Bölüm 22

167 14 13
                                    

Merhabalar, yeni bölüm ile sizlerleyim. bu bölümde biraz detalı bir +18 sahnesi var.

okumak istemeyen olursa diye bilgi vermek istedim

sevgiler, yorumlarınızı bekliyorum

Başak 

***************************************

Yeşim**

Zaman nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. İzmir'den döneli altı ay oldu ve Ayaz yoğun bir temponun içerisinde koşturuyor. Maalesef maç programı yüzünden evlilik işi bir yıl sonraya ertelendi. Anlamadığım; basketbol liginde hiç ara yok. Oynadığı kulüp hem Avrupa kupasında hem ligde hem de Türkiye Kupasında yarışıyor. Ayrıca Ayaz milli takımda ve All Star mı ne, onda oynuyor. Haftanın resmen beş günü evden uzakta ya kampta oluyor ya deplasmanda. Eve geldiğinde de çok yorgun oluyor ve tek istediği azıcık huzur oluyor.

Medya için önemli birinin nişanlısı olmak da zormuş. Bir kere maçları öyle tribünde rahat rahat izleyemiyorsun. Yerin belli, tıpkı Amerika'daki NBA maçları gibi saha içinde özel yer yapmışlar, diğer basketbolcu eşleri ve yakınlarıyla orada izliyoruz. Ayrıca tüm maçlara defileye gider gibi şık ve bakımlı gitmek lazım. Her attığın adım bir olay, devamlı peşinde bir muhabir var. Her hafta bir gazete, dergi ya da televizyon programında çıkabiliyorsun. Moda eleştirmenleri kıyafetini, saçını, ayakkabını hatta manikürünü bile acımasızca eleştirebiliyor. Kahve içmek için gittiğin kafe bile bir anda popüler oluyor. Bunun yanı sıra seni çok sevip fotoğraf çektirmek isteyen de var senden nefret eden kızlar da... Ayaz'a hayran olan "fan" dediğimiz kızların çoğu beni bloglarda ve sosyal medyada yerden vere vuruyor. Boyumdan tut mesleğime kadar... Yalan olmasın şimdi bazen çok eğleniyor bazen de çok üzülüyorum...

Bu duruma tabii benim de alışmam kolay olmadı. İzmir'de o kadar rahat bir yaşamım varken şimdi her anıma dikkat etmem gerekiyor. Ayaz bu konuda bana yardımcı olmaya çalışsa da bazen zorlanıyoruz. Zaten kıyafetlerime takık olduğundan işim çok zorlaşıyor. Planladığımız düğünün ertelenmesinden dolayı stres doluyuz, bir de bu haberler iyice sınırlarımızı zorluyor.

Gülce ve Alaz belirttikleri gibi hemen evlendiler zaten evlenmeseler Gülce "şişmanladım" yalanını yutturamayacak, düğünde doğuracaktı. Düğünleri tıpkı Gülce'nin hayalindeki gibi Çeşme'de bir otelde oldu. İskelede nikâhları kıyıldı, sonra çim alanda yemek ve düğün daveti ile devam etti. Annem kendi öz yeğeni olmasına rağmen Ayaz ve ben de düğünde olacağımızdan katılmadı. Artık gerçekten içim annem konusunda acımıyor. Bazen düşünüyorum, bir anne çocuğuna nasıl bunları yapabilir diye ama para söz konusu olunca herkes değişiyormuş, bunu anlıyorum. Babam ve abim şirketi ayırdıktan sonra küçülmeye giderek işleri toparlamaya başladılar. İkisiyle de sık sık görüşüyorum, zaten İzmir'de çok iş olmadığından Yiğit sıklıkla İstanbul'a iş kovalamaya geliyor. Her geldiğinde bizde kal desem de bir türlü kalmadı. "Evlenin öyle gelirim evinize!" triplerinde. Ben de anlamıyorum, evimde yemek yiyor, oturuyor, yüzüyor, bir tek uyumaya gidip otelde ya da Önder'de kalıyor.

Ocak ayı içerisindeyiz ve bir İzmirli olarak kış beni çok zorluyor. Sanırım en son üniversitedeyken İsviçre'ye kayağa gittiğimde kar ile temasım olmuştu. Ayaz daha alışkın, hatta o Boston'da bu kadar sıcak yaz yaşamadığı için "Sonunda kış geldi!" diye de seviniyor. Ben geceleri resmen yatağın içinde donarken adam bir şort bir tişört ile yatıyor.

Son dört gündür Ayaz ile görüşemiyoruz. Milli takım için kampta. İstanbul'da olduğu dönemler kampta olması beni sinir ediyor ama yapacak bir şey yok. Bu akşam maçları var Çek Cumhuriyet'i ile ve anladığım kadarıyla çok önemli bir maç. Tüm medya bu maçtan bahsediyor, uzun zamandır galip gelinemiyormuş, bu nedenle tüm ülke neredeyse taarruz halinde. Maçın biletleri günler öncesinden bitti ve maç öncesi için özel gösteriler hazırlandı. Benim de bu akşam spor salonunda olmam lazım, Ayaz sıkı sıkı tembihledi "Gelmek zorundasın Yeşim," diye. Bu saatte kadar da bilmem kaçıncı kez Whatsapp'dan mesajlaşıyoruz. Bizi dışarıdan görenler liseli ergen gibi der, birbirimize komik resimlerimizi çekip yolluyoruz, bazen aşk dolu mesajlar yazarken bazen de gayet "Acıktım yaa akşama ne yesek?" mesajlarıyla sohbet ediyoruz.

Tesadüfen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin