"Kolay gelsin."
Timuçin, Alaz'ın çalıştığı dükkanın kapısının önünde ellerini önünde birleştirip söylediği cümlenin arkası dönük siyah kot pantolonlu ve siyah atletli Alaz tarafından duyulup duyulmadığına emin olamayarak bir kez daha sesli bir şekilde "Merhaba" diye bağırdı.
Alaz duyduğu cılız bir sesle elindeki kaynak makinasını durdurup yüzündeki maskeyi çıkardı. Boynunu kütleterek arkasını döndüğünde kapının önünde Timuçin'i gördü. Şokla ağzı hafif açılırken Timuçin onun şaşkınlığına gülümsedi.
Alaz'ın onu beklemediğine emindi. Aslında Timuçin de gelip gelmemekte kararsızdı ama ona bir söz vermişti ve o sözünü tutardı.
Alaz maskesini tamamen çıkarıp elinin altındaki demir yığınının üstüne koyup başını iki yana sallayarak gülümsedi. Kapının önüne doğru yürürken gözlerini kısarak Timuçin'in üstündeki incecik sarı gömleğe ve altındaki açık mavi pantolona baktı.
"Hakkaten sikilmek için geldiğine inanamıyorum cici bebe."
Timuçin duyduğu şeyle önce şaşkın şaşkın bakıp ardından kaşlarını çatarak "Terbiyesiz hayvan" deyip arkasını dönüp dükkandan çıktı.
Peşinden hızla gelen Alaz'ın kolundan tutup kendine çevirmesiyle ters ters ona baktı. Alaz onun boynuna ulaşabilmek için biraz eğilerek yüzüne yaklaştı.
"Şaka yaptık be cici bebe, hemen atarlanma. Burda ne işin var?"
Timuçin kolunu ondan kurtarıp avucunun arasında sıkı sıkı tuttuğu araba anahtarını gösterdi.
"Söz vermiştim, abimi bulursan sana arabamı verecektim."
Alaz uzattığı anahtara kaşlarını yukarı kaldırarak baktı.
"O kadar yolu bunun için mı geldin cidden?" diyerek anahtarı elinden aldı.
"Senin gibi zengin bebelerinin sözünde duracağını sanmazdım."
Timuçin oflayarak kollarını önünde kavuşturup omuz silkti.
"Kaç tane zengin bebesi tanıyorsun da böyle bir kanıya varabiliyorsun?"
Alaz kaşlarını çatarak ne demek istediğini anlamaya çalıştı bir süre. Ardından "Bana anlamayacağım uzun cümleler kurma cici bebe, kafam basmıyor benim" deyip burnunu çekti.
Timuçin gülüp gülmemek arasında kalarak yanaklarının iç kısımlarını ısırıp dükkanın içine baktı ama Alaz'ın kolundan tutup çekiştirmesiyle dükkanın dışına çıktı.
Alaz sanayinin sokağına bakarak arabayı arasa da bulamayınca yanındaki gence döndü.
"Ee araba nerde?"
Timuçin dudaklarını büzerek omuz silkti.
"Dükkanı bulamayınca bir arka sokağa park ettim, hatırlayamadım yolları."
Alaz "Neee?" diyerek büyük bir tepki vererek elini alnına vurdu.
"Lan manyak bebe, milyonluk arabayı sanayinin ortasına mı park ettin?"
Timuçin nerede yanlış yaptığını anlayamadığı için şaşkın şaşkın bakınca Alaz oflayarak hızla Timuçin'in elini tutup "Koş lan koş, araba moleküllerine ayrılmadan kurtaralım" derken peşinden sürüklüyordu.
Timuçin bir yandan onun koşturmasına yetişmeye çalışırken bir yandan da elini sıkı sıkı tutan adama bakıyordu. Elini tutan elin buz gibi bir hissi vardı ama bu Timuçin'i yakıyordu.
Alaz bir arka sokağa geldiğinde peşinden getirdiği çocuğun elini tuttuğunu fark ettiğinde hızla elini çekip kırmızı renkli Ferrari'ye yaklaştı. Timuçin boşta kalan eline bakarak iç çekerek Alaz'ın yanına doğru yürüdü. Timuçin arabasını gördüğünde büyük bir şaşkınlıkla bağırdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKAL- BxB
Ficción GeneralBir Angara Serüveni Mahalle Abisi kitabıyla bağlantılıdır!