18- Şifayı Farklı Yatakta Kapmak

53 7 199
                                    

Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Yatak ne kadar hafif olsa da son hatırladıklarım yüzünden ben rahat değildim. Görüntümün bulanıklığı azalınca yanıbaşımda oturan Todoroki'yi gördüm.

"Todoroki?.." alçak bir sesle ona seslendim.

"Ah, sonunda uyandın!" Hiç beklemediğim bir endişeyle bakıyordu gözlerimin içine. Bu ne münasebet anlamadım.

"Ne oldu? Neresi burası?"

"M-merak etme, güvendesin." Şimdi de kekeliyor. Bir şey mi oldu yoksa?

Dikilmeye çalıştığım ama üzerimdeki yorgunluk yüzünden santim dahi kıpırdayamadım. "Kendine yüklenme," diye uyardı beni anında. "Ne yapacağımı ne zamandan beri sen söylüyorsun?" diye kabaca çıkıştım ona uyarısı karşısında.

"Hasta olduğundan beri."

"Bak sen!"

"Evet, öyle. Şimdi sus ve dinlen. Sonradan sana merak ettiklerini anlatırım tabii çok özele girmemesi şartıyla."

"Niye sana güveneyim ki? Uyumayacağım." Zaten üstümde duran kalın yorganı şimdi de burnuma kadar çekti. "Sana sus dedim, sekiz saattir başında kim bekliyor sanıyorsun sen?"

Ne? Sekiz mi?... Ve bunca zamandır Katsuki beni aramaya çıkmadı mı? Ah, ne diyorum ki ben? Önemli değil, gram umursamayacağım artık.

Duygularımla oynamayı kolay sanıyor herkes galiba. Şu mal melez de dahil.

"Peki, şey..." devamını getirmeye gururum el vermedi. Eğer gelseydi şimdiye kadar görürdüm onu. Beni önemseseydi yalan söylemezdi en başta. Dinlemek istemiyorum artık... Olmayacak demiştik, biliyorum. Aramızda sır saklamayacağız demiştik ve o bana bir de yalan mı söylüyor?

Sikeyim... Sekiz saat uyumama rağmen üzerimde halen ölü hareketsizliği var. Boş bakışlarımı Todoroki'de gezdirdim, o da beni seyrediyormuş.

"Ne bakıyorsun, melez?"

"Hiç. Bayağı yakışıklısın, onu düşünüyordum. Hastayken bile."

"Haha. Sözlerin bana birini hatırlatıyor."

"Katsuki, değil mi?"

Gözlerimi kaçırıp kafa sallamakla yetindim. "Ben uyuyacağım, sapık gibi izlemeyi bırakmalısın," bu seferki uyarı nazikçeydi. Arkamı döndüm ve cidden derin bir uykuya girdim. Yorgundum ve kırgın olmam da yorgunluğumu ikiye katılıyordu. Ben uyumaya odaklanmışken arkamdan bir söz söyledi varla yok arası sesiyle:

"Hani uyumayacaktın..."

Alnımda ıslak bir bez hissettim ve çok soğuktu. "Huh! Soğuk," beni kendine çevirdi, ona arkamı dönmüş olmama rağmen.

"Yapacak bir şey yok, delikanlı. Yapabildiğim en hızlı şekilde seni iyileştirmek istiyorum."

"Sağa yatmam lazım. Nefes alamıyorum. Yorgunum çok..." dediğim anda beni yana yatırdı. Bu ne böyle? Zehirlendim mi, neler oluyor?

"Sen yokken bir hekim çağırdım. Senin hastalığını anlamak amacına matuf üzerini çıkardık. Kusura bakmazsın umarım."

"Sen.. baktın mı vücuduma?"

"Doğal olarak..."

"Ne düşündün, öhhö!" Öksürüklerimin arasında söylediğim kelimeler anlaşılıyor mu merak ediyorum.

"Üzüldüm sadece. Nasıl oldular merak ettim ama zannedersem daha önce öne sürdüğüm birkaç fikir doğruymuş."

O an eski diyaloglarımız aklıma geldi. Annemin bana kötü davrandığını öne sürmüştü gerçekten.

Hırsız | DekuBakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin