MARRIAGE GAME ( taekook )

Gerçekler

her şeyin patladığı bölüme hoş geldiniz 🫣
gerçek kaosu bu bölüm göreceksiniz 🫠 o zaman anlayacaksınız önceki bölümlerde yaşananların basit şeyler olduğunu

ve sonraki 2 bölüm ile birlikte sezon finali olacağı için yeni bölümlerin her biri ilerleyen diğer haftalarda tek tek gelecek

iyi okumalar 💗
bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınnn

🍷

Taehyung gözlerini hissettiği derin mide bulantısı ile açtığında güneş batmak üzereydi. En son terle kaplı bir şekilde yüzüstü uzanıp uyuyakaldığını hatırlıyordu ancak şimdi bembeyaz bir elbise giydirilmişti, tertemiz kokuyordu ve bir o kadar temiz kokan çarşafların üzerinde omuzlarına kadar çekilmiş bir pikenin altındaydı. Ancak iyi hissetmiyordu.

Gözlerini odada gezdirip kocasını aramaya başladı, onu hiçbir yerde göremediğinde yavaşça dikleşti yattığı yerde. Ayaklarını yataktan sallandırıp kalktığında başı döndü.

'' Jungkook? '' diye seslendi adımları yalpalarken, yakınındaki komodine sıkı sıkı tutundu. '' Burada mısın? ''

Ses gelmediğinde onun odada olmadığını anladı. Kocasına bakınmak için odadan çıkacaktı ki mide bulantısı birden artıp sabahki kahvaltı ağzına geldiğinde koşar adımlarla lavaboya gitti.

Yediklerini çıkarıp bitkince lavabonun zemininde oturdu bir süre, böyle bir mevsimde çok yersiz bir şekilde hastalanmış olmasına anlam veremezken zorlukla ayağa kalktı.

Ağzını yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra omuzlarına aldığı, Jungkook'a ait olan, ceketle odadan çıktı. Tamamen yabancı bir yerde yalnız olmanın verdiği rahatsız hisle alfasının kokusu bulunan cekete sarılıp kumaşla oynayarak odadan çıkıp merdivenleri inerek kocasını aramaya başladı. Merdivenlerin sonuna geldiği sırada karşısına çıkan hizmetli ile anında kadının yanına koştu Taehyung.

'' Pardon? '' dedi kadına ingilizce bilmesini umarak, '' Jungkook nerede biliyor musun? ''

Kadın anında gülümseyerek başını salladı.

'' Bay Moretti iki kat aşağıda toplantılarını yaptığı odada, kuzeni Nicholas Bey ile konuşuyor. ''

Taehyung kadına teşekkür edip merdivenleri inmeye başladı. Son kata geldiğinde bulunan koridordaki odalardan hangisine gireceğini bilemeyerek Jungkook'un adını seslenme kararı almıştı ki duyduğu yüksek sesle irkildi.

'' Kuzenimsin diye karşıma geçip böyle konuşma cesaretini sana kim veriyor?! ''

Jungkook'un öfke dolu sesi Taehyung'un tüylerini diken diken etti, kafası sesin geldiği odaya dönerken adımları da o yöne doğru döndü.

'' Niye sözlerimden rahatsız oluyorsun kuzen? '' diye sordu alaylı ve İtalyan aksanlı bir ses.

İkisi de ingilizce konuşuyordu.

'' Niye diye soruyorsun öyle mi? '' diye adeta hırladı Jungkook, '' Eşim için söylediklerini sikime takmayacak kadar ahmak mı duruyorum Nicholas? ''

Adı Nicholas olan adamdan alaycı bir kahkaha yükselirken Taehyung aralık kapının biraz gerisinde durup dinlemeye başladı. Kendisinden de bahsedildiği belliydi ve konuşulan her ne ise dikkatini çekmişti.

'' Hatalı soru '' dedi Nicholas elindeki kadehi dudaklarına götürürken, '' Asıl soru neden sözde eşin olan o çocuk için böyle sinirlendiğin. ''