12. Beklemeyi Bilmeyen

62 2 1
                                    

Hepinize tekrardan merhabaa

Bu bölüm biraz duygu yoğunluğu olan bir bölüm oldu. Pek fazla düzenleme de yapamadım. Umarım hatalarım çok olmamıştır. 🥹

Bölüm yine uzun. Ben bu bölümü çok beğendim. Siz de beğenirsiniz inşallah 🤍

Uzatmadan hepinize iyi okumalar dilerim 🌸

<•><•><•>

Gözlerime maskara sürerken makyajımı aynamdan kontrol ettim. İnce farla çektiğim eyeliner gözlerimi daha çekik gösteriyordu. İç kısımlara ise ışıltı bir far sürerek temiz bir görünüm vermiştim. Bence hoş duruyordu. Benim için yeterliydi.

Maçın üzerinden üç gün geçmişti. Tuğrul'u ise o konuşmadan sonra görmemiştim. Bir şey yapmamamı söylemişti ama pek ona uyduğum söylenemezdi.

Araştırma yapmaya devam ediyordum. Öncesinde Tuğrul'la bunu konuşmam gerekir miydi, tartışılırdı. Ona kalsa konuşmam gerekiyordu. Ancak ona dediğim gibi bu benim mesleğimdi. Bu benim hayatı yaşayış biçimimdi. O yüzden böyle bir zorunluluğum da yoktu. Ayrıca tehlikeli olabilecek bir duruma düşmemek için eskisinden daha dikkatli yaklaşıyordum. Risk almıyordum. Bu hızımı yavaşlatıyordu ama yapacak bir şey yoktu.

Birkaç kayıp ve ölüm haberi bulmuştum. Erdinç'in bahsettiği olayla ilişkilendirmeye çalışıyordum. İki ihtimali yakınlarıyla konuşup elemiştim. Elimde üç kişi daha kalmıştı.

Şimdiyse Ülkü'nün haftalar önce bahsettiği restoranda gidiyorduk. Üniversite arkadaşlarımızdan birinin eşinin çalıştığı lüks bir restorandı. Bıçaklanmamın öncesinde gidelim dediği yerdi. Bu yüzden onu kıramamıştım. Farklılık benim boktan psikolojime de iyi gelebilirdi.

"Ay Evren! Bunu mu giyeceksin, gerçekten? Kız gecesi yapıyoruz, diyorum. 'Girls dinner' . Lütfen kot pantolonunu başka bir gün giy." Ülkü'nün söylenmeleri eşliğinde allık sürdüğüm yanağımdaki dikkatimi ona çevirdim. Yatağımın başında dikilmiş kotumun paçasını iğrenç bir şeymiş gibi iki parmağının arasında tutarak hava kaldırmıştı.

"Yemeğe gidiyoruz alt tarafı Ülkü." Bakışları bana kaydı. Umutsuz bir bakış atarken başka bir şey söylemesine gerek kalmamıştı. Yazık, diyordu. Anlayabiliyordum. Ben de ona aynı şekilde baktım.
Dolabıma yöneldiğinde başka bir şey aramaya başlayacağını görmeden biliyordum. Restoranın lüks olduğunu özellikle belirttiği için bu işe el atmasına izin verdim. Kendi tülleri olan uçuş uçuş dizlerinin üstünde biten siyah bir gece elbisesi giymişti. Kesinlikle güzel duruyordu. Maşallahtı!

"Sana özel bir mekana gidiyoruz dedim. Alt tarafı yemek yemeyeceğiz. Kendi kendimize terapi yapacağız. İşte buldum. Bunu giy sen de, hem abartı değil."

Çıkarttığı şeye baktığımda geçen sene aldığım bir sefer giyip daha da giymediğim beyaz elbiseme baktım. Elbise korseliydi. Uzun kolları ve dizlerimin altına kadar dar uzanıyordu. Dekoltesi yoktu. Sadece yaka kısmı biraz açıktı. Kare şeklinde gelip göğüs kısmında kalp yakaya dönüyordu. Bir de yürümeyi kolaylaştırmak için eteğinin arkasında dizlerimin üzerine kadar ulaşan yırtmacı vardı.

Birkaç saniye bakışlarım elbise ve Ülkü arasında dolaştı. Elbise güzeldi. Zarifti. Bir davete giymek için uygundu. Yemeğe giymek için üşendiriciydi ama Ülkü'yü kırmak istemedim. Madem kız kıza randevu yapıyorduk dediği gibi hakkını vermeliydik.

"Tamam. Onu giyerim." Sırıttı. Tekrar aynaya döndüğümde bu kez saçlarıma kısa bir bakış attım. Kat kat kestirdiğim için saçlarım düz olsa da dalgalı duruyordu, ben de öyle bıraktım. Sadece öndeki perçemlerimi fönle biraz şekillendirmiştim. Giyindikten sonra taksi çağırdık. Bu gece ikimiz de içmeye karar verdiğimiz için arabayla uğraşmayacaktık.

YARGI SARMALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin