Amirova Bölgesi7 Şubat 2024 Saat 06.38
Tak tak tak... Çizmelerimden gelen seslerle kafamın içinde bir ritim oluşturmuş bir süredir yürüyordum. Çok uzun bir süredir ki gün aydınlanmaya başlamış, gökyüzü ağaçların arasından mavi ışıklarını yüzüme vurmaya başlamıştı. Karlarla kaplı bembeyaz orman yolunun içinde bu beyazlığa zıt bir kırmızılıkla kaplıydım. Dün gece büyük bir heyecanla giydiğim mini beyaz elbisem, beyaz kürküm ve çizmelerim kan damlalarıyla kaplıydı. Bu rezil halime rağmen göğüs kafesimde beslediğim ve birkaç yıldır beni boğan yumru bir gecede gitmişti. Kurtulmuştum işte!
Dizlerimin üstüne çöküp kahkahalar atmak istiyordum. Ah ama çok geç kalmıştım değil mi? Gün tamamen aymadan malikaneye ulaşmalı ve tüm pisliğimden kurtulmalıydım. Çocukluğumun geçtiği orman yolu içinden bir süre daha yürüyüp malikaneye varmıştım. Amirova Malikanesi, şimdiye kadar tüm hayatımın geçtiği muhtemelen kalan ömrümün de burada geçeceği o yüce yer.
Atalarımızın tehlikeli durumlar için yaptırdığı ama benim eve giriş çıkış için kullandığım çok sevgili gizli tünelden geçip odama ilerledim. Çok da korkmam gereken bir şey yoktu zaten. Sürekli sarhoş dolaşan annemin ya da yaşı gereği erken saatlerde uyuyan dedemin bu saatlerde uyanık olması pek de mümkün değildi. Odama geçip direkt banyoma ilerledim. Üstümdekileri çıkarıp duşa girdim.
Duş sonrası saçımı kuruturken her sabah olduğu gibi bu sabah da saat tam 08.00'da kapıp hafifçe çalınmıştı. Uyuyor olduğumu düşündüklerinden sessizce içeri girip beni ayakta gören evin yardımcıları aynı zamanda bu evdeki en büyük sırdaşlarım Tati ve Adem, beni ayakta hazırlanırken görünce şaşırmışlardı.
''Günaydın Asu Hanım'' diyen Tati'ye dönüp ''Ah günaydın Tati, gelip saçımı kurutur musun? Adem sen de banyoda birkaç parça atılacak şey var, onlardan kurtulabilir misin? Çok acil!''
''Tabi efendim'' diyerek beni onaylayıp banyoya girdi. Tati de saçımı kurutmaya başlamıştı.
''Bugün nasıl bir model istersiniz efendim?''
Ellerimi saçlarımın arasında gezdirerek bir süre düşündüm daha sonra karar vererek ''Dalgalı bir şeyler yapalım, bugün keyfim yerinde Tati'' dedim. Başıyla beni onaylayarak işine başlamıştı. Banyo kapısından ses gelince başımı yana çevirip banyodan elinde siyah bir poşetle çıkan Adem'e baktım. Bir süre banyo kapısının önünde kararsızca bana bakıp dudaklarını oynattı. ''Siz iyi misiniz, efendim?'' ''Bir şeyim yok merak etme, dün gece parti biraz karıştı sadece. Evdekiler görmeden kurtul lütfen onlardan''. Beni onaylayarak elindekiyle sessizce odadan çıktı, Tati ise sanki bu konuşma hiç olmamış gibi işini yapmaya devam etmişti.
Parti biraz karıştı demiştim değil mi?
Dün gece saat 12.18
Uzun beyaz kürküm ve çizmelerimle bu karlı yollarda ilerlemek ne kadar zor olsa da kombinimin güzelliği, buna değer Asu dedirtiyordu bana. Biraz ileride farlarıyla etrafı aydınlatan arabayı görünce seri bir şekilde arabaya doğru yürüdüm. ''Ciddi misiniz? Biri bu ışıkları fark ederse bittik biz biliyorsunuz değil mi''? Diye söylenerek arabaya bindim. Arya gözlerini devirerek arabayı çalıştırmıştı bile. Arka koltuktan kafasını uzatıp ''Aşkım, güzel bebeğim, bıraksaydık da ayılar mı yeseydi seni ha, biz seni düşünüyoruz ama canım'' diye cırlayan Güneş'in yani Güneş'imin çenesinden tutup yanağına ufak bir öpücük bırakıp gülümsemiştim. Güneş'in yan koltuğunda uyuklayan Derin'e de bir bakış atıp önüme döndüm.
Parti yeri Malikane'ye oldukça uzak Amirova Ormanlarının derinliklerinde bir nehrin dibindeydi. Ki Amirova Bölgesi demek orman, kar ve kan demekti bir nevi. Kızlarla dans ederek elimizdeki içkilerin tadını çıkarıyorduk. Burada bulunan davetlilerin neredeyse hepsi Amirova Soylularının çocuklarıydı ki Amirova nüfusunun kalan kısmı da ne kadar suç türü varsa hepsini barındıran tiplerden oluşuyordu. İmparatorluğun çöplüğüydü Amirova. Kurtulmak istediği ne varsa burada bulunurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESİSE
General Fiction''Agah'' diye mırıldanan kadının ince sesini duyan adam kollarının sarılı olduğu beli biraz daha sıkarak kadını iyice kendine çekti. ''Söyle Nefes'im, söyle benim güzel kadınım. Ne istersen söyle de önüne sereyim. Yeter ki şu ömrüme ömür katan sesi...