Hepinize yeni bölümle merhabalarrr 🤍
Umarım iyisinizdir. Bölümü beğenmeniz dileğiyle...
İyi okumalar dilerim🌸
<•><•><•>
Gözlerimi diktiğim tavandan ayırmadan hastanenin uğultusunu dinliyordum. Acildeki sedyelerden birindeydim. Serum bağlamışlardı. Düşerken başımı vurduğum için ekstra birkaç tetkik yapmak istediklerini söyleyince kabul etmiştim. Zaten düşünemeyecek kadar sarsılmıştım.
Yaralanmamın üstüne buraya tekrar gelmek kesinlikle iyi hissettirmiyordu. Kimseyi de çağırmamıştım. Ceyhun'u veya Ülkü'yü endişelendirmek istemiyordum. Tek başıma durduğum bölmeye yaklaşan adım sesleri tam perdenin önünde durdu. Perdeyi açıp içeri giren bedene bakamadan sesini duymuştum.
"Benimle dalga geçiyor olmalısın."
Sesini tanısam da bu gerçeği kabullenmem için onu görmem gerekiyordu. Gözlerim beyaz tavandan önümdeki uzun bedene döndü. Oydu gerçekten. Üstü başı ütülüydü. Koyu mavi bir takım giyiyordu. Saçları arkaya taranmıştı. Sabah tıraş olduğu belliydi. Bıyıkları düzgündü, ifadesini daha da ciddileştiriyordu. Yeşillerin arasındaki grileri bakışlarını yine gölgelemişti.
Cevap vermedim. Bakışlarımı ondan alıp üstümdeki ince battaniyeyi iyice kendime çektim. Zaten yaşadığım şoktan donuyordum. Bir de bakışlarında üşümek istemiyordum.
"Belayı üzerine çekmek gibi bir gücün mü var?" dediğinde dişlerimi sıktım.
"Bitti mi çıkışman?" Sonunda konuştuğumda derin bir nefes almıştı. Cevabını beklemedim. Bakışlarım biten serumuma kaydı. Şükürdü!
"Nereden öğrendin burada olduğumu?"
"Tanık olarak adını görünce buraya gelmek istedim." Davayı o mu almıştı? Bu düşünceyle gerildim. Sürekli aynı noktaya düğümleniyor gibiydik.
"Dava sende mi?"
"Evet. Senin Çetin Ak'la ne ilişkin var? Onu nereden tanıyorsun?"
"Tanımıyorum. O çağırdı."
"Dur, tahmin edeyim! Yardımını mı istedi?"
Gözlerimi sıkıntıyla kapattım. Yaşadığım şok tepkisiyle sönerken sinirim tepeme çıkıyordu. "Bana mail atıp buluşmak istediğini söyledi. Ben de yanına gittim. Bu bir suç değil."
"Evet, suç değil. Fakat tuhaf." Başımla onayladım. Bu konuda haklıydı. "Bana bir dosya verdi. Pek hoşuna gitmeyecek." Sessiz kaldığı için tepkisini görme ihtiyacıyla kafamı kaldırdım. Bana dik dik bakmasıyla gözlerimi indirdim tekrar. Pekala, yine onu tanıyormuşum gibi konuşmuştum ve son sohbetimiz bu şekilde iyi ilerlememişti.
"Dosya nerede?" Yanımdaki çantama baktım. Düştüğüm yerde donakalmış bir şekilde yangını izlerken çevreden biri yanıma gelmişti. Bana uzattığı dosyaya bakıp çantamın içine sıkıştırmıştım.
"Çantamda."
Sedyeden doğruldum ve biten seruma baktım. Gözlerim bir hemşire aradı perdenin aralığından ama yoktu.
"Bunu kanıt olarak almamız gerekecek."
Adamın söyledikleri kafamda dolanırken tedirgin oluyordum. "Dosya Tekiner'ler ile ilgili." diye gergince konuştuğumda bakışlarının ağırlığını üstümde hissettim.
"Ne yazıyor?"
Bakışlarım ona değmeden ilerideki sağlık personelleri üzerinde gezdi. Herkes uzaktaydı. Buradan bizi duyamazlardı. Bu dosyada kimin parmağı olup kimin olmadığını bilmiyordum. Fakat Erdinç'ten dolayı bir tek ona güvenebilirdim. Bakışlarım sonunda ona döndüğünde beni izlediğini fark etsem de umursamadım. Büyük ihtimalle paranoyakça davrandığımı düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARGI SARMALI
AcciónBazen kader insanları birbirlerine bağlar. Onlar bunu başta fark etmezler. Ufak ufak örer ağını. Geçmişleri, şimdileri ve gelecekleri birbirlerine sarılır. Dönerler birbirleri etrafında... Döndükçe dolanır, dolandıkça düğüm olur, düğüm oldukça da bi...