Geçmiş

422 22 6
                                    

3. Bölümden merhaba...

Hikaye nasıl  gidiyor?

Görüşlerinizi belirtin lütfen.

#####

24 Mart 2009

Bir insan hiç mi sevilmezdi? hiç mi sevgi görmezdi?

Küçük Bige küçük yaşta tatmıştı sevgisiz olmanın ne demek olduğunu. Merak edeni yoktu onun. Tek seveni de ölmüştü bir hafta önce.

Abisi onu çok sever, babasının tacizlerine ve dayaklarına karşı hep korumaya çalışırdı. Annesi ise acı çeken kendi evladı değilmiş gibi oturur izlerdi. Öyledir ki abisi onu korumaya çalışırken ölmüştü. Öldürülmüştü. Hem de babası tarafından.

Onun yüzünden ölmüştü abisi. Vicdanının yükü çok büyüktü. Taşıyamayacağı kadar ağırdı. Abisi öldükten sonra o ev ona dar gelmişti. Artık ona zarar veren kişi babası değildi. Annesi  oğlunun ölümünü küçük kızdan çıkarıyordu. Her ne kadar asıl suçlu kendisi olsa bile...

Az da olsa aldığı nefesi bile kesilmişti. Dili lal olmuş gibi hiç konuşmuyordu. Yapabildiği tek şey şiddet görmediği zamanlarda sabaha kadar ağlamak oluyordu.

Bir hafta önce boş olan mezar artık abisinin cansız bedeni ile doluydu. Bir yandan mezar taşını okşuyor, bir yandan da mezarına su döküyordu küçük kız. Artık dayanamıyordu bu acıya. Bir an önce abisine kavuşmak istiyordu. Melek olmak istiyordu.

Mezar taşına bir öpücük kondurdu. Koklamaya çalıştı, kokusunu hissetmeye çalıştı. Yapamadı, mezar taşı toprak okuyordu ama abisi kokmuyordu.

"Abi söyle ben şimdi ne yapayım ha? Geleyim mi yanına? Görmek ister misin artık beni?"

Cevap gelmedi. Ama küçük kız cevap bekliyordu. Gel demesini bekliyordu. Gel de beni sensiz bırakma demesini bekliyordu ama ses gelmiyordu.

Küçük kız eğildiği  yerden ayağa kalktı , dik durmaya çalıştı. Artık yeterdi. Abisini çok özlemişti ve onu görmeliydi. Yoksa dayanamazdı. Gerçi  yine de dayanamıyordu ya.

Usul usul adımlarla çıktı mezarlıktan. Sıradaki adımı onun kurtuluşu olacaktı. Sıradaki adımı onu sonsuzluğa taşıyacaktı.

Mezarlığın yakınlarında bir uçurum vardı. Son bir haftadır yediği dayaklardan kaçmak için önce mezarlığa sonra da buraya uğruyordu. Buraya geldiğinde ancak kendini iyi hissedebiliyordu. Burası onun evi gibi olmuştu...

Yine aynı usul adımlarla uçurumun en uç noktasına kadar ilerledi. Kafasını kaldırdığında uçsuz bucaksız bir boşluk onu karşıladı. Eğer buradan atlarsa kurtulurdu, acıları silinip atılırdı.

Kollarını iki yana açıp esen rüzgarı son kez hissetmek istedi. Bu sırada içinden son duasını ediyordu. Ufak tefek adımlar attığında artık sonsuzluk ayakları altığındaydı. ileriye doğru yapacağı bir hareketi ona abisini bahşedecekti.

Tam o son adımı atacağı sırada bir çift kol onu yakalayıp geri çekti. Küçük kız ne olduğu konusunda şaşkındı. Başını kaldırdığında ona merhametle bakan harelerle karşılaştı.

"Neden yapıyorsun bunu?"

Kendinden emin bir şekilde yanıtladı Bige. "Abimi görmek için."

"Abini neden oralarda arıyorsun?"

"Çünkü abim öldü ve beni burada tek bıraktı."

Kabuk Bağlamış YaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin