Bölüm 23

141 13 5
                                    

Selamlar,

çok üzgünüm pazar günü için söz vermiştim ama yetişemedim. Bazen hayata size her şeye yetişmenize izin vermiyor. Sosyal medyadan takip ediyorsanız son kitabım bitti ve artık benden çıktı. Yayınevine teslim ettim. Son okumamı yaptığım için de buraya yetişemedim

bugün bir bölüm yayınlıyorum, telafi amaçlı yarın da yayınlayacağım... Sonra zaten yavaş yavaş finale geldik

bir süre yeni kitabın kapak tasarımı ve tanıtımı ile ilgileneceğim ama daha sonra sırf burası için bir hikaye yazacağım müjdesini vermek isterim. Tabii ki onu sadece haftada bir gün yayınlayabilirim gibi çünkü yeni sıfırdan yazacağım ve elimde stok yok :)

Neyse  ilerleyen zamanlarda konuşuruz. Keyifli okumalar,

Başak 

*************************

Yeşim**

"İyiyim... gerçekten iyiyim."

Hafifçe yerimde kımıldanarak Esma Hanım'ı yanıtlıyorum. Bu artık son seansımız, yaklaşık altı aylık ilaç destekli çalışmamız sonrasında da iki aylık terapi görüşmelerimizi sonlandırıyoruz. İlk başlarda her şeyden çekinen, kendine gram güveni olmayan bir insanken şimdi sevgilimle el ele her yere giden, gazetelere poz veren hatta kendimizi frenlemesek istediğimiz yerde sevişebilen bir insan oldum. Ayaz'ın da bu konuda bana olan desteği ile sonunda eski Yeşim'e, hatta eskisinden de daha iyi Yeşim'e ulaşıyorum. Derinlerimdeki gizli sevgili, âşık kadına...

Esma Hanım'ın ofisinden çıkar çıkmaz kafamı arkamda bıraktığım binaya çeviriyorum. Buraya geldiğimde nasıldım şimdi nasıl... Hayatımda o kadar çok değişti ki bu kısa zamanda. Geçen yıl başka biri söylese hayatta inanmazdım. Çantamdan telefonu çıkarıp Ayaz'a mesaj atıyorum. "Çok özledim seni... şimdi yanımda olsan. ;)"

Yine deplasman maçı için şehir dışında ve biliyorum bu mesajlarım onu kudurtuyor. Mesajı yollamamın üzerinden birkaç dakika geçtikten sonra telefonum çalıyor ve açar açmaz Ayaz'ın derin nefesini duyuyorum "Yakıyorsun beni... Sen ne fena bir şey oldun böyle..."

"Senin yüzünden. Senden ötürü..." Trakya köylüsü şivesi ile cevap verip kıkırdıyorum.

Telefona doğru nefesini verirken "Bana hiç şebeklik yapma kadın. Ben burada yirmi bir tane adamın içindeyim... Senden uzağım ve sen bana nasıl mesajlar yolluyorsun böyle."

Bense sanki adamı hiç kudurtmamışım gibi "Ayaz yaa ben ne yaptım ki şimdi? Seni özlediğimi söyledim, bir de keşke burada olsan dedim. Yemek yerdik, sahilde yürürdük yani..." diye karşılık veriyorum.

"Senin bunları istemediğini biliyorum Yeşim," derken sesi boğuk çıkıyor ve "Bu arada neredesin sen? Sesler geliyor?"

Sağ doğru sinyal verdikten sonra direksiyonu biraz daha sıkı tutarak gözlerimi yoldan ayırmadan konuşmaya devam ediyorum. "Arabadayım hayatım, şimdi Esma Hanım'dan çıktım. Bu son seanstı Ayaz, artık gerek yokmuş benim gitmeme..."

"Araba mı kullanıyorsun benimle konuşup?"

Bu evhamlı koruyucu tavrı genellikle hoşuma gitse de bazen bunaltıyor. Şu an olduğu gibi, kulaklığımı düzelterek "Offf! Evet ama kulaklıkla. Ya ne diyorum bitti seanslar Ayaz, artık iyiyim ben..." diye cevap veriyorum.

"Sevgilim sen zaten iyiydin ki, senin yüzünden artık benim seans almam lazım söyleyeyim," diyerek bana sataşıyor.

Nazlanarak "N'aptım ki sana? Ayaz aşk olsun..." derken karşıdan bir iç çekiş daha duyuyorum.

Tesadüfen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin