8- Münakaşa

56 11 74
                                    

Bana o günü kendi ağzından anlattığında içimde bir şeylerin yeniden kıpırdadığını hissettim. Katsuki gözlerime bakıyordu.

Bir cevap bekler gibi.

"Sanırım üzgünüm..." Kelimeler ağzımdan tane tane dökülürken beni dikkatlice dinliyordu. Bunu, bana bakan gözleriyle iliklerime kadar hissediyordum.

"Bu kadar mı? Bunca zaman sadece o günü yanlış hatırladığın için mi bana kötü davrandın?"

"Sen ne yaptın peki?"

"Ah, Izuku. Hep böylesin.." gözleri gözlerimden ayrıldı. Umutsuz vakaymışım gibi hissettirdi bu. Yakut kırmızıları dolabımda gezindi. Sonra da masamda, orada duran şiir defterime ve tüylü kalemime değdi gözleri.

"Senin kitabın mı o? Daha önce hiç görmemiştim."

"Sen benim kitaplarımı mı takip ediyorsun?"

"Ah artık sorularıma soruyla cevap verme! Okumamdan mı korktun yoksa?"

Birden ayağa kalktı ve defterime doğru hızlı adımlarla yürüdü. Yattığım yerden doğrulana kadar çoktan sayfaları açmıştı.

"Çok denedim ben çok,
Düşünmeyi bırakmayı, değişmeyi kesmeyi..
Lakin elimde hiçbir sonuç yok.
Boşa giden bir ton zamanmış gibi hepsi.

Gözlerim yerlerde, bakamaz yukarı,
Titrer kalbim soğuk bakışlarla,
Boşluğun içinde ısıtır beni, saçları sapsarı,
Gözlerim onu süzer kalbimin çarpmasıyla."

O dizeleri sesli bir şekilde okuduktan sonra elindeki defteri yere düşürdü.

"Sen..."

"Hah, gerçekten öyle mi düşünüyorsun? Bir zamanlar evet kahramandın benim dünyamda. Sonra kötü başrolün vazgeçilmezi oldun, yıkıldı dünyam..."

"Hayır Izuku! Hiçbir şey bildiğin yok ve konuşup konuşup duruyorsun!.."

"Ne bilip bilmediğimden bahsediyorsun hep?! Kendini bununla mı savunacaksın?"

"Dinlemiyorsun ki."

"İstemiyorum da Katsuki. Emin ol şundan; eğer umrunda olsaydı bir yolunu bulurdun, umrunda olmadığı için de bahane buldun."

"Senin içindi her şeyim ama sen bunu göremeyecek kadar körsün Izuku. Ancak seni suçlayamam... Haklısın."

Ne hissetmem gerekiyor, bilemiyorum. Sadece buralardan defolup gitmek istiyorum.

"Sen benim için mi aldın mirası? Benim için mi nişanlandın? Benim için mi beni arka plana attın? Benim için mi beni bu evde sadece çöp parçası olarak gözüktürdün? Daha sayayım mı?"

"Hayır Izuku, sayma. Hiçbir şey istemiyorum. Beni anlamanı bekliyordum."

"Ah Katsuki, ah! Zor günlerimde yanımda yoktun. Bir tane günle çözülmüyor tüm düğüm."

"Tamam, haklısın, dedim. Daha ne istiyorsun?"

"İyi olmak."

Sustu.

Sessizlik bazen her şeyin çözümüdür. Sessizlik karşı tarafa verilen bir cevaptır.

Hayır demektir, yapamam, duyamam, göremem, yanında olamam, seni sevemem, sana yardımcı olamam demektir. Daha fazlası demektir.

Asla demektir...

"Ben de öyle düşünmüştüm," dedim. Sonra yerdeki şiir defterimi aldım, yatağıma oturdum.

"Ne yapayım iyi olman için?"

"Bilmem, bir düşüneyim. Buradan gitmekle başlayabilirsin çünkü sana katlanamıyorum!" Bıkkınlık ile sesimi yükselttim ona. Kızıl gözlere, sarı saçlara, uzun boya, güzel tene ben bağırdım.

Ardından paltomu alıp dışarıya attım kendimi. Kafamda "işlek cadde" diye kodladığım mekana geldim. Ellerim cebimde, bekledim.

"Üzgünsün." Yanımda bir ses duymamla irkildim ve sesin geldiği yöne baktım. Hah, Todoroki'nin ne işi var burada?

"Biraz," konuşacak birisinin iyi bir fikir olduğunu düşündüm o an. Bana yaklaştı ve kulağıma fısıldadı:

"Seni iyi yapmamı ister misin?"

~~~

Kısa oldu kusura bakmayın...

[444kelime]

"Boşluğun içinde ısıtır beni,
saçları sapsarı."

Hırsız | DekuBakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin