-YALAN-

181 15 0
                                    

Gülümsedi yine. Sağ gözünden bir yaş düştü. Kendime çekip sarıldım. Benim de gözlerim dolmuştu. Ama onun görmesini istemedim. Görürse belki daha da üzülürdü. O görmeden sildim daha düşmeyen yaşları.

"Ömer, tamam. Sadece uyumamıştım ve kafam çok kötü ağrıyordu. Hem de aklımda daha binlerce soru vardı. Okulla ilgili. Yalnız kalmak istedim sadece."

"Tamam da, bana anlata bilirsin, Leyla. Soruları bana sora bilirsin."

Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Dün yemekhaneden ayrıldığımda Kaan yanıma gelmişti ve yine özür dilemişti. Ben de affetmiştim.

Kadının anlatma kimseye dediklerini tabi ki de kimseye anlatmadım. Olayları çözünce karar vereceğim.

"Ömer. Ömer'im, uyumak istiyorum sadece."

Derin bir nefes aldı. Başını sallayıp kapıya yöneldi.

"Tamam. Dinlen sen. İsteyeceğin bir şey olursa, Kaan'la yemekhanede olacağız."

"Tamam. Teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Diyip kapıyı açtı ve çıkıp gitti. Kapı kapanınca derin bir nefes aldım ve yatağıma ilerledim. Oturdum. Hazır yalnızken hayaleti çağırsam mı acaba?

Elimi kolyeye attım. Kıyafetin altından çıkardım. Kolyeye dokun demişti. Dokundum. Etrafa baktım. Yoktu. Yattığım sırada karşımda belirdi.

"Merhaba."

"Merhaba, Leyla. Daha iyi misin?"

Gülümsedim. Dün Kaan'la barıştığımızda yanımızdaydı. Kendimi yalnız hissetmeme izin vermemişti. Başımı salladım.

"Evet, daha iyiyim. Teşekkür ederim."

"Rica ederim, güzelim. Dediğim gibi merak etme, ben her daim yanında olacağım."

"Ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten."

"Bi şey demene gerek yok."

Birden yüzü ciddi bir hal aldı.

"Ben sana bi şey soracaktım aslında."

"Öyle mi? Ne?"

"Sen suyun rengini değiştire bildiğini ne zaman öğrendin?"

"Ben.. Kolyeyi bulduğum gün. Yani kolyenin varlığını daha bilmiyordum o an."

"Anladım."

"Bi sorun mu var?"

Gülümsedi ve başını iki tarafa salladı.

"Hayır. Tam da tahmin ettiğim gibi. Kolye suyun rengini değiştirdiğini hissetmiş, bu yüzden de seni yeni sahibi olarak seçmiş."

"Anladım."

"Leyla.."

Dedi ve iki eliyle elimi tuttu. Ciddi şekilde konuşmaya başladı.

"Leyla, bu kolyeye iyi bakmalısın. Onu hep sakla. Kimsenin görmesine izin verme. Eğer o kolyeyi biri bulursa ben seninle görüşemem. Ruhum yeniden o kolyeye hapis olur. Lütfen, hem benim için, hem de kendin için koru onu."

Gözleri dolmuştu. Ruhu bu kolyeye hapis miydi yani? Onu o kolyeden ben mi kurtardım?

"Kolyeye hapis miydin?"

Başını salladı. Önce şaşkınlıktan donup kaldım. Diğer elimi elimdeki ellerinin üzerine koydum.

"Söz veriyorum. Söz veriyorum. Bu kolyeyi gözüm gibi koruyacağım."

Ölümsüzler OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin