15.

1.6K 101 10
                                    

Heijan,Muti - İmparator


Şarkıyı burada açınız 😎

Mahalle Abisi geri dönüyor





Yakup gece ikide aldığı aramayla evden çıkmak üzereyken Timuçin'in "Abi ben de" demesiyle "Tamam ama sakin olacaksın" diyerek onu da alıp evden çıktı.

Timuçin mesajına cevap gelmediği için bi cesaret Alaz'ı aramıştı ama açmadığında korkuyu hissetmişti, bir şey olmasa açardı değil mi o telefonu.

Yakup ona tam olarak ne olduğunu söylemese de Timuçin kötü bir şey olduğunu seziyordu. Nitekim abisinin sürdüğü araba hastanede durunca arabadan fırlayıp indi.

Hastane kapısında sigara yakan Kutay'ı gördüğünde "Abi" diyerek yanaklarından süzülen yaşları hızlı hızlı sildi.

Kutay onu omuzlarından tutup "Sakin al abim, ameliyattan çıktı, sorun yok" derken Timuçin arkasından gelen abisine dönüp sıkıca sarıldı. Yakup onun saçlarını "Geçti bitanem, bak iyiymiş" okşarken Kutay'la göz göze geldiler.

"Paşam" dediğinde Kutay sigarasını yere fırlatarak "Biliyorum çiçeem, biliyorum" deyip içeriyi göstererek "Birazdan odaya çıkaracaklar, siz geçin içeri" diyerek kendi arabasına doğru yürüdü.

Yakup kolları arasında ağlayan kardeşini içeri doğru yürütürken "Gel bakalım hangi odaymış öğrenelim" derken danışmaya geçtiler.

Onlar Alaz'ın henüz çıkmadığını öğrenirken Kutay arabayı çalıştırmadan önce dikiz aynasından kendine baktı. Alaz'ı izlemesini söyledikleri gençler onun parkta kanlar içinde yattığını haber verdiğinde evden fırlamıştı. Alaz'ı araştırdığı kadarıyla kurtarılması gereken iyi bir çocuktu, kardeşinin tedavisi için bulaştığı kirli işlerin aslında onun nasıl bir bataklığa battığını gösteriyordu. Özellikle Rauf gibi bir piçin eline düşmüştü Alaz.

Çocuklara onu hastaneye götürmelerini söyledikten sonra kendisi de hastanenin yolunu tutmuş, Yakup'a o ameliyattan çıktıktan sonra haber vermişti.

Yan koltuktaki telefonu alıp aramalardan istediği kişi bulup kulağına götürdü. İkinci çalışta açılan aramayla sadece "Herkesi topla Cüneyt, Rauf piçinin mekanı" deyip kapattı. Ondan sonra da başka bir isimi arayıp açtığı anda "Mahalleyi topla Serhat, Rauf itine selam vermeye gidiyoruz kardeşim" deyip kapattı.

Telefonu koltuğun üstüne attı, torpido gözünü açıp silahını alarak emniyetini açıp beline taktı. Arabayı çalıştırıp gaza yüklendi.

Yarım saat sonra sanayinin girişinde dört yol ağzında toplanan onlarca arabayla Kutay önlerine geçti. Arkasında Cüneyt, onun arkasında da arabayı kullanan Kaan ve yanında Serhat.

Kutay geldiğini belli eder gibi kornaya basarak eski fabrikanın önünde park edip arabadan indi. O durunca onlarca arabada durarak arabalardan indiler. Kutay fabrikanın kırık camlarına bakarak belindeki silahı çıkarıp ard arda pencerelere sıktı. İçeride birilerinin olduğunu elbette hepsi biliyordu. Kutay'dan sonra diğerleri de silahlarını çıkararak sıkmaya başladı.

Fabrikadan ateşe karşılık gelince herkes arabalarını siper alarak sıkmaya devam ettiler. Kaan bunu fırsat bilerek arabanın bagajını açarak Serhat'a "Yavrum koru beni" diyerek fabrikanın arkasına dolandı.

Serhat hemen onun arkasında sırtını verdiği Kaan'ın fabrikanın arkasındaki girişe kadar götürdü. Kaan önce benzin bidonunu pencereden içeri atıp ardından duvara tırmanarak camdan içeri girdi.

Benzin bidonunu yerden alarak pencereden giren Serhat'la beraber koridorlara benzini döke döke Rauf'un paralarını ve belgeleri sakladığını bildiği odaya kadar devam etti.

Silah sesleri kesilmezken kapıyı tekmeleyerek kırıp içeri daldı ve tüm benzini eşyalar dahil her yere döktü. Adamın masasının üstüne de benzin bidonunu koyarak geriye çekildi. Serhat silahını şarjörünü değiştirerek masanın arkasındaki kasanın kilidini hedef alarak tüm mermileri boşalttı. Kasanın kilidi kırılarak açılınca masanın üstündeki benzin bidonunda kalan benzini paraların ve kağıtların olduğu kasaya dökerek bidonu yere attı.

İkisi de sırıtarak kapının önüne dönüp silah sesleri yavaş yavaş azarlırken Kaan cebindeki zippoyu çıkardı ve Serhat'a göz kırptı.

"Aşkın beni böyle yakıyor be güzelim" diyerek çakmağı ateşleyip odanın içine attı.

Oda birden alev aldığı anda Serhat "Gevşek" diyerek Kaan'ın elinden tuttuğu gibi koşmaya başladı.

Geldiklerin koridorun tam aksi yönünde koşarak fabrikanın alt katındaki koridorunda buldukları pencereden aşağı atladılar.

Benzinin etkisiyle tüm fabrika alevlere teslim olduğu sırada içerideki adamlar paraların olduğu odaya koşarken Kutay gelen ikiliyi gördüğünde başını iki yana sallayarak son kez kez havaya sıkarak "Dönüyoruz" deyip arabaya bindi.

Diğerleride arabalarına binip geldikleri gibi korna çalarak anayola çıktılar. Kutay yanına gelen arabadaki Cüneyt'in camı açıp "Abi hastaneye gelelim mi?" soruna Kutay başını yukarı kaldırarak "Evlere dönün, ben geçerim" diyerek gaza basarak diğerlerinden ayrıldı.

Onlar mahalleye dönerken Kutay hastaneye gazı kesmeden devam edip hastane bahçesinde durdu. Boynunu kütleterek belindeki silahı eski yerine koyup gömleğini şöyle bir düzeltip arabadan indi.

Hastaneye girdiğinde Alaz'ın kaldığı oda numarasını öğrenip üst kata çıktı. Kapının önündeki koltuklarda oturan Yakup onu gördüğünde ayaklanarak yanına gitti. Kutay ona sarılıp başını öperek "Çocuk nasıl?" diye sorunca Yakup Kutay'dan aldığı barut kokusuna kaşlarını çattı, ardından gülümseyerek başını iki yana salladı.

"Turp gibi zibidi, uyuyor şimdi."

Kutay da sırıtarak "Abisine çekmiş pezevenk" deyip Yakup'un başını bir kez daha öptü.

Timuçin oturduğu yerde rahat edemeyince birbirine sarılan abilerinin dikkatsizliğini fırsat bilerek odaya girdi.

Gözlerini açıp etrafına bakınan Alaz'ı gördüğünde oynadığı elleriyle yatağa doğru yaklaştı.

Alaz ne olduğunu hatırlar gibi gözlerini sıkı sıkı kapatıp açtı. Oflayarak Timuçin'e baktı.

"Yine pisliğin içine battım demi?"

Timuçin dudaklarını birbirine bastırarak Alaz'ın tutmaktan korktuğu ellerini ellerine alıp omuz silkti.

"O zaman birlikte batarız."

Alaz şaşırarak kaşlarını kaldırarak kızaran Timuçin'in gözlerine bakarak elini tutan elini hafifçe sıktı.

"Hayır birlikte çıkarız."

Odaya girenlerle Alaz yutkunarak elini Timuçin'in elinden çekip hızlıca toparlandı.

Kutay elini Yakup'un omzuna atıp "Bu da hızlı çıktı amına koyayım" dediğinde Yakup dirseğiyle onu dürttü.

"Senden hızlısı mezarda paşam."

Kutay sırıtarak Yakup'un çenesinden tutup yüzünü kendine çevirip dudaklarından öptü. Alaz gördüğü şeyle hızla gözlerini kaçırdı. Timuçin ise onun bu haline güldü.

Elini bırakan Alaz'ın elini tekrar tutup "Bir yerden sonra alışıyorsun" dedi.

Alaz hafifçe öksürerek başını tekrar Timuçin'e çevirip kaşlarını çattı.

"Alışırım."

Alaz bu kez de Kutay'la göz göze geldiğinde sırıtarak başını iki yana sallamasına yutkundu. Elini tutan küçücük ellere çoktan alışmıştı.

Kutay ikiliye gülümseyerek bakarken bundan sonrasında neler olacağını düşünüyordu. Artık Çakal'ı Rauf piçinin eline bırakacak değildi. Bir kez daha Mahalle Abisi ceketini giyip her şeye el atacaktı.

ÇAKAL- BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin