DESİSE-14.Bölüm

1.6K 139 77
                                    

Merhaba arkadaşlar, umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Epey sürpriz dolu bir bölüm oldu. Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen. Emeğimin karşılık görmesini istiyorum. Okuyorsunuz ama birkaç kişi dışında yorum yapan yok. Lütfen tepkilerinizi yorumlarda belirtin. Öpüyorum hepinizi.


Onu görmeyeli iki hafta kadar oluyordu ama şu an onu görünce anlıyordum ki sanki senelerdir görüşmemiş gibiydik. İki yabancı gibiydik onunla. Karşılama seremonisine katılmam gerektiği için adımlarımı oraya yönlendirdim. Yanlarına ulaştığımda Devin'in yanına geçip ona bakmadan önünde eğilmiş ve birkaç adım gerilemiştim. Konuşmak istemiyordum, dudaklarım kilitlenmişti sanki. Reha Kandemir, Kral ve elçilerini eve doğru yönlendirdiği sırada yanımdan geçen elçiler selam vermiş, Doğan Haznedar,

''Merhaba Asu'' diyerek yanımdan geçince dudaklarımdan ufak bir merhaba dökülmüştü. Bu evde hissettiğim yabancılığı, onlar ile geçirdiğim zamanlarda hissetmiyordum ve onları görmek bana eski dostlarımı görmek gibi hissettirmişti. Pek bir muhabbetimiz olmamıştı ama varlıklarına alışmıştım. Onlar yanımızdan ayrıldığında Devin'in kolundan tutup bir köşeye çekmiştim.

''Haberiniz var mıydı bu ziyaretten?''

O da beklemiyor olacaktı ki şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.

''Hayır, duyduğum kadarıyla bizim evin limanına yaklaştıklarında haber verilmiş. Ani bir ziyaret yani'' diyerek koluma girip beni eve sürüklemişti.

''Ne alaka birdenbire şimdi?

Bilmiyorum dercesine omuzlarına sallamıştı. Merdivenlerden çıkıp odama ilerleyecekken, diğer bahçe kapısından giren Miran'ı fark ettim. O da beni görünce bana doğru ilerlemişti.

''Ne işin var burada?'' deyince gözlerini devirerek,

''Hani bir misafir gelince hoş geldin falan denir ya Asu, biraz nezaket güzelim'' demiş, eliyle yanağımdan makas almak isterken koluna vurup elini ittirmiştim.

''Hoş geldin, ne işin var burada?''

''Kralımıza bir hoş geldin demeye gelmiştim. Ne kadar çok bu kelimeyi kullandık fark ettin mi?'' diyerek beni aşıp merdivenleri çıkmaya başlamıştı.

''Nerede olduklarını biliyor musun?''

''Muhtemelen babanın odasındalar''.

Bu hareketleri çok anlamsız gelmişti bana. Ziyaretine gerek var mıydı ki? Sanmıyordum, bir gariplik sezmiştim içten içe. Odanın önüne geldiğimizde merakıma yenilip önce ben kapıyı çalmıştım, Miran'ın geldiğini haber vermek için geldim bahanesini sunacaktım. İçeride neler dönüyordu merak ediyordum. Kapıyı açtığımda, birkaç defa Kandemir'in oturduğunu gördüğüm çalışma masasının koltuğunda Kral'ın oturduğunu, diğer koltuklara ise elçiler ve Kandemir'in yerleştiğini gördüm. Hepsini birkaç saniye tek tek incelerken onlar da ne işin var dercesine bana bakıyordu. Agah'a bakmamıştım, sadece bedenini görmüştüm. Yüzüne bakmak istemiyordum, kırgınlığım özlemimin önüne geçiyordu.

Benim üstümden kayan bakışların arkama odaklandığını görünce bir açıklama yapmak için dudaklarımı araladım.

''Miran, Kral'ı selamlamak istemiş'' diyerek geçmesi için yana kaymıştım. Bir adım önüme geçen Miran, odada ilerleyerek Kral'ın önünde eğilmişti. Kapıyı kapatıp çıkacakken,

''Gitmeden sana uğrarım'' diyen Miran'a dönüp, ''Odamdayım'' diyerek kapıyı kapatmıştım. Gördüğüm son şey Kral'ın ikimiz arasında mekik dokuyan bakışlarıydı. Rahatsız olmuşa benziyordu, gebersin diye carladı içimdeki çirkef Asu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DESİSE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin