Herkese merhabaaa 🤍
Bölümü son kez üstünden geçip sizinle paylaşıyorum. Olabilecek hatalar içinden şimdiden kusura bakmayın. Sizi daha fazla bekletmek istemedim.
Bu bölüm iki bölümün toplamından oluştuğu için oldukça uzun. Yaklaşık 7500 kelime kadarcık dkdmfmfmmd
O yüzden beğenilerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin 🥹
Sizi daha fazla tutmuyorum. İyi okumalar dilerim...
<•><•><•>
Giden taksinin arkasından bakarken Tuğrul'un bakışları dalgındı. Bir süre uzaklaşan aracı izledi. Geri arkasını döndüğünde Gökhan'la Özkan'ın yanına yürümeye başlamıştı. Gökhan Özkan'a bir şeyler anlatsa da Özkan'ın dikkatinin kendisinde olduğunun farkındaydı. Çünkü kısılmış gözleriyle direkt ona bakıyordu. Başını yana eğdi ne var dercesine.
Özkan bu hareketiyle gülümsedi. Yok bir şey anlamında çenesini kaldırıp tamamen Gökhan'a dönmüştü. Umursamadı. Zaten kafasında yeteri kadar düşünce vardı. Bir de bununla uğraşamayacaktı.
Hata yapmıştı.
Evren'in onunla konuşmasına izin vermemeliydi. O hasta piçin onunla böyle konuşacağını en başından tahmin etmişti. Peki, neden izin vermişti? Çalışma odasında açık kahvelerinin ona kırgınca bakışını hatırladı. Reddedememişti. Hala bir parçasının kendini suçladığını biliyordu, Tuğrul. Aynı suçluluk onda da duruyordu. Ağır bir histi. Bu yüzden karşı çıkamamıştı daha fazla.
Hakan'ın kardeşi hakkında konuştuğunda Evren'in onunla bu kadar korkusuzca konuşmasını hiç beklememişti. Onun kontrollü tavrını darma duman ederken içinde büyüyen bir gururla kadına bakarken bir o kadar şaşkındı. Sonra Hakan onu nasıl öldüreceğini anlatmaya başlayınca şaşkınlığı öfkesine evrilmişti. İçinde büyüyen canavarla odadan çıkıp o piçi masaya çarpıp çenesini kırmak dürtüsüyle odadan çıkacakken Özkan durdurmuştu onu. Bekle, demişti.
Sıkılı yumruklarıyla görüntüleri izlediği ekrana bakarken beklemişti. İçeri girerse buraya kadar boşuna gelmiş olacaklarını biliyordu. Evren'in ona yalvaran bakışlarının hatırına beklemişti. Yine Evren'in dümdüz bir ifadeyle ona bakıp cevap verdiğinde sesinde hiçbir korku olmaması onu bir parça rahatlatmıştı.
İkinci hatası da burada olmuştu.
Evren'in korkmadığını sanmıştı. O yüzden beklemişti. Fakat adam sandalyesinden kalkıp ona atıldığında bir saniye daha o odada duramazdı. Kapıyı açtığındaysa afallamıştı. Çünkü kapının arkasındaki o kadın ekranda izlediği korkusuz kadın değildi. Açık kahvelerinin derinlerine gömdüğü korku ona değer değmez açığa çıkmıştı.
Evren korkmuştu.
Kadının korkusunu tekrar hatırladığında canı iyice sıkıldı. Oysa ki ona rahatsız olduğunda kalkıp gitmesini söylemişti. Neden durmuştu?
Erdinç için dedi içindeki ses.
Erdinç içindi.
"Ben emniyete geçiyorum." diye konuşan Gökhan'ın sesini duyacak kadar yaklaşmıştı artık. Özkan kafasını salladığında Gökhan Tuğrul'a döndü.
"İstediğiniz bir şey var mı Savcım?"
"Yok."
"Tamamdır o zaman. Sonra yine haberleşiriz." Gökhan yanlarından ayrıldıklarında yalnız kalmışlardı. "Başak gelmiş." diyen Özkan'la ilgisiz bakışları ona döndü. "Evet." Bu cevapla Özkan'ın gözleri kısıldı. Gelecek soruyu tahmin etse de umursamadan aracına doğru yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARGI SARMALI
AcciónBazen kader insanları birbirlerine bağlar. Onlar bunu başta fark etmezler. Ufak ufak örer ağını. Geçmişleri, şimdileri ve gelecekleri birbirlerine sarılır. Dönerler birbirleri etrafında... Döndükçe dolanır, dolandıkça düğüm olur, düğüm oldukça da bi...