyip saçlarımı karıştırdım. İkisi de güldüğünde ellerimi pantolonumun cebine sokup bekledim. "Kahvaltıya inelim mi? Ben kurttan daha aç olabilirim!" dediğimde karnım gurladı. "Kanıtım var, bakın!" deyip yüzümü yelledim.

"Hemen inelim, sonra bizi yeme küçük canavar." biyolojik baba sahte bir korkuylae geri kaçtığında sırıttım.

"Yerim vallahi, yalan yok." biyolojik anne bizi odadan zorla çıkarıp arkamızdan kovalayan varmışcasına bahçeye çıkarttığında abi tayfasından Ali ve Fatih bana bakıp tekrar önlerine döndüler.

"Bununla aynı masada mı yiyeceğiz?" Poyraz saçma bir trip atıp annesine döndüğünde göz devirdim.

"Bak orada senin yuvan var, masanı kurup bensiz yiyebilirsin." deyip dobermanın kulübesini gösterdim.

"Hadsiz!" deyip çatalını hunharca salatalığa batırdı.

"Sana çekmişim canım biyolojik abim!" deyip Alparslan ve Deniz'in arasına oturdum.

"Konuşmanla bile ona benziyorsun, bir de gelmiş yalandan laga luga yapıyorsun!" dediğinde gözlerimi kapattım.

"Bir insanı konuşmasıyla başka birine benzetemezsin, ben seni ses tonunla gorile benzetiyor muyum? Hayır." omuz silktim. "Örnek al!" bakışlarım masada gezindi. "Şimdi ailenin ağız tadını kaçırmadan kahvaltını etmelisin Poyraz yeli." dediğimde Ali kahkaha attı.

Hayat Kırıkları | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin