-KULÜBE-

463 29 0
                                    

Taşın üzerinde öylece oturmuş, yanımda duran kurta bakıyordum. Hiç bir şeyi anlamamıştım çünkü. Kurta beni suya attığı için sinirlensem de, bi şeyler ima ettiğini anlayınca bu sinirim yok oldu.

Saniyeler sonra ışıklar gittiğinde gözlerimi açtım. Etrafıma bakındım. Hiç bir şey yoktu. Üstüme baktım.
İçimden sadece bir cümle geçiyordu...

'NASIL OLDU BU?'

Bi.. bi kuyruk?! Bu nasıl oldu ki? Bu bildiğin deniz kızı kuyruğu..?! Bi dakika.. Ben suyun altında nefes ala biliyorum, kuyruğum var.. Ben şimdi deniz kızı mı oluyorum? Anlamadım ki!

Suda öylece kuyruğuma bakarak bi kaç dakika geçirdim. Fakat bazı şeyleri anlamak ve düşünmek için yukarı çıkmam gerekti. Aklımda tek bir soru dolanıyordu..

'Ya sudan çıkınca ayaklarım geri gelmezse...'

Yukarıya yüzmeye başladım. Sonunda su yüzüne çıktım. 'Oh be!' diye geçirdim içimden. Kıyıya doğru yüzmeye başladım. 'Vay be yüzmeyi biliyor muyum?' diye düşünmeden de edemedim.

Kıyıya ulaştığımda ellerimden destek alarak taş yüzeye çıkmaya çalıştım. Başarılı da oldum. Taşın üzerine çıkar çıkmaz, kendimi sırtüstü yere attım. Derin derin nefesler alıyordum. Biraz sakinleştikten sonra doğruldum. Ayaklarıma baktığımda yavaş yavaş dönüşüyordu. Dönüşüm bitince ayaklarımı kendime çekip sarıldım. Vallahi de Billahi de çok özledim ben ayaklarımı.

Taşın ucuna geldim ve oturdum. Saçımın ıslanmadığını daha yeni fark etmiştim. Hava hafif serindi. Birazcık rüzgar vardı. Saçlarımı dalgalandırmasını severdim rüzgarın. Ben öylece oturmuş düşünürken, arkamda hissettiğim nefes sesiyle başımı çevirdim. Kurt..

Öyle bakıyordu ki.. 'Özür dilerim..' dercesine. Kıyamadım onun öyle bakmasına. Onu dikkatle incelemeye başladım. Neden suya attığını anlamıştım. Benim böyle bir gücümün olduğunu biliyordu. Ama nereden bildiği muamma.

Taşın üzerinde öylece oturmuş, yanımda duran kurta bakıyordum. Hiç bir şeyi anlamamıştım çünkü. Kurta beni suya attığı için sinirlensem de, bi şeyler ima ettiğini anlayınca bu sinirim yok oldu. Elimi kurtun başına götürdüm ve yine onu okşamaya başladım. Benim onu böyle okşamamı seviyordu bence.

Gerçi ben de kendime inanamamıştım. Daha bir kaç saat önce tanıdığım bu kurtla konuşmadan, sadece bakışlarla anlaşmıştım. Hakkımda daha bi çok şey bildiği aşikardı. Hayvanlar ve insanlar bir birini anlar derdiler de inanmazdım. Meğerse gerçekmiş..

Kurt yattığı yerden kalktı. Ben de ona ayak uydurarak kalktım. Yine onu takip edecektim anlaşılan. Bir gün içerisinde bu kadar adrenalin bana yeter de artar bile. Ama yine merakımın esiri olmuştum..

Yine beni arkasına almış yolunu giden kurtun peşinden bildiğin koşuyordum. Çok hızlıydı. Ya da ben yavaştım?

Beklemediğim bir şekilde durdu. Ben de fırsattan istifade hemen ellerimi dizime koyarak soluklanmaya başladım. Başımı kaldırdığımda günün bilmem kaçıncı şokunu yaşadım. Bi kulübe..

'Ormanın ortasında bi kulübe mi?'

Şu anlık bölümler kısa ama ilerleyen bölümlerde uzun yapmaya çalışacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu anlık bölümler kısa ama ilerleyen bölümlerde uzun yapmaya çalışacağım.

Ölümsüzler OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin