"Bilirsin, Izuku: Her ev kalp ısıtmaz. Benim evim de böyleydi. Aslında doğdum andan bu yana hep böyleydi. Sadece ben hayatımdaki bir şeyleri kendi kendime değiştirdim. Ben de yalnız kaldım, her seferinde yapayalnızdım ama hiçbir zaman soğuk beni titretmedi ve ben kış yüzünden üşümedim."
Benim hayatımdaki travmatik kilit noktaları aştığını teker teker yüzüme vurduğunda donakaldım. Açıkçası bok gibi hissettim. O ise devam etti bir hiçmiş gibi, önemsemezmiş gibi lakin onu suçlayamam. Nereden bilebilir ki benim düşüncelerimi?.. Sadece devam etmesini bekledim.
"Ben yalnızca bir şeylerin farkına vardım. Evet acıydı ancak gerekliydi. Duygularımı kullanmayı bıraktım, senin gibi. Yapmam gerekeni yaptım fazlasını değil. Beni kimse sevmiyordu Izuku, ailem de dahil. Tabii onlara aile denirse... Her neyse. Ben yalnızdım."
"Ama Shoto, anlamadığım bir şey var. İkimiz de yalnızdık evet ama... Neden üzerimizde yarattığı etkiler aynı değil?"
"Yalnızlığı seçen bendim. Seni ise yalnızlık seçti." dediği anda tüm dünya benim için durmuştu. Ne demek yani? Bunca zaman aptal olan ben miydim? Ben mi?... Cidden hepsi benim suçum muydu? Anlamamak benim hatam mı!?
"Söyledim Izuku, ben farkına vardığımda yalnızlığı seçtim. Sense farkına varamadın. Yalnızlık seni sardı ve sardı. Bu senin gibi birinin omzuna ağır bir yük olmuştur elbette."
"Sus." İyi hissetmediğimi anlamış olmalı ki biraz duraksadı ve bu kaba tepkime saçma bir şekilde anlayış gösterdi. Ardından elini omzuma yasladı ve bana odaklandı, yapacak daha mühim işleri yokmuş gibi..
"Seni tam anlamıyla anladığımı söyleyemem belki de ama ben de bir zamanlar bunu yaşadım Izuku... Hissettiğin hüznü biliyorum ve bunun için üzgünüm. Ama bir şeyleri değiştirmezsen her şeyin değişmesini bekleyemezsin."
"Biliyorum, ben sadece... Aptal gibi hissettim, Shoto."
Bana sarılmasıyla son darbemi yemiş oldum. Göğsümde atan başka bir kalp hissetmeyeli ne kadar olmuştu ki? Katsuki sarılmıştı ama...
"Üzgünüm Izuku. Bunları yaşamanı ben de istemezdim. Keşke kaderimiz daha önceden kesişseydi. Sorun değil, hiçbiri sorun değil. Bundan sonra değişip değişmemen önemli olan. Ben de çok pişmanlık duyuyorum Katsuki'ye yaptıklarımdan. Onu kullanmak yanlıştı ama benim gibi birisinden ne beklersin ki? Hep aynı cevaba çıkıyor bu soru. Biliyorsun değil mi cevabı?.."
"Hem de çok iyi..."
Belki aynı kadere uzatılmış farklı ellerdi bizimkisi. "Ben üzgünüm Shoto," diye varla yok arası bir sesle fısıldadığımda "Mutlu edebilirim," aynı ses tonuyla cevap verdi.
"Hayır, anlatmaya devam et sen."
"Emin misin?"
"Evet."
"Pekala... Babam yüzünden böyle büyümek zorunda kaldım. O pis işlere bulaşan, aşağılık herifin tekiydi ama annem öyle değildi. O çok naifti, zarifti, nazikti... Babam onu benden alana kadar öyleydi yani." Son cümleyle sesi titredi. O an içim öyle bir acıdı ki anlatmaya kelimelerim kifayetsiz kalır.
"İstersen devam etme," derken ona sarıldım. Düşman olsun ya da olmasın umrumda değildi, böyle şeylerle hayatta tek başına mücadele etmek zorunda kalan biri için bu sarılma çok şey ifade eder, ben bunu çok iyi biliyorum. Eğer hiçbir şey yapamıyorsam bile bir sarılmayı onun için çok göremem. Cidden umrumda değil kimin ne düşündüğü. Nasıl mutluysam öyle yaşayacağım.
"Sanırım bu konuları konulurken duygularını gizleyemeyen tek ben değilmişim.." demem ile birlikte ortamdaki gergin hava kayboldu ve daha yumuşadı.
"Sen aslında çok iyi bir insansın, değil mi Izuku?"
Kafamı geriye atıp bu soruyu düşündüm.
"Bilmem, öyle miyim?"
"Öylesin."
Gülümseyip ona baktım. Duygularımı saklamak zaten her zaman bok gibi hissettirmişti. Bazen otomatik olarak Katsuki'nin yanında bile duygularımı gizliyordum ama bu Shoto'nun yanında öyle değil. Daha rahatım. Daha farklı.
Katsuki'yi özlediğim gerçeğini değiştirmese de benim yanımda olacak birisine ihtiyacım var ve bundan nefret ediyorum.
"Vücudundaki yaralar nasıl oldu anlatsana Izuku."
"Annem yaptı. Tabii annem değilmiş."
"Ah... Nasıl yaptı her birini?"
"Hepsine baktın mı gerçekten?"
"Hayır, hayır! Ben sadece- yani ben... Gözüm kaymıştı sadece ve tesadüfen şahit oldum o yaralara. Yoksa alakam yok, bana ne senin vücudundan!"
"Çok meraklıysan bak. Bu ne bir amuda kalkmadığın kaldı." Bir kahkaha attım ufak çaplı. O ise göz devirdi.
"Götün yiyorsa aç."
Üstümü çıkarttım.
"Çok korkum yoktur."
Sırıttı ve yaralarımı görünce bir çöküş yaşadı. Eliyle omzumu gösterdi. "Mesela bu nasıl oluştu?.. Sigara izine benziyor."
"Ah, o mu? Annem bir keresinde sigarasını üzerimde söndürmüştü."
Kolumdaki bir yarayı işaret ederek: "Peki ya bu?".
"Isırdı. Tam bir köpek."
Aklımdan istemsizce bu anları Katsuki ile yaşamam gerektiği geldi. Sahi o nerede? Beni arıyor mu acaba? O yalandan sonra belki çok fazla tepki verdim ama duygularımı artık öyle yokmuşcasına kontrol edemezdim. Bunca şüphe arasında tek bir gerçeğe odaklanamazdım ki, kalp bu dinlemez seni. Özür dilerim, Katsuki ama senin de yalan söylemene katlanamadım.
Yalandan nefret ederim.
"Shoto. Duydun mu hiç?"
"Neyi?"
"Sessizliğini. Boğuldun mu hiç kendi kalp atışlarında, susturmak istedin mi?"
"Izuku sen... Neyden bahsediyorsun? İntihara mı meyillisin?"
"Ha?"
"Bir süre sözlerini düşünüyordum. İntihar etmek isteyen birisi gibi kelime seçimlerin var. Ya çok üzgünsün ya da intihara teşebbüs edeceksin."
"Düşünmeye başlamıştım evet. Çok acınası değil mi?... Neden intihar edeceğimi anlayacak kadar dikkatli dinliyorsun beni?"
"Niye mi? Asıl neden dinlemeyeyim onu sor sen. Izuku seni önemsiyorum. Söyledim ya, Katsuki'ye yaptıklarımdan pişmanım. Pişman olmak ne demektir, bilir misin? Bir şeyi geri almak istemek ancak artık çok geç olması demek. Madem pişmanlık duyuyorum, o şey olmadan harekete geçmem lazım, değil mi? Ders almam gerekir, Izuku. Bu yüzden seni de kaybedemem."
"O kadar acınasıyım ki sadece inanmak ile yetiniyorum.."
"Izuku! Kes artık şunu! Üzgün olduğunun farkındayım, evet hastasın da. Bunu yapmayı bıraksan artık? Böyle devam edersen durumun da kötüleşecek. Ne istediğini söyle bana."
"Ne mi? Ne mi istiyorum? Ben sadece biraz sevgi istemiştim ve azıcık da güven. Dizelerimde yazar hepsi; ne istediğim, ne yapacağım, ne düşündüğüm, ne hissettiğim... Şefkatle yapılan yemekler, sevgiyle söylenen sözler, gerçek hislerle atan kalpler ve daha fazlası. "
"Anladım. Ben bir şey yapabilir miyim peki?"
"İstediğini yap. Ama ben en çok şunu isterim senden: Katsuki'yi bul..."
...
[905kelime]
Sayonara, degerlilerim.
Bolum hakkinda yprumlarınız?
"Yalnızlığı seçen bendim.
Seni ise yalnızlık seçti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız | DekuBaku
RandomSoğuktu. Ama çoktan donmuş bir zihniyeti hangi kış titretebilirdi, hapsolmuş bir kalbin zincirini hangi soğuk kırabilirdi ki? Titremek için illa soğuk mu gerek insana? Tek bir ağız, dizlerinin bağını çözemez mi? Mesafe için illa şehirler mi girmeli...