4. BÖLÜM "ALEVLER"

10.6K 597 59
                                    









Bağımlılık; kişinin kullandığı bir madde, alkol, nesne veya yaptığı bir davranış (eylem) üzerinde kontrolünü kaybetmesidir.

Herkesin bağımlı olduğu bir şey vardır hayatta. Kiminin bir madde, kiminin bir canlıdır. Hayatım boyunca hiçbir şeye bağımlı olmamıştım. Bu yüzden bu konunun bahsi geçtiğinde anlamazdım, hatta dalga bile geçerdim. Benim için irade esas olandı. İrade yoksa, insan hayatının hiçbir önemi yoktu. Tam şu dakikalarda, kendi laflarımı kendim yutuyordum. Bir koku nasıl böylesine tesiri altına alabilirdi? Gözlerimi hızla açıp kapattım. Tekrar ve tekrar. Bir yanım deli gibi içeri girip çarşafların arasında yuvarlanmayı isterken, diğer yanım ne istediğime şok olmakla meşguldü.

Kapıdan kafamı kaldırıp nefeslerimi düzenledim ve ardı ardına yutkundum. Bu anı hiç yaşanmamış gibi yapıp sorgulamayı daha sonraya bırakarak, dalgın bir şekilde merdivenlere adım attım. Rahatsız edici gıcırtı için artık kulaklarım aşinaydı. Bir adım daha attığımda aşağıda konuşma sesleri duydum ve sessizce inerek onları dinlemeye başladım.

"Kokusu yukarıdan geliyor, orada mı?"

Ne? Ne demek kokusu geliyor? Üzerimde ki montun arasından kazağımı tutup burnuma yaklaştırdığım da düşündüğüm ilk şey, çok fazla kötü kokup kokmadığım oldu. Sonra ise aklıma mesafenin uzaklığı ve imkansızlığı geldiğinde, tekrar bir şokla sarsıldım.

Gerçekten bu insanların arasında her geçen gün, delirmemek için uğraş verecektim. Tamamını inmediğim merdivenlere baktım ve olduğum yere yavaşça çökerek, onları dinlemeye devam ettim.

"Abi ne yapacaksın bundan sonra?" Sanırım İzzet gelmişti, konuşan kişinin sesi ona benziyordu.

"Bilmiyorum." Dediğinde sesi gerçekten çaresiz geliyordu. Bana halledeceğini söylerken şimdi bu şekilde konuşması içimde ki kuşkuyu harlamıştı.

"O kadar belli ki senin eşin olduğu." Yine aynı konu açıldığında gözlerimi devirdim. Bir süre herhangi bir ses gelmedi.

"Bu kadar direnmesi, kafa tutmasının başka açıklaması olamaz." Dediği şeyin saçmalığının farkında mıydı? Hangi insan evladı bu durumu öylece kabullenebilirdi? Bu eş meselesi, zorla tutulmanın yanı sıra benim önümde olağanüstü bir durum yaşanmıştı. Şu an akıl sağlığımın yerinde olmasına bile dua ediyorken, gelmiş benim hakkımda neler söylüyorlardı. Belki de çoktan delirmiştim ama henüz delirmiş gibi hissetmiyordum. Gerçi o durumda nasıl hissedeceğimi bile bilmiyordum ama insan kendini anlardı sanırım öyle değil mi?

Aşağı inmek ve onların yüzünü görmek istemediğim için bir süre merdivenlerde oturmaya karar verdim. Ellerimi dizlerime sararak çenemi de diz kapaklarıma yasladım. Birazdan yanıma gelip istemediğim şeyleri söyleyip, zorla aşağı indireceğini düşünsem de hiçbiri olmadı. Aksine merdivenin olduğu yere kimse yaklaşmadı. Duvar kenarına doğru iyice yaklaşırken İzzet'in son sözlerinden sonra bir daha konuşan olmadı. Hava iyice kararmış karnım tekrar acıkmıştı. Duvara doğru sinip omzumu yasladıktan sonra açlığımı düşünmemeye çalışırken gözlerimin yavaşça kapandığının farkındaydım ancak engel olamadım.














Bulunduğum yerden havalandığımı hissettiğim anda gözlerimi açtım. Hâlâ merdivenlerin olduğu yerdeydim tam beni kaldırmak üzereyken kollarını itip, kendimi geri çektim. "Höst." Dedikten sonra bir adım önünde durarak ayağa kalktım. Yine aynı koku bu kez çok daha güçlü ve yoğun bir şekilde gelirken, tesiri altına girdiğimin farkındaydım. Ellerimle ağzımı ve burnumu kapatıp nefesimi tutarak geri geri merdivenlerden aşağı inmeye başladım. "Uzaklaş benden."

PENÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin