🫶🏻
Kahkahalar eşliğinde devam eden yemekte herkesin yüzündeki mutlu ifadeyi izlemekten doğru düzgün yemek bile yemiyordum ki pek umrumda olan bir nokta da değildi.
Bu durum kocamın gözünden kaçmamış olacak ki elinin avucu bacağımı bulduğunda hafifçe bacağımı sıkmış ve dikkatimi ona vermemi sağlamıştı.
Bir yanımda Barın, bir yanımda Çağın oturuyor karşımızda ise sırasıyla Salih baba, Halime anne ve Murat vardı.
Başımı hafifçe kocama doğru çevirdiğimde bakışlarının üzerimde olduğunu gördüm.
"Yemeğini ye," diye fısıldadı sadece ikimizin duyabileceği bir tonda. Zaten herkes masada dönen sohbette olduğu için bizim konuşmamızı duyabileceklerini de düşünmüyordum.
Bakışlarımı dikkatimi çeken dudaklarından çekerken istemsizce yutkundum ve başımı onaylar anlamda salladım. Çatalıma tabağımdaki bonfileden küçük bir parça alarak dudaklarıma yaklaştırdım. Bu sırada Barın'ın bacağımdaki eli de arada bacağımı okşuyor, sıkıyor ya da parmak uçları anlamsız çizgiler çiziyordu.
Elimi, bacağının üstündeki elinin üstüne yerleştirdim ve başımı tekrardan ona doğru çevirip onun gibi fısıldadım. "Biraz daha devam edersen acilen eve gitmemiz gerekecek."
Dudaklarındaki tebessüm büyürken elimi elinin içine aldı ve parmaklarıyla tenimi hafifçe okşadı.
"Gidelim karım," diye mırıldandı dudaklarındaki gülümseyle. "Beni bu kadar özlediğini bilsem hiç yemeğe de gelmezdik."
Gerçekten de özlemiştim kocamı. Ne zamandır başımızdaki sıkıntılardan dolayı birbirimize vakit ayıramamıştık çünkü.
"Gitmeyeceğiz," diye mırıldandım. "Çağın aşırı mutlu ve bu mutluluğu bozmaya niyetim yok şu anda."
"Ben mutlu olmayayım mı yani?" diye soran kocamla gülümsememek için dudaklarımı dişledim.
"Sonra mutlu olursun sende kocam," diyerek cevapladım onu. "Hem şu anda mutsuz görünmüyorsun."
"Demek öyle Gece Hanım," dedi ve başını salladı. Ne ara tekrardan tuttuğunu anlamadığım bacağımı sıktığında bir şey belli etmemek için kendimi sıktım.
"Öyle kocacım," dedim ve tabağımdaki etten bir parça daha ağzıma götürdüm.
"Gece'cim," diye bana seslenen Çağın'la, Barın'daki ilgim tamamen ona kaymıştı.
"Efendim bebeğim?"
"Balıklara bakalım mı?" diye sordu ve bir yandan da eliyle ilerdeki akvaryumu işaret etti.
"Gidelim," dedim ve ayaklandıktan sonra Çağın'ın da sandalyeden inmesine yardımcı oldum.
Masadaki bakışlar bize döndüğünden kısa bir açıklama yapmak adına konuştum. "Çağın'la balıklara bakacağız."
Daha fazla bir şey deme gereği duymadan elinden tuttuğum Çağın'la birlikte akvaryuma doğru ilerlemeye başladım. Bizim masanın açısından biraz zor görünen akvaryuma geldiğimizde balıkları incelemeye başladık.
Renkli balıklar Çağın'ın fazlaca dikkatini çekmiş olmalı ki bir balığı belki de on saniyeden fazla inceliyor sonrasında başka bir balığı incelemeye geçiyordu.
"Merhaba."
Ne kadar zaman geçti aradan bilinmez sol tarafımdan duyduğum ani ses hafifçe irkilmeme sebebiyet verse de bunu belli etmeyerek solumdaki adama döndüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMBAK ÇİÇEĞİ
RomansaZambak Çiçeği, yeniden doğuşu temsil ediyor. Keder, sevgi, yeniden doğuş.. - "Çok güzelmiş baba," diyen ses kulaklarıma dolduğunda hafifçe kaşlarımı çattım. Kim vardı odada? "Evet oğlum," dedi...