29.06.2024
Oy verip yorum yaparak bölüme başlayabilirsiniz. Yazım hatalarını kontrol etme vaktim olmadı, hatalar affola.
Keyifli okumalar.
Korku, endişe ve hüzün.
İnsanı yiyip bitiren en büyük üçlü. Sonu gelmeyen büyük bir uçurum. Atlasan senin sonun gelir ama onların asla.
Bu üçlüyü güçlendiren bir büyü var. Gözyaşı. Gözyaşından besleniyor ve güçleniyorlar. Her bir damla gözyaşı aktıkça yanaklara, büyüyor ve yıkılamaz bir hal alıyorlar.
"Daha hızlı sür şu arabayı!" babamın sert sesiyle Ali abim elinin tersiyle gözyaşlarını silip gaza daha çok bastı.
Annem ambulansı arayacakken babam Deniz'i kucağına alıp arabaya ilerlemişti. Bende peşinden ilerleyip ikizimin elini tutmuştum. Arka koltuğa oturup Deniz'i kucağıma yatırmasını bekledim. Ali abim arabayı çalıştırdığında gözümdeki yaşlarla Deniz'e bakıyordum. Yüzünün rengi solmuştu.
Bir ölü gibiydi.
Ölü.
"Deniz, aç gözlerini lütfen." deyip yanağına elimi bastırdım. Elim sıcaktı ama yanağı soğuktu. "Bırakma beni!" yalvarışım ona ulaştı mı bilmiyorum ama arabadakilerin daha çok ağlamasına sebep olmuştu.
Kafasındaki cam parçasına dokunmadan bacağıma koymuştum başını. Uzun boyundan dolayı bacaklarını katlamıştık.
Kalbimdeki sızı bileklerimdekinden fazlaydı ve daha çok canımı yakıyordu.
Annemlerde diğer arabayla arkamızdan geliyordu. Hastanenin önünde ani frenle durduğumuzda Deniz düşecek gibi oldu. Sıkıca omuzlarını tutup kendime çektim.
"Bırakmam seni yarımcım." yanağını öpüp kollarını kucağımda yatan oğluna uzanan babama baktım. Kaşları çatık, gözleri ağlamamak için kendini kastığından olsa gerek kıpkırmızı olmuştu.
Deniz'i sedyeye yatırdıklarında ben yine yanında elini tutarak yürüyordum. Ameliyathaneye girdiklerinde içeri giremeyip kendimi duvarın kenarına attım. Annem babamın yanında sandalyeye çökmüş sessizce ağlıyor, önümden önlük giyinmiş doktorlar koşarak geçiyordu.
Alparslan abim gözyaşlarını silip yanıma geldi, benim gibi yere çöküp bacaklarını kendine çekti. Gözlerini benden çekmeyip elimi tuttu.
"Abi canı çok yanıyor." dudaklarım titrediğinde ona baktım. "Canım çok yanıyor abi."
Canım yanıyordu. Çünkü canım onunla birdi. Canım oydu.
Konuşmak için dudaklarını araladı ama konuşamayıp durdurdu kendini.
Alparslan abime mi ağlasam, Deniz'e mi ağlasam bilemeyip kendi çaresizliğime ağladım.
"Ağlama." duyduğum söz nereden gelmişti anlamamıştım. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Annemle babam karşımda sessizce ameliyathane kapısına bakıyor. Abi tayfası koridorda volta atıyordu. Alparslan abime baktığımdaysa dikkatle bana baktığını gördüm.
"Abi." oturduğum yerde dikleştim.
"Abim,"
Konuşuyordu.
Alparslan abim konuşuyordu.
Ben gözlerimi irileştirip konuşacakken beni kendisine çekip sarıldı.
"Senin için," deyip duraksadı. Konuşmak onun için çok zordu. Yıllar sonra konuşmak çok zor olmalıydı. "Senin için deniyorum konuşmayı." ona sıkıca sarılıp gözyaşlarımın üstünü ıslatmasına sebep oldum. "Kimsenin haberi yok." saçımı öptü. "Ağlama diye,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Kırıkları | Gerçek Ailem
Literatura Feminina17 yıl boyunca güçlü rolü oynayan ve yaralarıyla dost olan Okyanus tüm hayatının yalan olduğunu öğrenince nasıl tepki verir? Klasik gerçek ailem kurgusu, gelin işte anacım <3