DUYGUSUZ

24. BÖLÜM

Hoseok hiçbir zaman yüksek bir libidoya sahip olduğunu düşünmemişti. Seks dürtüsü her zaman iyiydi, çılgınca hiçbir yanı yoktu. O aslında hiç durmadan seks düşünecek tipte bir adam değildi. Bir gün boyunca sevgilisiyle yatakta dolaşacak biri değildi.

Ta ki aniden öyle olana kadar.

O ve Jungkook son kırk saat boyunca dairenin her yüzeyinde seks yapmışlardı: kanepede,yerde, mutfak masasında ve tabiki yatakta üç kez. Otuz yaşlarındaki bir adamın bu kadar çok seks yapması fiziksel olarak imkansız olmalıydı. Ama görünüşe göre vücudu artık azgın bir ergen olmadığı mesajını almamıştı; ne kadar seks yapmış olursa olsun daha fazlasını istiyordu.

- Aman tanrım. Dur - diye inledi Hoseok, kendini tekrar daha fazla öpücüğe uzanırken buldu.

Yüzünü yastığa gömüp tekrar inledi. Aptal Jungkook güldü ve boynunun arkasını öptü ki bu kesinlikle yardımcı olmuyordu.

Hoseok onun elini tuttu ve parmaklarını birbirine kenetledi. Evet, görünüşe göre sadece ergenlik döneminde kötü bir uyarlama durumu yaşamakla kalmadı, aynı zamanda bir ergen gibi davranıyordu.

Çok sevimsiz bir şey.

Jungkook iç çekerek buna izin verdi ve bu pozisyon onun kolunu Hoseok'a sarmasını sağladı. Ya da belki sadece sarılıyorlardı. Bu onlar için alışılmadık bir durum değildi. Gerçi bunu yaparken genellikle Hoseok'un sırtı dönüktü.

- Gitmem lazım - dedi Jungkook, dişlerini Hoseok'un omuzuna geçirerek.

- Bunu zaten birkaç saat önce söylemiştin.- en azından zavallı olan tek kişi o değildi.

- Saatler önce ayrılmam gerekiyordu- dedi Jungkook,ses tonu kasvetliydi.- dün ayrılmam gerekiyordu

Hoseok'un midesi rahatsız edici bir şekilde kasıldı.

- Evet, bu gece ailemin evinde olmam gerekiyor. Her yıl Noel arifesinde Noel partisine benzer bir şeyler düzenlenir. Bu bir gelenektir. Açıkçası şimdiye orada olurdum. Muhtemelen beni bekliyorlardır.

Birkaç saniye geçti "Gitmelisin" dedi Hoseok. İkiside hareket etmedi.

- Son bir kez - dedi Jungkook, Hoseok'un bacağını yukarı itip ona doğru kayarken.

- Benimle dalga mı geçiyorsun?- Hoseok yarı inleyerek, yarı gülerek söyledi ama aklı zaten bulanıktı, gevşek deliği Jungkook'u kolayca kabul etti.

O kadar ıslaktı ki, her vuruşta müstehcen sesler çıkıyordu. Zaten Jungkook içine o kadar çok boşalmıştı ki Hoseok bunu görebildiğinden oldukça emindi; normalde düz olan karnı biraz yuvarlaktı. Jungkook'un spermiyle doluydu. Utanç verici şekilde, görüntü onu gerçekten tahrik etti. Tuhaf bir çekiciliği vardı.

Jungkook onu yavaşça sikti, parmakları kalçalarını kavrıyordu. Hoseok kısmen rahatsızlıktan, kısmen de zevkten kıvrandı. Düzenli olarak dildo kullanıyor olabilir ama hiç böyle bir gay seks maratonu yaşamamıştı. Acı çekiyordu. Jungkook'un aleti onun içinde acımasızca hareket etti ve Hoseok aşırı duyarlı ve bunalmış bir halde inledi. Bir yanı bunun bitmesini istiyordu; kalçaları gergindi, kolları kasılmıştı, vücudu terden eriyordu. Yatak gıcırdadı ve Jungkook'un itişlerinin gücü altında kendini çaresiz bir bez bebek gibi hissetti. Neredeyse çok fazlaydı.

Ama fazla iyi hissettiriyordu. Uyuşturucunun kendisi için kötü olduğunu bilmesine rağmen kendini başka bir tedaviye ihtiyaç duyan bir uyuşturucu bağımlısı gibi hissetti. Ne kadar acı çektiği umrunda değildi. Jungkook'un vermeye istekli olduğu kadarını istiyordu ve Jungkook onu sikmek istediği sürece bacaklarını açacaktı.