-MERAK-

120 14 0
                                    

Bu kızda gerçekten bir şeyler vardı. Ama ben bu gizemi anlayamıyordum. Anlamak içinse çok araştırmam gerekiyordu. İlk olarak Su'dan başlamam gerek bence. Beni çok iyi tanıyor gibi görünüyor. Neler döndüğünü anlamam gerek.

Kafamı kaldırdım ve ağrıyan gözlerimi açmaya çalıştım. Ama etraf fazlasıyla karanlıktı. Gözlerimi açmam bile görmeme yetmiyordu. Biraz durup gözlerimin karanlığa alışmasını bekledim. Ama sanki bir faydası yoktu.

Etraf zifiri karanlıkken, kendi ellerimi bile göremiyordum. Bu tabii ki de beni korkutuyordu. Ama artık bir şeyin farkına vardım.

Ne zaman bu kadar karanlığa düşsem bunun bir rüya olduğunu anlamaya başladım. Ama rüyada olduğunuzu hissederseniz, bu artık rüya değildir.

Ne olduğunu ben de bilmiyorum...

Bir anda arkamdan turuncu sarı karışımı bir renkte ışık yandı. Giderek yaklaşıyordu. Gözlerim ani ışıktan acısa da arkamı döndüm.

Parlak ışık görüşümü engellerken ışığın kaynağını anlamaya çalıştım. Dikkatle, gözlerimi kısarak baktım. Işığın içinde biri mi vardı...?

Peki kimdi o?

Göremiyorum...

"Leyla, uyan!"

Omuzlarımdan sertçe sarsılmamla yerimden sıçradım. Derin nefesler almaya başladım. Sanki nefesim kesiliyordu.

"Tamam. Sakin. Derin nefesler al."

Bir yandan kulağıma fısıldarken, bir yandan da sırtımı sıvazlıyordu. Sakinleşince bakışlarımı kaldırıp dibimde duran yüzüne baktım.

"İyi misin?"

Başımı salladım. Ayağa kalktı ve elini uzattı. Ben de kalkınca yürümeye başladı. Nereye gidiyoruz?

Adımlarımı durdurdum. Elimi tuttuğu için o da durdu. Bana döndü. Yüz ifademden anlamış olacak ki, konuştu.

"Yemekhaneye gidelim. Yemek ye. Kaç saat oldu."

Kaç saat mi oldu?

Kafamla onay verince tekrar ilerlemeye başladı. Okula yaklaştığımızda birden tuttuğu bileğimi bıraktı. Birden giden sıcaklıkla afallasam da hemen toparladım. Öğretmenler görürse, yanlış anlaya bilirlerdi.

İçeri girdik. Bazı ölümsüzler bize döndü. Sirenler, kurtlar, deniz kızları ve tabi deniz erkekleri...

Benim odaya kendimi kapattığım sırada çoğu ölümsüz ordaydı. Kaan yarı kurt adama dönüşüp kapıyı kırınca onu sakinleştirmek kolay olmamıştı. Su anlatmıştı bana. Henüz bu dönüşüm eğitimini tamamlamamıştı Kaan. Öğretmenler de Kaan'ı azarlamışlardı. Benim yüzümden...

Olayları hatırladıkça daha çok ağlayasım geliyordu. En iyisi unutmaktı. Onu da nasıl yapacağımı bilmiyorum.

Derken bize doğru gelen bir kız gördüm. Üzerinde mini bir etek, kısa bir kazak vardı. Uzun topuklu bir ayakkabı giyiyordu. Saçları ise ne uzun ne kısaydı, dalgalıydı.

Ben durup ona bakarken Kaan da durdu ve baktığım yere baktı. Bakışlarımı tekrar Kaan'a çevirdiğimde çenesinin kasıldığını gördüm. Neden sinirlendi ki, bir anda?

Kız yanımıza geldiğinde durdu. Kaan'a doğru bakarak konuştu.

"Kaancığım. Nasılsın? Hiç uğramıyorsun bizim oralara. Özlettin kendini."

Ölümsüzler OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin