9. BÖLÜM "SAVAŞ VE BARIŞ"

9.1K 569 186
                                    




Aslında yaşam dediğimiz şey pamuk ipliğine bağlıydı. Bir yandan ölümsüzmüş gibi yaşarken, ölüm ile burun buruna geldiğinizde pişmanlık en saf haliyle, uzaktan dalga geçer gibi bizi izliyordu. İnsanın aklına gelen ilk şey sevdikleri olmuyordu. Buraya kadar mı? Ne çok yaşanacak şey vardı oysa.. Ne çok mutluluk, gözyaşı, kalp ağrısı, heyecan. Tüm bunlar akla gelen ilk şeylerdi ve yaşanmamışlıklarla, yarım kalmışlık ile harmanlanan duygulardan başka bir şey düşünemiyordunuz.

Artık neredeyse alışmıştım. Ölümün kokusuna, sıcaklığına. Her an ensemde nefesini hissettirecek kadar yakınımda oluşuna. İşte tam da bu yüzden yaşayamadığım ne varsa yaşamak, daha sonrasın da pişman olmamak istiyordum. İçimde devinip duran tanımadığım hisler ise tüm bunların onda olduğunu söylüyordu. Dinlememek, yok saymak diye bir ihtimal yoktu artık. Öyle durdurulamaz bir haldeydi ki önüne kim çıkarsa çıksın yıkar geçer, yine ona koşardı.

Ormanlık alanın içinde sessizce yürürken, içim kıpır kıpırdı. Hem neyle karşılaşacağımı bilmemek hem de onu yeniden görecek olmam yerimde duramamı sağlıyordu. Ormanın, sonsuz yeşilliğinde ağaçların gölgesi eşliğinde, yürümeye devam ederken ileride ahşap bir ev karşıladı bizi. İzzet, durup bana baktığımda bundan sonrasında yalnız olduğumu anlamıştım.

"Şu an kurdu zihnini ele geçirdiği için kendi bedeninde değil ve ne zaman gelir bilmiyorum. Eğer korkup kaçacaksan..."

"Tamam." Dedim devamını duymak istemediğim için. "Anladım." Bir şey söylemeden ahşap, artık alıştığım tarzda olan klübe eve doğru adım attım.

Kalan yolu tek başıma yürürken geride bıraktığım tedirginlik, korku ya da başka duygular için artık çok geçti. Kendim istemiş ve gelmiştim. Oldukça yaklaşmıştım, ancak elimden geldiğince yavaş adımlarla ilerliyordum. Yine aynı acı bedenimde dalga dalga yayılmaya başlamıştı ve neden olduğunu artık anlıyordum.

O, acı çekiyordu.

Evin arkasından yaralı bir hayvanın kükremesiyle eş değer ses geldiğinde, adımlarım geri gitmek için bana yalvarıyordu. Kalbimde ki acı o kadar fazlaydı ki neredeyse, dolup taşmaktan patlayacaktı. Bedenimde ki damarlarda gezen kan zonklayarak kendini hissettirdiğinde, kulaklarımda atan nabızla bir senfoni içindelerdi. Yana doğru bir adım daha attığımda evin yanında onu gördüm,
O kadar büyüktü ki sanki ilk defa görüyormuş gibi yeniden ürktüğümü ve tüylerimin havaya dikildiğini hissettim.
Uzun, simsiyah pençeleriyle yüzünü sıyırırken yerde acı içinde yuvarlanıyordu. Yüzünü, sırtını yere sürterken bu acıdan kurtulmak istediği çok açıktı. Gözlerim yaşlarla dolduğunda burnumu çektim. Önce kulakları, ardından burnunu havaya dikip anında bana döndüğünde büyüklüğü karşısında bir kere daha yutkundum. Acıyla inleyip hırladıktan sonra yattığı yerden kalktı, doğrulduktan sonra ormana doğru hızla ilerlediğini görmemle panik içinde arkasından koştum.

"Dur!" Arkası dönük bir halde durduğunda, hafif kafasını yana doğru çevirip, söyleceklerimi bekledi. Yanına giderken normalde korkudan titreten bacaklarım, yoktu. İçimde bir korku vardı ama artık korkudan daha yoğun hissettiğim şeyler, onu gölgede bırakıyordu. Yaklaştıkça kalbimin üzerinde ki ağırlık hafifledi, göğsümün ağrısı son bulmaya başladı. Ben yakınında olunca acı çekmiyor muydu?

Siyah kürkü rüzgar ile birlikte ihtişamla dalgalanırken, tam önüne geçip durdum. Simsiyah gözlerini yerden kaldırıp gözlerime baktığında, burnundan verdiği sert ıslak nefesler yüzüme çarpıp, saçlarımı dalgalandırdı. Gözlerinin yansımasından kendimi gördüğümde aslında bu, ben değildim.

Gözlerinde gördüğüm kadının yüzü çok...

Huzurluydu.

Ne bir korku, ne bir endişe vardı. Yalnızca huzur ve beklediğine kavuşmuş olma arzusuyla yanan bir bedenden ibaret yansımaydı. Elim havaya kalkarak kafasına dokunduğu anda inleyerek, gözlerini kapatıp elime kafasını bastırdı. Yumuşacık tüylerinin sıcaklığı beni cezbederken, kafamı yana eğip onu izleyerek tüylerini okşadım. Artık yüzü daha yumuşak çok daha huzurluydu. Çektiği acılar bıçak gibi kesilmişti. Aynı zamanda benim de öyle.

PENÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin