25.07.2024
Ay helüü, ben geldim :)
Yaşadığımız bu olaylar yüzünden maalesef ki hiçbir kitabıma bölüm atamıyorum, ne kadar üzülsekte elimizden geleni yapacağız. Ben yeniden gönlümüzce, istediğimiz zaman kitap okuyabileceğimize inanıyorum.
Şimdi ise sizlere elimden gelen her şeyi yaparak kısa da olsa bir bölüm ulaştırmaya çalışıyorum.
Yazım hatalarını düzeltemedim, hatalar affola.
Keyifli okumalar.
Bir insan kendinden daha çok sevdiği kişi için her şeyi yapabilirdi. Karıncayı incitmemiş olsa bile cinayet işleyebilir, yalan söyleyebilir ve hayatını tehlikeye atabilirdi. Hele ki sevdiğiniz o kişi canınızın yarısı, ikizinizse ve onu daha yeni bulduysanız kaybetmemek için canınızı bile verirsiniz.
Taksiciye parayı uzatıp araçtan indiğim gibi etrafta gözlerimi gezdirdim. Geldiğim yer tenha bir inşaattı. Yapımı aylar öncesinden durdurulmuş, beş katlı bir binaya aitti. Yanımda sadece telefonumun oluşu beni tehlikeye sürüklüyor olsa da Deniz ve abilerim için o kızla konuşabilirdim.
İnşaatın merdivenlerini hızlı hızlı çıktığımda spor ayakkabım toz olmuştu. Telefonumu sıkıca tutup birinci katın içerisinde ilerledim.
"Irmak!" sesim havanın sıcaklığına tezat olarak soğuk ve mesafeliydi. "Neredesin? Karşıma çık!"
Meydan okuyordum. Basbayağı meydan okuyordum ve ondan korkmuyordum. Üst katın merdivenlerinden gelen adım sesleriyle o tarafa döndüm. Irmak yaptığı o ağır makyajla ve giydiği crop, şort ikilisiyle bana doğru geliyordu. Elinde ise bir kahve bardağı vardı.
Psikopat buraya gelmeden önce kafeye uğramış olmalıydı.
"Hoşgeldin Okyanus." deyip kahvesinden bir yudum içti. "Tek gelmişsin bakıyorum?" kısaca etrafta gözlerini gezdirdi ve bana döndü. "Ne o? Ben gelmeden konuşuyordun. Beni görünce korkup sustun." dilini dudaklarının üstünde gezdirdi.
"Ne söyleyeceksen söyle. Seninle uğraşamayacağım!" kaşlarını kaldırıp gözünü üstümden çekti.
"Asabisin biraz." topuklu ayakkabısıyla bana doğeu geldi. "Deniz nasıl?" elini göğsüne bastırdı. "Canım ikizim, onu o halde görünce çok üzüldüm biliyor musun?"
"Kes sesini!" işaret parmağımı ona doğru salladım iki kez. "Salak salak konuşup beni sinirlendirme! İkizimden ve ailemden uzak dur!" her bir kelimeyi bastırarak söylemiş olmam onu daha da sinirlendirmişti.
"Söylediklerimi dikkate almanı öneririm." kahve bardağını yere attı. "O evden bir ceset çıkacak Okyanus, ister kabul et ister etme. Bir ceset çıkacak ama herkes ölecek."
"Neden Deniz'e dokundun?" omuz silkti.
"Ne yaptım ki?" elini çenesine yasladı ve düşündü. "Sadece konuşmak istedim o ise beni sinirlendirmeyi seçti. Bende kafasında şişe kırdım."
Gözlerimi kapatıp öfkemi dizginlemeye çalıştım. Yanlış bir hareket yapıp suçlu durumuna düşmek istemiyordum. Duyduğum keskin bir ses gözlerimi aralamama sebep oldu.
Irmak elinde bir avcı bıçağıyla bana bakıyor ve bıçağı kılıfa sokup çıkartıyordu.
"Tek gelmen hiç iyi olmamış." tam karşımda durduğunda üstüne sıktığı parfümden olsa gerek nefes alamadığımı hissettim ve öksürmeye başladım. "Aa, astımdın sen değil mi?" üzgün bir şekilde elini sırtıma koydu. "Çok geçmiş olsun tatlım." dilini damağına vurarak cıkladı. "Bak gördün mü işimizi, keşke tek gelmeseydin. Ya astım öldürecek seni ya da ben. Kim kurtaracak seni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Kırıkları | Gerçek Ailem
ChickLit17 yıl boyunca güçlü rolü oynayan ve yaralarıyla dost olan Okyanus tüm hayatının yalan olduğunu öğrenince nasıl tepki verir? Klasik gerçek ailem kurgusu, gelin işte anacım <3