19.Bölüm: Mahkeme

1.4K 178 37
                                    

🫶🏻

Bir hafta su gibi akıp gitmiş mahkemeye bir gün kalmıştı.

Barın'ın gerginliği gün geçtikçe artarken Çağın'a yansıtmamaya çalışsakta o da bu durumdan etkilenmişti.

Bu akşam Çağın'a biraz bahsedecektik olanlardan.

Kucağımda oturan Çağın'ın saçlarını öpüp daha sıkı sardım onu kollarımın arasına. Beraber salonda oturmuş film izliyorduk.

Barın, yarın mahkeme olduğu için gelen anne ve babasını havaalanından almaya gitmişti.

Çağın'da yakın zamanda giden babaanne ve dedesinin neden geldiğini merak etse de sevinci öne geçmiş bir şey sormamıştı.

"Gece?" diyen Çağın'la televizyondaki bakışlarımı ona çevirdim.

"Efendim bebeğim?"

"Bak çita annesini buldu," dedi bakışlarını televizyondan çevirmeden. "Hepsi birbirine benziyor ama nasıl anladı annesi olduğunu?"

Saçlarını koklayarak öptükten sonra cevapladım onu. "Şöyle düşün bebeğim dışardan biz insanlarda birbirine benziyoruz değil mi?"

"Ama Gece'cim," diyerek itirazda bulundu hemen. "Biz birbirimize benzemiyoruz ki."

"Evet yüz olarak benzemiyoruz ama hepimiz dışardan bakıldığında iki ayağımızın üstünde duruyoruz. İki kolumuz var. E onlar da dört bacağının üstünde duruyor dışardan bakılınca ama hepsinin farklı özellikleri var. Bazen tüylerinin rengi bile bizim onları ayırt etmemizi sağlar. Ki bebeğim sen birkaç adamın arkasının sana dönük olduğunu düşün bence yüzlerine bakmadan aralarından da babanı bulursun değil mi?" Derin bir nefes aldım. "Çitalar da annelerini bulabilir. Hem anne ve yavru birbirini kokusundan da tanır bence."

"Peki Gece, senin kokun anne kokusu mu?"

Çağın'ın sorduğu soru birkaç saniye sessiz kalmamı sağlamıştı.

Psikolojisinin etkilenmeyeceğini düşünsem Çağın'ı kollarımın arasına sıkıca sarar saatlerce ağlardım.

"Bilmem," diyerek cevapladım onu. "Bunu sen söyle. Nasıl kokuyorum?"

"Çok güzel kokuyorsun Gece'cim," dedi Çağın. "Hep sana sarılasım geliyor."

"O zaman her sarılasın geldiğinde sarıl bana çünkü kollarım sana sarılmak için hep hazır durumda." Derin bir nefes aldım. "Hem bende anne kokusu nasıl bilmiyordum ama yengem sayesinde neye benzediğini öğrenmiştim çünkü o, benim olmayan annemdi."

Saçlarından öptüm tekrardan. "Annemizi bulmamız için bizi illa doğurmasına gerek yok. Ya da annemiz gibi hissettiğimiz kişiye anne demek zorunda değiliz. Benim de yengem bana annem gibi hissettiriyordu ama ona yenge diyordum." Birkaç saniye duraksadıktan sonra devam ettim. "Eğer bir gün bana içinden anne demek gelirse hiç çekinmeden bunu söyleyebilirsin bebeğim. Ama eğer demek istemezsen de bu senin kararın olacak."

Sadece bana dönüp sarılmasıyla bende daha fazla konuşmadan kollarımı ona doladım.

Hep aynı konu etrafında dönüp dolanmamızın nedeninin Çağın'ın okuldaki anne sorunu olduğunu düşünüyordum.

ZAMBAK ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin